Yerli otomobilin süreçle sınavı daha çok su kaldıracağa benziyor.
Hayat böyle bir şey işte… İncittiği yerden incinirmiş insan…
Biz gazetecilerin her zaman her markayı, şirketi ve yöneticiyi övme hakkımız olduğu gibi eleştirme hakkımız da var.
Ekonomik sıkıntıdan dolayı otomotiv sektöründeki daralma ister istemez otomotiv medyasına da yansıdı. 2019 yılının başından itibaren otomotiv sektörü günlük gazeteler, aylık basılı ve dijital dergilerden reklamlarını çekti. Basılan-dağıtılan dergi sayısı yok denecek kadar azaldı.
Birkaç hafta önce yerli otomobil için zamanın daraldığını ve açıklanan takvime göre Aralık ayında yerli otomobili göreceğimizi yazmıştım.
İnternetin artık hayatımızın önemli bir parçası olması, ekonomik ve siyasi nedenlerle son yıllarda günlük gazetelerin tiraj ve itibar kaybettikleri acı bir gerçek. Kapanan gazeteler, çıkan gazetelerin kan kaybetmesi, 4. kuvvet olarak adlandırılan medyamızı ne yazık ki "etkisiz eleman" haline gelme aşamasına getirmiş durumda. Ama bu köşede konumuz "otomotiv" olduğu için konuya "otomotiv medyası" açısından bakalım.
Otomotiv sektöründe bir süredir belli kesimlerde "öngörü" hastalığını gözlemliyorum. Bir önceki ayın toplam satışını "öngörüp" bir sonraki ay "tahmin ettiğim" gibi başlayan klişe cümlelerle kendini övme hastalığı bu.
Türkiye'nin Otomobili Girişim Grubu (TOGG) çalışmaları 5 Babayiğit'in belirlenmesiyle birlikte 2017 yılında başladı.