​TATLİŞKOM KADINLAR..

Funda ÖZKALYONCU
Tüm Yazıları
EbruŞ ve yaza damga vuran ilişkisi, beyefendi Akkuş.

EbruŞ ve yaza damga vuran ilişkisi, beyefendi Akkuş.

Sayın Akkuş evli, 2 çocukları var ve karısı 9 haftalık hamile.

Bodrum'da, arsız şezlongda arsız arsız gülerken magazinciler yakalanma fotoğrafını çekiveriyorlar.

Adam, Ebru'ya açık açık anlatmış, açık açık bütün evli erkekler gibi sallamış.

Biz evliyiz, mutsuzuz, boşanma davası içindeyiz.

Aynı evi paylaşmıyoruz, yıllardır anlaşamıyoruz, falan anlatmış.

Bu arada hiç anlaşamazken, ayrı evlerde otururken, Allah'ın kerameti, karısı kadın tekrar hamile kalmış.

Bu bilinen hikayedir.

Hep kadınlarla anlaşamazlar, kadınlar hep hamile kalır...

Ben yine de buralarda değilim.

Kadının kocasını şezlong da gülerken, kendini aldattığını anladıktan sonraki açıklamaları. 

Bacım diyor ki.

İki kez boşanma davası açtım, iki kez darp davası açtım, eşim kıskançlıktan kolumu 3 yerinden kırdı.

Geçen sene burnumu kırdı, kaburgamı kırdı.. İki bebek kaybettim, onları eliyle gömdü, yasal olmayan 9 haftalık hamileliği sona erdirdim. Hiç parası yok, benim paramı yiyor.

Dahası da var anlatıyor işte..

Kadın gün yüzü görmemiş anlaşılan.

Ben, hep kadından yana olurum.

Evlilikler biter ve birisi gitmek ister gider.

Bu gitmelerin bir adabı olmaz m?. Kalanı incitmeden gitmek olmaz mı

Olmaz bacım olmaz.

Kağıt üzerinde evliymiş.. Tamam da evli işte, istesen de istemesen de evlilik akdi var.

Siz erkekler bilmez misiniz ki, başka kadın nedeniyle giderseniz, evdeki kadına "kör olur badem gözlü" olur. 

Bu böyledir değişmez.

Siz diğer kadına kağıt üzerinde evlilik yalanını söylerken, kadın, karın yani, bu arada çatır çatır hamile kalırken, evlilik ilişkinizden, hayatınızdan alacaklı olur..

Evlilik senedi var ya.. Karnında bebeği var ya.. "Ne yapıyorsun sen koçum" der.

Kadın, dayak yiye yiye otururken, mutlaka bu oturuşta kendince geçerli bir nedeni varken, bir hesabı varken.. Biz kadınlar bu nedeni hiç dinlemezken, kendimize, ilişkimize, kocamıza hiç bakmazken, durma git bacım, ne yapıyorsun diye ahkam keserken..

Çeşitli iki yüzlülük yaparken.

Anlattıklarına, açıklamalarına, çok inandım ben bacım.

Kim bilir niye gidemedin, kim bilir dayak yiye yiye hamile kaldın, kim bilir bilmediğim kaç kemiğin kırıldı, kim bilir kendine, bu kadar niye haksızlık ettin?

Ne sırlarınız vardır?

Kim bilir işte!.

Bazen, başka kadın ansızın gelince, gafil avlanan kadın, gereksiz savaşa başlar.

Demediğini bırakmama hali bundandır.

Senin adına üzüldüm.

Bende sana şunu diyeyim.

Sen her şeyi bir bir anlatırken, beş defa hamile kaldığın kocanı, kırık kaburgaların ağrırken, anlatırken.

Ya kalp ağrın.

Kalp agrısı fenadır bilirim.

Yenik düştüğünü sanırsın.

Esas kadın bendim, yahuuuu, derken. 

Deme bacım.

Tam tersine.

Teşekkür zamanı.

Bence, Ebru'ya teşekkür etmelisin.

Bu yakışıklıyı alsın gitsin.

Şimdilik.

Funda'ya takılanlar.. 

...Alçak PKK tarafından katledilen, kıyamadığımın Necmettin öğretmenim... Gepegenç aslanım. Bodrum'dan, Çeşme’den plaj fotoğraflarına bakarken. Öğretmenimin geride kalan, incecik yatağı, bir koli tabak çanak, bir eski yolluk, bir kaç parça eski kilim. Ve bir tüp. Acı içinde utandım.. Gece uyuyamadım. Umuru olmayan insanlar var, biliyorum. Ah be aslanım, benim gibi içi yanan annelere helal et hakkını. Nur içinde yat, öğretmenim benim, aslan parçam. Gerisi mi, o merhametsizlere, Allah biliyor, ne yapacağını, belalarını verecektir.

... Harun Kolçak, uzun süredir tedavi olduğu amansız hastalığa yenik düştü ve vefat etti. Hepimiz çok üzüldük. Ölümün arkasından, daha ne konuşulur ki.. Yok, son zamanlarda, ilaçlarını almamış, yok arkamdan dua okunmasın demiş.. Yok arkamdan pide yenmesin demiş... Dedikoduları yazıla dursun.. Sizin yüzünüzden, kederi nereye koyacağız bilemedik. Bir susun, bir durun Allah aşkına.. Ölüm ve sonrası şöyle olmaz mıydı? Camide kılınan cenaze namazında hoca sorar "nasıl bilirdiniz', 'iyi bilirdik dersin, namazını kılarsın, duanı edersin ve ölüne, son kutsal görevini yaparsın. Ve susarsın. Sende ölene kadar.