Krizi yenebilmek için teşhis etmek, teşhis etmek için de ülkede ekonomik kriz olduğunu kabul etmek gerekir.
Yazılı ve görsel medyada iktidar taraftarı olan gazeteci ve aydınlar enflasyonun sebebinin dış dünyadaki fiyat artışları olduğunu, üstüne bir de Rusya – Ukrayna savaşının etkisi de eklenince, ortaya çıkan hayat pahalılığında hükümetin hiçbir katkısı olmadığını söylemekteler.
Daha önceki iki yazıda Türkiye'de toplumsal sürdürülebilirlik için gerekli olan üç bileşenden "milli kimliği ayrıştırmayan toplumsal süreklilik" ve "istikrarlı büyüme" bileşenlerini engelleyen sorunları incelemiştim.
28 Mart 2022 Pazartesi günü yazamadım. Bugün telafi etmeye çalışacağım.
Bugünkü ve bir sonraki yazımda Türkiye'de toplumsal sürdürülebilirliği aksatan problemler üzerinde duracağım.
Bugün Rusya – Ukrayna Savaşı'nın bize gösterdiği olgular ve süreçleri toplumsal sürdürülebilirlik açısından yorumlayacağım.
Bugün 2000 yılından bu yana bütün dünyada hızlanan bir trendle artan popülist sağ iktidarlardan bahsedeceğim.
Bugün yeniden sürdürülebilirlik konusuna dönüyorum. Konumuz "toplumsal sürdürülebilirlik" ve Bergson Felsefesi.