ULAŞTIRMA'DA UYUMSUZ BÜROKRAT OPERASYONU

Musa ALİOĞLU 03 Mar 2019

Musa ALİOĞLU
Tüm Yazıları
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 8 Şubat 2019'da Sivas'ta yaptığı o zehir zemberek konuşmasında işareti vermişti. 

Sivas'a son 16 yılda (eski parayla) 28 katrilyon yatırım yaptıklarını, bunun Cumhuriyet tarihinde bir örneğinin bulunmadığını söylüyor ve ardından sözü yüksek hızlı tren projesine (YHT) getirip, konuşmasını şöyle sürdürüyordu:

"Ankara-Yozgat-Sivas yüksek hızlı tren hattı yapılıyor. Bu hatla Ankara-Sivas yolculuğu 2 saate düşüyor. Ulaştırma Bakanı da burada. İşi takip etmez, bitirmezse eyvallah, güle güle."

Bu sözler, dinleyenleri şoka uğratmıştı. 

Erdoğan, binlerce kişinin önünde ilk kez bu denli kararlı ve sinirli konuşuyordu. 

Bu sözleri, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Mehmet Cahit Turhan'a mı söylemişti? Bence değil. Bu sözlerin muhatabı bana göre Bakan Turhan ile uyum sorunu yaşayan genel müdürlere ve üst düzey bürokratlar idi. Cahit Turhan'ı bugüne getiren ve hep destekleyen kendisiydi. Onu, Karayolları Genel Müdür Yardımcılığı'ndan Genel Müdürlüğe atayan kendisiydi. Karayolları Genel Müdürlüğü'nde 10 yıla yakın görev yapan Turhan, daha sonra yine Erdoğan tarafında önce Başdanışmanlığa, ardından da Danıştay Üyeliği'ne atandı. Bu görevden sonra da Erdoğan'ın çok önem verdiği Kuzey Marmara Otoyolu Yapım Konsorsiyumu CEO'luğu görevine getirildi. Erdoğan'ın kendi atadığı bir bakanı görevden alması için meydanların ve halkın desteğine ihtiyaç duymayacağı kesin bir gerçek. Seçim sath-i mailinde böyle bir görevden alma tabii ki iyi olmaz. Fakat, Erdoğan'ın kafasında böyle bir düşünce varsa ve çok önemli projelerde söz konusu ise, seçim meçim dinlemez yapacağı varsa hiç düşünmez yapar. 

Burada, ince bir taktik vardı. Beğendiği ve çalışmasından memnun olduğu Bakan Cahit Turhan'ın elini güçlendirmek ve de onu hedef yapmamak için böyle bir yol izledi diyebilirim. Bazı genel müdürlerle anlaşamayan, onlara söz geçiremeyen ve onları görevden alamayan Bakan Bey'in bu konuda eline iyi bir fırsat vermiş oldu. 

Türk bürokrasisinde direnme ve itiraz etme alışkanlığı kötü bir hastalıktır. En alt kademedeki memur, şefine, şef müdüre, müdür bölge müdürüne, bölge müdürü genel müdüre, genel müdürler de bakana direnmeyi, itiraz etmeyi ve onunla uygun adım gitmemeyi her zaman sergilerler. 

Bu durum, ayrı siyasi görüşler veya farklı düşünceden de kaynaklanır. Ortada bir gerçek var ki, siyasi sorumluluk üstlenen bakanlara hiçbir bürokrat "Ben bu işe imza atmam" deme gücünü gösteremez. 

Ya söyleneni yapar ya da istifasını verir. 

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı da aynen bu tavrı sergiledi. İş yapmayan veya işi çok geciktiren ve uyum sorunu yaşadığı tüm genel müdürleri bir gecede kızağa çekti. 

En uzun süre Ulaştırma Bakanlığı yapan Binali Yıldırım da, Lütfi Elvan da, Ahmet Arslan da böyle yaptı. Her ne kadar Ulaştırma Bakanlığı'ndaki tüm atamalar AK Parti döneminde yapılmış olsa da her gelen bakan, bir önceki bakanın atadığı isimlerin hepsiyle yürümedi, bir takım nedenlerle yollar ayrıldı. Bakanlıkta bakan yardımcılıklarında sonra ilk olarak Karayolları Genel Müdürü İsmail Kartal görevinden alınarak yerine, Trabzon 10. Bölge Müdürü Abdulkadir Uraloğlu, bu göreve getirildi. Başka hiç kimseye dokunulmadı. Dokunulmayacaktı ki, Cumhurbaşkanı'nın Sivas uyarısından sonra Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı'nda ilk olarak, milyarlık projelerden sorumlu olan Altyapı Genel Müdürü Erol Çıtak, tren kazalarıyla sürekli gündemde olan TCDD Taşımacılık A.Ş. Genel Müdürü Veysi Kurt, Kıyı Emniyeti Genel Müdürü Hızır Reis Deniz ve TCDD Genel Müdürü İsa Apaydın görevden alındı. DHMİ Genel Müdürü Funda Ocak ise bu kapsamın dışında yaş haddinden emekliliğini istedi ve kabul edildi. SHGM Genel Müdür Yardımcısı Can Erel de emeklilik için istifasını veren başka bir bürokrattı. Ardından PTT Genel Müdürü Kenan Bozgeyik'in de görevden alındığı haberi geldi. 

Bakanlıkta, TÜRKSAT, Türkiye Vagon Sanayi (TÜVASAŞ), Türkiye Lokomotif Sanayi (TÜLOMSAŞ), Türkiye Demiryolları Makinaları Sanayi (TÜDEMSAŞ) Genel Müdürleri halen görevini sürdürüyor. Yani, 17 üst düzey makamdan sadece 7'si görevi bıraktı veya görevden alındı. Görevden alınan Genel Müdürlüklere ise şu isimler atandı.

Altyapılar Genel Müdürlüğü'ne Necdet Sümbül, TCDD Taşımacılık A.Ş. Genel Müdürlüğü'ne Erol Arıkan, DHMİ Genel Müdür Vekilliği'ne kurum içinden Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Ateş, Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü'ne Durmuş Ünüvar, TCDD Genel Müdürlüğü'ne Ali İhsan Uygun ve PTT Genel Müdürlüğü'ne de kurum tarihinde ilk kez bir kadın, Aysel Kandemir atandı.  

Bu atamalarla, Bakan Turhan kendi ekibini kurarak, daha rahat bir çalışma ortamı yaratmış oldu. Bu da onun en doğal hakkı olsa gerek. Başka bakanların atadığı bürokratların direnç göstermesi işlerin aksamasına ve gecikmesine neden oluyordu ki, bu da haliyle ortadan kalkmış oldu. AK Parti dönemindeki en kapsamlı üst düzey uyumsuz bürokratları görevden alma operasyonu bitti demek için belki de erken. Hangi bakan atamış olursa olsun, çalışmayan her bürokratın akıbeti budur. Cumhurbaşkanı'nın destek verdiği, ancak rehavete kapılanlar da bu kapsama girmekten kurtulamayacaktır.  

Havalimanları, kara ulaştırma ve otoyollar, denizcilik- limanlar, demiryolu ulaşımı, telekomünikasyon ve uydulardan sorumlu, bu dev bakanlığın rahat ve uyumlu çalışacak bürokratlara ihtiyacı olduğu bir gerçek. Bakan Turhan da bu doğru adımı attı. Siyasi iradeyi çok zor durumda bırakan her türlü yanlışın ve hatanın önüne geçebilmek için gereken tavır sergilenmiş ve bakanlık daha da yararlı ve güçlü bir hale getirilmiştir. 

İyi uçuşlar Türkiye'm...