Yine bir seçim, yeniden bir tercih zamanı. Siyasi partiler, tanıtımlar, reklamlar, projeler, vaatler, söylemler… Mahalleleri, beldeleri, şehirleri yönetmeye hazır olduğuna inanan lider adayları meydanlarda. Yeniden seçilmek yahut mevcudun yerine seçilmek için vatandaşın tercihinin peşinde adaylar.
Kendini beğenme, aşırı öz güven, böbürlenme, haddi aşma, gösteriş, ötekileştirme, hak iddia etme, kendini üstün görme, küstahlık… Bu olumsuz huyların merkezinde kibir vardır. Kendisini seçilmiş ve her zaman haklı görme eğilimi özellikle siyasi seçim dönemlerinde daha bariz biçimde ortaya çıkar.
Yapay zekâ ürünü aletler ve uygulamalar, birey ve toplum yaşamında hızla yer alıp psikolojimizi etkileyen başlı başına bir konuya dönüşüyor. Dolayısıyla yapay zekâ psikolojisi de giderek derinleşen bir çalışma alanı oluyor.
Yapay zekâ çalışmalarının konfor alanımızı geliştirdiğine ancak insan eliyle yapılan işlerin daralması ve bizi taklit eden insansı robotların potansiyel sorunlara neden olabileceğine değinmiştik. Konunun psikolojimizi de yakından ilgilendiren tarafları var.
Lisans öğrenimi sırasında yan dal olarak aldığım felsefe derslerinden bir anekdot geliyor aklıma.
Neyin peşinde koştuğumuza ve neye talip olduğumuza göre şekilleniyor hayatımız.
Dünya insanı, zevklerini ertelemede giderek zorlanıyor.