VIP SALONLAR VE YOLCULAR DEVLETE KÜLFET

Musa ALİOĞLU 28 Tem 2019

Musa ALİOĞLU
Tüm Yazıları
Kimin girip, kimin giremeyeceği konusu kanunla belli olduğu halde bir yerlerden izin alan veya müsaade edilen şarkıcı, manken veya ünlü-ünsüz birçok kişi VIP'ten uçağa geçmektedir.

 Yenilenen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerinde yoğun bir kampanya yaşandı.Seçim, İstanbul’daydı ama adaylar Anadolu’yu gezerek kıyasıya yarıştılar. İşte bu gezilerden birinde muhalefetin adayı CHP’li Ekrem İmamoğlu, Trabzon Havalimanı’nda özel uçağa, kısaca VIP (Very Important Person) diye bilinen özel salondan geçerek binmişti. Fakat seyahatin devamı olan Ordu-Giresun Havalimanı’nda Ordu Valisi, İmamoğlu’nun VIP Salonu’ndan geçmesini engellemiş, bu konu uzun süre gündemde kalmıştı.

O günlerde bir tarafı haklı gösteriyor gibi bir durum olmasın diye konuyu beklemeye almıştım. Tartışmalara neden olan bu VIP Salon ve VIP kişi uygulamasına bir bakmakta yarar var. Tabii, ilk olarak, şeref salonu diye de adlandırılan VIP’ler, daha sonra bir de CIP (Comercial Important Person) adı verilen salonlar açıldı.

Önceleri THY, ardından da özel şirketler sadakat kartı denilen ve mil puan karşılığı alınan bu kartlarla girilen bu salonlarla yeni bir kazanç kapısı oluşturdu. Özel sektör şirketleriyle seyahat eden ama bu karta sahip olmayan bazı bürokratlar, Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’ne (SHGM) baskı yaparak kendilerine de VIP yolcu muamelesi yapılmasını istedi ve bunu kabul ettirdiler.

Vatandaşın mil biriktirip veya para vererek aldığı kartla girdiği bu salonlara giren bu ağır abiler, yürüyerek üç- beş dakikada gidecekleri uçağa, havayolu şirketinin yer hizmetleri şirketlerinden 100 USD’ye kiraladığı midibüsle gider, gelirdi. Bu uygulamanın büyük maliyet teşkil ettiğini ileri süren havayolları bu işi bir şekilde kaldırdı. Anadolu meydanlarında, değil havaalanı müdürünü, bagaj işçisini bile tanımak bu hizmetten yararlanmak için yeterliydi.

Türkiye’de, 50’yi aşkın havalimanında büyük çoğunluğunda 50 metrekarelik Halıfleks kaplı standart donanımlı, mavi boyalı odalarda oturup, beleş çay ve kahve içmenin hazzını yaşayan yüzlerce bürokratın yıl boyu yaptığı, ziyaretlerin ne anlama geldiğini anlamak zor değil. Asıl problem İstanbul, Ankara, Antalya gibi büyük meydanlarda, bu VIP denilen devlet büyüklerinin ve bürokratların gelip gittiği salonlarda yaşanıyordu.

Kimin girip, kimin giremeyeceği konusu kanunla belli olduğu halde bir yerlerden izin alan veya müsaade edilen şarkıcı, manken veya ünlü-ünsüz birçok kişi VIP’ten uçağa geçmektedir. Tıpkı, Ebru Gündeş ve kızı Alara Zarrap ve diğerleri gibi. Devlet sanatçısı bile olmayan Ebru Gündeş'in ‘Hangi vasıfla' VIP'yi kullandığı” sorusuna havaalanındaki görevliler “Özel emir” cevabını vermiş. Yani, özel emirler kanunları çiğnemekte.

Fatih Altaylı’nın dediği gibi metresini de VIP’den geçiren milletvekilleri de oluyor. Örneğin, bir bakan seyahate giderken onu izleyen gazeteciler ve yakın ekibi de hep VIP’ten geçiyor, DHMİ görevlileri ve polisler de kimseye bir şey diyemiyorlar.

Şimdi size, VIP salonlarından kimlerin geçebileceğini yazan Resmi Gazete’deki “VIP Salonları Protokol Listesi’ni takdim ediyorum. Dikkatlice okuyalım bakalım. “Cumhurbaşkanı, TBMM Başkanı, Cumhurbaşkanı Yardımcısı, eski cumhurbaşkanları, Cumhuriyet Senatosu eski başkanları, Millet Meclisi ve TBMM eski başkanları, eski başbakanlar, cumhurbaşkanlığı eski konsey üyeleri, Genelkurmay Başkanı, ana muhalefet partisi başkanı, bakanlar kurulu üyeleri, eski bakanlar, yüksek yargı organlarının başkanları ve üyeleri (Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay, Askeri Yargıtay, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi, Uyuşmazlık Mahkemesi), Sayıştay başkanı ve üyeleri, kuvvet komutanları, general ve amiraller, Yüksek Öğretim Kurulu başkanı ve üyeleri, TBMM başkanvekilleri, katip üyeleri, idare amirleri, TBMM'de grubu bulunan siyasi partilerin genel başkanları ve TBMM üyeleri, TBMM eski üyeleri, cumhurbaşkanlığı genel sekreteri, TBMM genel sekreteri, Diyanet İşleri Başkanı, TC Merkez Bankası Başkanı, AB Genel Sekreteri, Sermaye Piyasası Kurulu başkanı, Rekabet Kurulu başkanı, Telekomünikasyon Kurulu başkanı, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu başkanı, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu başkanı, Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu başkanı, Kamu İhale Kurumu başkanı, Tütün ve Tütün Mamulleri ve Alkollü İçkiler Düzenleme Kurulu başkanı, Şeker Kurulu başkanı, Türkiye Ticaret, Sanayi, Deniz Ticaret Odaları ve Ticaret Borsaları Birliği yönetim kurulu başkanı, Sosyal Güvenlik Kurumu başkanı, cumhurbaşkanlığı baş danışmanları, başbakan baş müşavirleri, müsteşar yardımcıları, cumhurbaşkanlığı ve TBMM genel sekreter yardımcıları, devlet ya da vakıf üniversiteleri rektörleri, büyükelçiler, valiler, emniyet genel müdürü, büyükşehir belediye başkanları, Devlet Denetleme Kurulu başkanı, Yüksek Denetleme Kurulu başkanı, Başbakanlık Teftiş Kurulu başkanı, bakanlık teftiş kurulları başkanı, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu başkanı, Toplu Konut İdaresi başkanı, Özelleştirme İdaresi başkanı, GAP İdaresi başkanı, Devlet Personel başkanı, tüm genel müdürler, Devlet İstatistik Enstitüsü başkanı, Türk Standartları Enstitüsü başkanı, TÜBİTAK başkanı, TÜBA başkanı, Türkiye Atom Enerjisi Kurumu başkanı, TC Merkez Bankası başkan yardımcıları, devlet sanatçıları, İstiklal Madalyası sahipleri, hükümeti temsilen yurt dışına giden heyetler, DİSK, HAK-İŞ, TESK, TİSK ve TÜRK-İŞ konfederasyonları genel başkanları, yukarıda belirtilen görevlerden emekli olanlar, Türkiye Barolar Birliği başkanı, toplu görüşmeye yetkili sendikaların bağlı olduğu konfederasyon genel başkanları.” Listeye göre bu hakkı kullananların sayısı yüzlerle değil, binlerle ifade ediliyor. Görevdekilerin yanı sıra, geçmişte bu görevlerde bulunanlarla eş ve çocukları da bu haktan yararlanıyor. Evli olan kızlardan ötürü damatlar veya gelinler de buradan geçebiliyor. Örneğin, koruma polisi, özel kalem müdürü veya VIP’lerin çocuk bakıcıları da bu hakka sahiptirler.

Salonlar, vali yardımcısı olan mülki idare amirine, o da valiye bağlı olarak görevini yapar. Tabii, ne kadar hürdür bilinmez. Böylesine sıkıntılı bir yer olan VIP Salon ve VIP kişi uygulamasında ipin ucunu kaçırdığımız kesin bir gerçek. Bu konu çıkarılacak bir kanunla halledilebilir.

Cumhurbaşkanı ve TBMM Başkanı’nın dışında hiç kimseye böyle bir ayrıcalık tanınmamalı. Babadan oğula miras gibi geçen bu haklar iptal edilmeli ve isteyen de parasıyla CIP salonları kullanmalı. Bakan, milletvekili veya bürokratların keyfi için, devlet baba halktan aldığı vergilerle o salonlardaki harcamaları finanse etmemeli diye düşünüyorum.

Dünyanın önemli ülkelerinde böylesine büyük bir savurganlık örneği göremeyiz. VIP’ten giriş yaptığım bazı yabancı ülke havalimanlarında şatafat göremiyoruz. Stadyumlardaki şeref tribünleri nasıl ki, halkın tepkisini çekiyorsa, bu VIP Salon uygulamaları da aynı şekilde istenmiyor.

Anayasa diyor ya, “Her Türk vatandaşı tasada, kederde ve de kıvançta birdir”. Bu konuda da herkes eşit olsun, devlet memurları isterlerse, kendi paralarıyla özel CIP salonlardan yararlansınlar.

Mutlu yarınlar Türkiye’m...