Estetik kaygılara bağlı tedavilerin yapılma sıklığı giderek artmaktadır.
Son yıllarda, ağız ve diş sağlığı; bireylerin yaşam kalitesini belirleyen faktörler arasına girmiş ve bu durum diş hekimlerinin protez planlamalarında belirleyici rol oynamıştır.
Salgının başlarında her ne kadar diş hekimlerinin ortak düşüncesi sadece acil müdahale gerektiren işlemlerin yapılması ise de, sürecin uzaması, acil durumu olmayan ve tedavilerini erteleyen hastaların da tablolarının ağırlaşmasına ve şikayetlerin artmasına neden oldu.
Diş eti hastalığı, yetersiz ağız ve diş hijyeni nedeni diş etinin iltihaplanması olarak tanımlanabilir.
Ağız ve diş sağlığında temel amaç diş çürükleri ve diş eti hastalıklarını önlemek ve ağzınızın genel sağlığını korumaktır.
Kliniğimize başvuran hastalarımızın büyük bir kısmında, hastada herhangi bir çürük olmamasına rağmen şiddetli bir hassasiyet şikayeti ile karşılaşırız.
Vücudun hem fizyolojik hem de psikolojik yönden değişikliklere uğradığı hamilelik döneminde, mide bulantıları ve kusmalar ağız içinde asit salgısını artırarak dişlerin yüzeyinde aşınmalara, devamında da dişin sert dokularının yumuşaması sonucu çürüğe yol açmaktadır.
Diş taşı oluşumu hemen hemen herkeste görülmektedir.