Yenilenen İstanbul seçimi, liderlik sürecini tekrar gündeme taşıdı. Zira dünyayı daha yaşanır yahut yaşanmaz hale getirenler liderlerdir. Dolayısıyla lideri, diğer insanlardan ayıran özellikler, tarih boyunca merak edilmiştir.
Haz ve hız çağı, tatil anlayışını da değiştirdi. Evde zaten giderek parsellenmiş hayatlar yaşayan aile üyeleri, birlikte zaman geçirmek yerine bireysel tatili tercih ediyor.
Yenilenecek olan İstanbul seçimi, partilerin ve liderlerin seçmen davranışını etkileme yarışına sahne oluyor. Caddelerde afişler, sosyal medya beyanları, televizyonlardaki tartışmalar, basın açıklamaları, mitingler… Yöntemler farklı olsa da amaç aynı. Seçmenin karar verme sürecini ve tercihini etkilemek.
Gelin bayramın anlam derinliğine doğru bir yolculuğa çıkalım. İnandıklarımız, akıl ettiklerimiz, davranışlarımız ve yaşadıklarımız arasında derinleşen uçurumu, bayramın coşkusuyla nasıl aşacağımıza ve bayramı nasıl hak edeceğimize odaklanalım.
Bugün yeryüzünde fert ve toplumların en önemli isteği ve amacı mutlu olmaktır. Zira mutlu değil insanlık ailesi.
Güçlüler hiç bu kadar güçlü, zayıflar bu kadar zayıf olmamıştı. Medeniyet adına alenen parçalanan, ezilen, kaynaklarına el koyulan toplumlar, modern dünyanın gözü önünde yaşama mücadelesi veriyor.
Giderek küresel bir iletişim ağına hapsolan günümüz insanı, almaya ve tüketmeye odaklanan yaşam tarzına alıştırıldığından, vermeye odaklanan yaşatma isteğini yitiriyor.
Kendiyle kavgalı modern insanın, bireysel yaşama derdinden kurtulması, kişisel hazlarına "dur" demesi ve vermenin engin huzurunu yaşayabilmesi için ne güzel fırsattır Ramazan ayı.