TÜRKİYE'DEKİ SIĞINMACILAR

Tuğba PUSA 26 Nis 2022

Tuğba PUSA
Tüm Yazıları
Son zamanlarda giderek artan ayrımcı önyargılar daha çok kullanılmaya başlandı.

Türkiye’de siyaset bir kez daha sığınmacıları geri gönderip göndermemeyi tartışıyor. Görünen o ki, seçim yaklaştıkça her geçen gün bu konu daha da yoğunlaşacak. 

Son zamanlarda giderek artan ayrımcı önyargılar daha çok kullanılmaya başlandı. Göçmen politikası eleştirilebilir. Eleştirilecek de çok tarafı da vardır. Fakat göçmenler üzerinden düşmanlık üretilemez. Zorla geri göndermenin siyaseten karşılığı var fakat hem kendi hukukumuza hem de uluslararası hukuka aykırıdır. Bu ayrımcı söylemler Türkiye’nin gelecekteki huzurunu etkileyecektir. Bu süreç insan onuruna uygun bir şekilde, uyum politikalarıyla uygulanmalıdır.

Suriyeliler bayramlaşmaya tatile gidiyorlar, madem gidebiliyorlar bir daha geri gelmesinler gibi temelsiz söylemler her sene olduğu gibi bu sene de dillere dolanmaya başlamıştır.

Ülkelerine yollayalım, kovalım derken insanlardan bahsedildiği unutulmamalıdır. Bu söylemlerinin bir karşılığı yok. Seçimi kazanan herhangi bir parti, Türkiye’nin uluslararası sözleşmelere bağlılığına saygı gösteriyorsa, mültecileri mülteci yapan koşullar kaldırılmadığı süre boyunca onları geri gönderemeyecektir.

Koşullar sağlanmadan göndermek Uluslararası Mülteci Hukuku’nda da yasaktır. Bu yasağın gerekli ortam sağlanmadığı hâlde kırılması insanları öldüren rejimlerle iş birliği yapmakla eş değerdir. İçi boş popülist vaatlerle siyasette başarı kazanılamaz.

Geri dönüş ancak uyum ve güvenli geri dönüş politikaları ile hayata geçirilebilir

Güvenli geri dönüş, BM’nin mülteciler için planladığı en ideal kalıcı çözümlerden birisidir. Bu kolay bir çözüm değil çünkü mültecilerin ülkelerine geri dönmeleri için mülteciliği oluşturan meselelerin ortadan kaldırılması gerekmektedir. Türkiye’de de Suriyeli mülteciler için bu plan uygulanabilir fakat hazırlanan güncel raporlara bakarsak geri dönüş şu aşamada mümkün değil.

Hiçbir insan ülkesini terk etmek istemez. İnsanların evlerinden planlamadıkları bir şekilde gidip ülkeleriyle bağlarının kalmaması olağanüstü bir durumdur.

Bayramlaşma izni de güvenli geri dönüş politikasının bir gereği olarak düşünülmelidir. Çünkü bu insanlar sınırın diğer tarafına tatil yapmak için veya yıkık dökük evlerine akrabalarıyla bayramlaşmaya gitmiyorlar. Pek çoğu geride bıraktığı evlerinin durumunu öğrenmeye ve kaybettiği ailelerini aramaya gidiyor.

Hükümet, sığınmacıların geri dönüşünde en önemli uygulamalardan birisinin önüne engel koyarsa yapmaya çalıştığı şey daha kötü sonuçlar doğurabilir. Bu iznin kaldırılması sığınmacıların ülkeleriyle zaten zayıf olan bağlarını tamamen kopartacaktır.

Sığınmacılara karşı ayrımcı önyargılar artış gösterebilir. Çünkü Türkiye hiçbir ülkenin göstermediği insanlığı gösterip yıllardır milyonlarca göçmene ev sahipliği yapmaktadır. Böylesine yüksek rakamlarda göçmenin olduğu bir ülkede tartışmaların bu yönde olması kaçınılmaz. Ancak Suriye’deki barışın sadece Türkiye’nin tercihlerine bağlı olmadığı tekrar hatırlatılmalı. Ülkemizde bu tür ırkçı düşünceler üstüne inşa edilmiş siyasi partiler söz konusu değil. Son zamanlarda bazı partiler oy toplamak için düşmanlık eğilimleri üzerinden siyasi söylemler üretse de Türk toplumunun yapısı itibarıyla bu söylemler önemli ölçüde karşılık bulmayacaktır.