Hayatta insan neyi arar ve neyi bulur? Bulduklarından mutlu mudur? Tercih ettiklerini ince eleyip sık dokur mu? Eylemleriyle inandıkları çatışır mı? Yaşadığın hayat çelişkisiz mi? İnsan sıklıkla sormalı benzer soruları. Sorgusunu yapmadığın kabul ve reddedişler nelere mal oldu?
"Güzelliğin on par'etmez Bu bendeki aşk olmasa Eğlenecek yer bulamaz Bu bendeki köşk olmasa" Âşık Veksel
İnsan, davranış ve düşünceleriyle insandır. Fertten aileye, cemiyetten devlete, devletten devlet yönetimine bütün bu davranışlar ve düşünceler üzerinden planlamalar yapılır ve uygulanır. İnsan doğuştan sahip olduğu özelliklerini, eğitim ve sosyal hayatın içerisindeki kazanımları, okudukları, gözlemleri ve tahlilleriyle kimlik kazanır.
Bin dokuz yüz yetmiş altı yılında üniversiteyi okumak üzere İstanbul'a gelmiştim. O günden bugüne İstanbul ile özel bir bağa sahip oldum. Ben İstanbul'a gelmeden rüyamda gördüm seni.
İnsan ve devlet ilişkisini doğru tahlil etmeden gelecek stratejisi üretemezsiniz. Toplumun yapısı bilinmeden yönetme biçimi de belirlenemez.
İnsan ve sanat konusu aynı zamanda medeniyete işaret eder. İnsan yaşadığı ortamda, toplumu güzelleştirme, temiz ve nezih tutma, estetik anlamlar katma gibi hususlar arar.
"Doğrusu Biz, sorumluluğu (emaneti) göklere, yere, dağlara sunmuşuzdur da onlar bunu yüklenmekten çekinmişler ve ondan korkup titremişlerdir; onu insan yüklendi. Doğrusu o çok zalim ve çok cahildir. (kabulüne rağmen emanete hıyanet etmektedir)". Ahzap 72.ayet
Mevcudatın yaratılış sırrı insandır. Sırrın sahibi olan insan diğer bütün mevcudatın da sırrına vakıf olur. Sırrını kavrayamaz ise sıradanlaşır. Sıradan olmaması için irade verilmiştir ki, insan olarak kendini özgün kılabilsin. Özgün olan insan asli hüviyetini kaybetmez. Özgünlüğü olmayan insanın özgürlüğü de olmaz. İnsanla birlikte var olan eşya ve ihtiyaca binaen yaratılmış olan ne varsa, her birine anlam yükleyen, şekil veren, disipline eden de insandır. İnsanın kendini tanıması-çözümlemesiyle birlikte diğer bütün problemleri de çözüme kavuşturur.