Camilerin sadece inşa edilmesi bile kimliğin simgesi ve ibadetin bir türüdür. Nereden gelip nereye gittiğimizi gösteren kimlik kartlarımızdır.
Kültürel iktidar konularında çokça kalem oynatılmaya başladı. Herkes içindekileri kültürel iktidar yazılarının içine koyarak dışarı çıkarıyor. Manzara her zaman hoş değil ama gerçeklerle yüzleşmenin rahatlatıcı bir tarafı var.
Bayramlarda şehir merkezindeki evimizden köye giderdik. Sıla-i rahim. Babaannemizin yanına, nur içinde yatsın, şimdi aramızda yok. Onu ziyaret etmek yüzünü hiç görmediğimiz tanıdıklarımızı ziyaret etmek demekti, mezarlarında.
Yeryüzü sakinleri olarak tuhaf zamanlar yaşıyoruz. İnsanlık bir yönüyle büyük bir gelişim içinde. Daha önceki dönemlerde hiç görülmemiş bolluk çağı yaşıyoruz.
Mavera Vakfı'nın "Küresel Barış ve Adalet" konulu deneme yarışmasının jüri üyeleri arasında yer aldım.
Bundan yirmi yıl öncesine ait bir gazete haberi Şekspir'in tiyatrosu olarak bilinen Globe Tiyatrosunun zeminine fındık kabuğu döşenmiş. Fındık kabukları 150 çuval içinde Giresun'dan getirilmiş hem de. Tiyatronun esası fındık kabuğundan sahne yapmak mıdır? Bilemiyorum.
Yıllar önce bir iş görüşmesine girdiğimde arkadaki duvarda şu söz yer alıyordu: "Eğer kendimizden daha iyileri işe alırsak devlerin şirketi, kendimizden daha kötüleri işe alırsak cücelerin şirketi oluruz." İmza: David Ogilvy.
Amerikan dolarının üzerinde Allah'a güveniyoruz yazar. İnsanlardan bazıları Allah'a güvenmek yerine üzerinde o ifadeler olan paraya güvenir.