''TÜRKLERİN LİYAKATI''

Edibe SÖZEN 26 Eyl 2016

Edibe SÖZEN
Tüm Yazıları
Moritanya asıllı, 1968 doğumlu, doktorasını Teksas Tech Üniversitesi'nde yapmış, halihazırda Katar İslami Araştırmalar Fakültesi'nde çalışan Muhammed Muhtar Eş Şankiti, yeni paradigmaların temsilcisi, İslam fikir dünyasında şimdiden yerini almış bir entelektüel, aynı zamanda da bir şair.

Moritanya asıllı, 1968 doğumlu, doktorasını Teksas Tech Üniversitesi’nde yapmış, halihazırda Katar İslami Araştırmalar Fakültesi’nde çalışan Muhammed Muhtar Eş Şankiti, yeni paradigmaların temsilcisi, İslam fikir dünyasında şimdiden yerini almış bir entelektüel, aynı zamanda da bir şair.

Şankiti, Türkçeye çevrilmiş eserleri, katılmış olduğu konferanslar ve Timeturk’te 2010-2011 aralığında yazmış olduğu köşe yazılarıyla okurların ve akademik dünyanın yakından tanıdığı bir isim. Demokrasi ve İslam arasında kurduğu ilişki dikkat çekici: “Demokrasi bir inanç ya da akide değil, insanların kendi inançlarını ifade etmesine yarayan bir süreçtir”.

Kendisiyle, Kasım 2012’de, Gaziantep merkezli yayın yapan Kanal 5’in, Şehitkamil Kültür ve Kongre Merkezi’nde düzenlediği ve moderatörlüğünü “Ortadoğu’da Gelişmeler ve Arap Baharı” konferansında, AK Parti Milletvekili, Sosyolog  Prof. Dr. Yasin Aktay, Ortadoğu Uzmanı Turan Kışlakçı’nın katıldığı toplantıda tanıştım. Moderatörlüğünü üstlenmiş olduğum oturumda Şankiti, konuşmasını takiben, anlattıklarını yeniden vurgularcasına yazılı bir not düştü: Hem İngilizcesi hem de Arapçası yazılı olan notta yer alan ifade şu idi: “Türklerin Liyakatı”(Merits of Turks).

Baş harfleri büyük harflerle yazılmış notu, yabancı bir konuğun ülkemize iltifatı gibi anlamlandırmış olsam da, Türkçeye Mana Yayınları tarafından kazandırılan “Haçlı Savaşlarının Etkisi Altında Şii Sünni İlişkileri”, “Siyaset Fıkhı” eserlerini okuyunca daha iyi anladım ki, kitapların müellifinin kavramsal düşüncesinin merkezinde yer alan “liyakat” kavramı, tarihsel süreçten günümüze Ortadoğu’da Türklere işaret eden bir kavram.

Şankiti, birkaç sene önce yazmış olduğu bir yazısında, Salahaddin Eyyübi’yi, Haçlılara karşı en büyük kurtuluş hareketinin komutanı/yöneticisi olarak tasvir eder ve ordusunda Şii şair Yahya bin Ebu Tay’ın olduğunu ifade eder.(Ebu Tay, Kenzül Müminin Min Sireti el-Melik Salahaddin isminde Salahaddin Eyyübi’nin ilk biyografisini yazan kişidir).“Selahaddin Eyyubi’nin Sünni ve Şii alimleri toplamış bir şekilde Haçlılara karşı savaştığını görürüz:” Bu günümüzde mezhepler arası ilişkilerde örneğini görmediğimiz çok güzel bir tablodur”.

Şankiti, 27 Ağustos tarihinde Katar, ElCezire’ye vermiş olduğu ve TURQUIE diplomatique, Eylül-Ekim 2016’da yayınlanan röportajında, Türkiye’deki başarısız darbe girişiminin bütün İslam aleminde vicdani bir sarsıntıya yol açtığını, aynı zamanda bu başarısız darbe girişiminin büyük bir tarihi dönüşün de başlangıcı olduğunu, Türklerin, İslam aleminin önderliğine yeniden geleceğini belirtir.

Şankiti İslam ümmetinin bugün tehlikeli bir açığı olduğunu söyler ve bunu “stratejik açık” olarak nitelendirir. Bu açık, içerideki müzmin parçalanma şartları ve dış ihlaller tarafından beslenmektedir. Bu durum Haçlı seferleri veya Moğol istilaları dönemiyle benzerlik taşımaktadır. Ümmeti bu çıkmazdan çıkaracak tek şey, kararlılık ve liyakatle yürüyecek olan İslami bir gücün belirmesidir.

Türkiye’nin kendini yeniden tanımladığı ve köklerini keşfettiğini söyleyen Şankiti, stratejik açığın Osmanlı Devleti’nin 20.yy başlarında Avrupalı sömürgecilerin elinde parçalanmaya başlamasıyla ortaya çıktığını ve Osmanlı İmparatorluğu’nun sonunun İslam’ı merkezsiz bıraktığını ifade eder.

Söylemek mümkündür ki, merkezsizliğin merkezinde yer alacak tek ülke Türkiye’dir. Yine Şankiti’nin yorumuyla, Türkiye, İslami kültürün kalbi olan Arap dünyasına mekan olarak ve duygusal olarak yakındır; ekonomik, askeri ve beşeri gücü vardır. Bu iki olumlu etkinin yanında der, Şankiti, Türkiye’nin paralel yapı ve Batı’dan gelecek herhangi bir ihanete karşı korkuları da var. Ama yine de büyük dönüşüm, Türkleri İslam aleminin önderliğinde yetkin hale getirecektir…