Ünlü yazar, "Meleklerle Yaşamak" kitabını yazarı, Beki İkala; bir cinayete kurban gitti.

Evli, çocuğu var, kocası var.

Ve bir kadın, bir kadını öldürdü.

Sinsi bir şekilde pusu kurdu, babasından kalma tabanca ile arka arkaya sıktığı kurşunlarla, oracıkta, iş yerinin önünde öldürdü.

Bir kadının cinayete kurban gitmesine çok üzüldüm. Erkek şiddetinden dert yanarken, bir kadın, başka bir kadını öldürdü.

Ne münasebet, kimse kimseyi öldüremez.

Böyle bir hakkı, hukuku da yok.

Gelelim konunun, düşünmemiz gereken diğer tarafına.

Önemli.

Aslında kendine yaşam koçu diyen insanların düşünmesi gereken yere.

Yapmayın hanımlar, beyler! 

Ne kadar da çoğaldınız.

Anlatılan paralar, akıl tutulması.

Melekler falan.

Hanımefendi, koca koca, okulları bitirmiş. Ama, meleklere takmış kafayı. 

Yaşam koçu olmuş.

Kitabını yazmış, başlamış seminerlere... Meleklerle iletişim kurma eğitimleri, meleklerle bereket yaratma, meleklerle hayatımızın aşkını yaratma, meleklerle yaşama amacımızı bulma, gibi bir dolu seminerler veriyor.

Önünden geçmem, bir lira vermem.

Arayış içinde, ya da ne aradığını bilmeyen, sorunlu, birçok kadın bu seminerlere gidiyor..

Olmayan bir şeyin peşinde, Allah'ın bir bildiği vardır, dediğini duymadan, anlamadan, bilmeden..

Ümit peşinde, umut peşinde, hayatın gerçeklerinden uzak beklemeye başlıyor. 

Yaşam koçları, kendilerine gelen bu kadınlar, ne kadar hasta, psikolojisi ne durumda bilmeden, anlamadan, merak etmeden, danışanım diyerek hayata devam ediyorlar..

Adı da seminer.

Gerçekten ne kadar cesur insan bunlar.

Hiç tanımadığın birini hayatına, geleceğine dokunmak.

Niye niye yazıyorum biliyor musunuz?

Evlilik programlarını izliyor musunuz?

Ben sadece belgesel izleyenlerden olmadığım için, ülkemde ne var ne yok bakıyorum.

Anlamaya çalışıyorum.

Kadın kendine talip gelen adam ile, orada stüdyoda ya da arkada, on beş dakika kafede oturduğu adam ile aşk yaşadığını zannediyor. Seni tanımak isterim diyen, adamın söylediğini kocaman bir hayat vaadi zannediyor.. Ve o adama hesap soruyor.. Ciyak ciyak bağırıyor.. Edepsizce olmayan hesabı soruyor.

Aşk, ilişki şuuru hiç kalmamış.

Ben korkuyorum.

Hasta çok. 

Neden? 

İlla bir ilişki, hayat arkadaşı istiyorsa, bunu Allah'tan istemesini, Allah'a dua etmesini anlatmıyorlar.

Sabah namazı duasını da anlatmıyorlar.

Cami'de seminer yok tabii... Allah ile kul arasına giren de yok... Ne istersen iste. Eh ödeme, para da yok.

Bak, kadın sorgu da anlatmış... Beklediği aşk, 4 yıldır gelmemiş..

Halbuki, koçunun söylediği, "meleklerle aşkını yaratma" seminerinden sonra, sokakta işaret tüy, önüne kaç kere uçmuş, düşmüş.

Sevdanın en yüksek katından, yere düşmenin acısına kimse hazırlıklı değildir.

Ya da beklediğin sevdanın, beklentilerinden, sabırlı olmanın erdemini anlamalısın..

Yenilgi sandığın her şey, bir yengi sunar sana.

Sen sadece Allah'a inan.

Ve dua et.

Funda'ya takılanlar...

.... Yekta Kopan ve arkadaşları, Sosyal Medya Analizi yapan bir şirket kurmuşlar. Yekta Kopan ile röportaj yapmışlar Burada ünlülere ve şirketlere danışmanlık hizmeti veriyorlarmış. Sosyal medya evrenin de takipçi sayısı her şeymiş.. İçerik ve etkileşim çok önemli imiş... Bundan daha tuhafını duymadım.. Ne kadar gerçek insan var, sosyal medya hesapları bile yok.. Yekta bey, orada ne kadar yılan var farkında değil. Takip için orada değil ki.. İyi bir şey için orada değil ki.. Lafını sokacak kaçacak... Ve hiç bilmediği bir durumdan LİNÇ'e ortak olacak. Vazgeçin Yekta bey, bence kapatılmalı.. Niye mi? Besiktaş’ta 44 şehidimizin, gencecik polislerimizin öldüğü, terör olayı, toplam tweet sayısı 33.500, Sabahattin Ali meselesi 125.000. Bakın, neyi ne kadar dert etmişler!

Son, alçak teröristlerin, askerlerimize yaptığı, barbar görüntüleri, sosyal medya kapatılmasa, salyaları aka aka paylaşacaklardı ,yaygınlaştıracaklardı. Dedim ya, ben olsam kapatırım.