TERÖRÜN NEFES BORUSU

Faruk AKTAŞ 18 Tem 2020

Faruk AKTAŞ
Tüm Yazıları
Bataklık terörü yaratan siyasi koşullar ve fiili uygulamalardır.

Terörle mücadelede zafere ulaşmanın en temel koşullarından birisi terörün nefes borusunu tıkamaktır. 

Terörün nefes borusu zemindir.

Zemin bataklıktır.

Bataklık terörü yaratan siyasi koşullar ve fiili uygulamalardır.

Siyasi koşullar, fiili uygulamalar ne olursa olsun hiçbir şey terörizmi haklı ve meşru kılmasa da bunları düzeltmediğiniz sürece bataklığın sinek üretmesini önleyemezsiniz.

Bataklığı kuruttuğunuzda terörün nefes borusunu tıkamış olursunuz.

Son 10-15 yıl öncesine kadar PKK ile mücadelede her yıl binden fazla örgüt mensubu öldürülürken bataklığın kurutulmaması nedeniyle terör örgütüne, etkisiz hale getirilenlerden daha fazla katılım oluyordu.

Ancak son yıllarda bu durum tersine döndü. 

Bir yandan terör örgütüne önceki yıllardan çok daha ağır darbeler indirilirken bir yandan da örgüte katılım düştü.

Son birkaç yılda örgüte katılım neredeyse parmakla sayılır düzeye kadar indi.

PKK ve HDP, Kürtlerin hiçbir dönem AK Parti iktidarındaki kadar büyük baskılara, zulümlere maruz kalmadığı propagandasıyla bu durumu değiştirmeye, terörün nefes borusunu açmaya çalışıyor.

Ama nafile.

Katılımın böyle giderek sıfırlanması PKK ve HDP’nin bu iddiasının ne denli asılsız olduğunun en bariz göstergesi.

PKK terörünü besleyen bataklık hiç olmadığı kadar kurutulmuş durumda.

O nedenle, yıllardır PKK’nın “askerlik şubesi” gibi çalışan HDP artık bu işlevini yerine getiremiyor.

Aksine HDP’nin çocuk yaşta kandırarak ya da zorla dağa gönderdiği teröristler birer birer pişman olup geri dönüyor ya da bir fırsatını bulunca örgütten kaçıp devlete sığınıyor.

Bunun son örneğini bu hafta Diyarbakır’da gördük.

HDP binası önünde evlat nöbeti tutan annelerden birisi daha yüreğinin parçasına kavuştu.

17 yaşındayken dağa kaçırılan Tayfur Fidan, 11 yıl sonra örgütten kaçarak güvenlik güçlerine teslim oldu. 

Ardından hasretiyle yanıp tutuşan ailesine kavuştu.

Böylelikle evladına kavuşan aile sayısı 15’e ulaşmış oldu.

Bir yılına yaklaşan, yaklaşık 150 ailenin eylemi ise sürüyor.

Diyarbakırlı anneler bu eylemleriyle deyim yerindeyse örgütün gırtlağına çökmüş durumdalar.

Bir yandan güvenlik güçlerinin olağanüstü başarılı operasyonları, bir yandan siyasi iktidarın bataklığı kuru tutma becerisi ve diğer yandan bu ailelerin evlatlarını isteyen haykırışları 40 yıllık bir terörü sonlandırmaya doğru götürüyor.

Gırtlağına çözülen, nefes borusu tıkanan örgüt, hamilerinin kendilerine sağladığı solunum cihazlarıyla varlığını sürdürmeye çalışıyor.

Türkiye’den eleman temin edemeyen terör örgütü Suriye’den, devşirme teröristlerle ömrünü uzatma gayretinde.

Eylem yapmak isterken yakalanan ve Türkiye’nin yürüttüğü operasyonlarda öldürülen teröristlerden birçoğunun Suriye uyruklu olması bunun kanıtı.

Bunlar da, yine zorla silah altına alınan, dağa kaçırılan ya da örgüte solunum cihazı sağlayan güçlerin verdiği birkaç yüz dolar için örgüte katılanlar.

Ancak terörle mücadelenin böylesine güçlü, böylesine organize ve böylesine güçlü bir halk desteğiyle koordineli yürütülmesi halinde terör örgütünün ölümü kaçınılmaz olacaktır.

Hamilerinin, sağladığı hiçbir solunum cihazı da onları bu sondan kurtaramayacaktır. Zafere ulaşmanın en temel koşullarından birisi terörün nefes borusunu tıkamaktır.