Metropol, Yunanca metropolis meter (anne, ana) ve polis (şehir, kent) sözcüklerinin birleşiminden ortaya çıkan ve anakent anlamına gelen bir kelimedir.

İstanbul, tahmini olarak 15 milyonu aşan nüfusuyla bir metropol, yani anakenttir.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileri İstanbul’un nüfusunun 2010 yılında 13 milyon, 2015’te 14 milyon, 2017’de 15 milyon, 2018 yılında ise 15 milyonu biraz geçtiğini söylüyor.

İstanbul, yerleşik nüfusunun yanı sıra, yurt içinden değişik şehirlerden gelen on binlerce kişiye de ev sahipliği yaparken, yurt dışından gelen binlerce turisti de misafir etmektedir. 2019 yılının ilk 9 aylık döneminde tam 5 milyon 829 bin, yalnız Eylül ayında ise 975 bin turist ağırladı.

Bu 9 aylık dönemde, İstanbul’a Atatürk Havalimanı'ndan 9 bin 883, Sabiha Gökçen Havalimanı'ndan 1 milyon 739 bin 545, İstanbul Havalimanı'ndan 4 milyon 55 bin 440, Tuzla Limanı'ndan 11 bin 788, Zeytinburnu Limanı'ndan 9 bin 127 turist İstanbul'a giriş yapmış.

Bu kadar çok insanın yaşadığı bir kentte en önemli sorunlardan biri de ulaşımdır. Özel araç sahiplerini bir kenara bırakıp yerleşiklerin, gelip geçici yerli ve yabancı konukların bir yerden bir yere nasıl ve ne şekilde gittiğine bakmakta yarar vardır.

İstanbul Anakent Belediyesi’nin İETT ve İstanbul Ulaşım A.Ş otobüsleriyle yaptığı yolcu taşımacılığı sorunun çok önemli bir bölümününü karşılamaktadır. Yine raylı ulaşımda kamuya ait araçlarla da büyük bir ihtiyaç giderilmektedir. Deniz yoluyla da, az da olsa taşımacılık yapılmakta araç sayıları giderek atmakta sorunun çözümüne yönelik adımlar atılmaktadır.

Yine aynı şekilde sorunlu ve sıkıntılı olsa da minibüslerle yapılan taşımacılık da bu soruna katkı yapmaya gayret ediyor.

Kent içi ulaşım deyince aklımıza ilk gelen taksiler ve taksiciler olsa gerek. Mevsim koşulları gereği onlara daha çok ihtiyaç duyulduğundan son zamanlarda taksici esnafının bir bölümünden şikayet arttı.

Güzergah beğenmeyen, yolcuyu bilerek yanlış rotadan götüren, yolcudan fazla ücret talep eden taksicilerin varlığından herkes çok şikayetçi olmakta, yollarda

taksi bekleyenlerin sayısı artmaktadır. Nüfusu, 1990 yılında 7.3 milyon olan ve şimdi 20 milyona dayanan İstanbul’a hizmet eden taksi sayısı o tarihte de şimdi de, yani ben bildim bileli 17 bin 395’ten yukarı çıkmamaktadır. Neden derseniz, taksi plakaları ve kiraları daha çok para etsin diye. İstanbul Taksiciler Esnaf Odası’nın İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin 5 bin yeni taksi plakasını kiralık olarak vermesine karşı çıkan Başkanı Eyüp Aksu, milyonlarca insanın iradesine karşı “Bizim emeğimiz, sermayemiz tapumuz yok olur. Belediyenin öz malı olamayız. Biz bir İETT, tramvay, metrobüs değiliz. Devletten bu plakaları parayla satın aldık.” diyor ama devletten parayla aldık dedikleri plakaları kaça aldıklarını ve o plakaların bugün kaça satıldığını da açıklarsa çok iyi ederdi. Taksi sayısının yeterli olduğunu ve yeni taksiye ihtiyaç olmadığını belirten bu başkana internetteki satılık ve kiralık taksi plakaları için istenen fiyatlardan birkaç örnek vermek isterim. İlanlarda “Kurulu hazır tezgah” diye yoruma açık bir başlıkla satılan plakalar için verilen ilanlarda 3 milyon 975 bin TL, 4 milyon 500 bin TL ve hatta 6 milyon 500 TL gibi plaka satış rakamları ve aylık 245 bin TL gibi kiralık plaka fiyatları görebiliyoruz.

Cumhurbaşkanı, İçişleri Bakanı, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı ve diğer ilgililer ve siyasilere de seslenen Aksu “Biz Türkiye’de siyasetin de kaderini değiştirecek bir STK ve topluluğuz” diye meydan okumayı da ihmal etmiyor.

“Taksici lobisi” veya “Bağcılar Lobisi” diye adlandırılan bu rantiye sistemini boşa çıkaracak, halkın yararına olacak işlere atılacak imzaya destek olmak halkımızın yararına ise biz de alınan bu karara gönül rahatlığıyla imza atarız.

İstanbul'un kangrene halini alan taksi sorununu çözmek için İBB’nın önerdiği

5 bin taksi plakası teklifinin Ulaştırma ve Koordinasyon Merkezi’nde (UKOME) onuncu kez reddedilmesi de çok ilginç.

Buna karşı atağa geçen İBB, İstanbul genelinde raylı sistem hatlarının gelişmesi nedeniyle ihtiyaç fazlası olan 750 adet minibüs ve 250 taksi dolmuşu taksiye dönüştürme işi de kura çekimiyle yapıldı. Az da olsa bu da yararlı bir adım.

Konuyla ilgili bir açıklama yapan Turizm Yazarları ve Gazetecileri Derneği (TUYED) Genel Sekreteri Savaş Daş, plaka sahipliği üzerinden bir rant aracı olan taksilerden, şoförlerin de, halkın da memnun olmadığını belirterek;

“Bir avuç plaka sahibinin çıkarına işleyen bu sistem, kent sakinlerini canından bezdirdi. İstanbul’un trafiğinde 12 saat direksiyon sallayan taksi şoförleri önce plaka sahibinin kirasını, sonra aracın yakıtını ve son olarak da kendi rızkını çıkarmak zorunda. Şoförler artık Türk vatandaşlarını aracına almıyor, kısa mesafeye gitmiyor, trafik olan güzergahlara girmiyor. “ diyor.

İstanbul’da bir avuç taksi plakası sahibi korunurken, milyonlarca İstanbullu mağdur ediliyor, turistler dolandırılıyor diyen Savaş Daş şöyle devam ediyor.

“Güvenli, ulaşılabilir ve sağlıklı bir taksi sistemi bu kentte yaşayan milyonlarca İstanbullunun ve kenti ziyarete gelenlerin hakkıdır. İstanbul gibi bir dünya şehrine gelen turistlerin, daha önce bu şehri ziyaret etmiş arkadaşlarından, ‘Taksilere dikkat et’ nasihatı alması bizim için utanç verici bir durumdur. Biz, Turizm Yazarları ve Gazetecileri Derneği (TUYED) olarak, tüm tarafların bir araya gelmesini ve İstanbul’daki taksi sorununun bir an evvel çözülmesini öneriyoruz.”

Bu görüşlere aynen katılıyorum. Kaliteli bir hayat yaşamak isteyen tüm İstanbul halkının da aynı kanaatte olduğundan hiç şüphem yok.

Mutlu yarınlar Türkiye’m.

musaalioglu@gmail.com

Üçüncü çeyrekte 6.29 milyar TL kazandı. 

THY, artık karlı uçuşta 

Türk Hava Yolları 2021 yılının üçüncü çeyreğinde 9.03 milyar TL gelir elde ederken, 6.29 milyar TL net kâr açıkladı. Şirket geçen yılın aynı dönemini 946 milyon TL zararla kapatmıştı.

Şirketin bilançosu dolar bazında incelendiğinde, 2020 yılının ilk 9 ayında 4,962 milyon dolar olan hasılat bu dönemde 7,377 milyon dolara yükseldi. Şirketin net dönem kârı ise, benzer dönemde 734 milyon dolar olurken, bu rakam geçen yıl 786 milyon dolar zarar olarak paylaşılmıştı.

Dokuz aylık performanslar itibarıyla FAVÖK (Faiz, Amortisman ve Vergi Öncesi Kar) marjı yüzde 17,6’dan yüzde 30,8’e çıkarken, net kâr marjı eksi yüzde 15,8’den artı yüzde 9,9 a yükseldi.

THY, AVRUPA İKİNCİSİ OLDU

Türk Hava Yolları 25 – 31 Ekim tarihleri arasında günlük bin 175 sefer yaparak Avrupa’da en çok uçuş yapan ikinci hava yolu şirketi oldu.

Kovid – 19 önlemleri kapsamındaki kısıtlamaların büyük oranda kalkmasıyla İrlandalı Ryanair, günlük 2 bin 309 uçuşla Avrupa’nın en çok uçan hava yolu olmayı başarırken, THY da günlük bin 175 seferle ikinci sırada yer aldı. Easyjet bin 064 seferle üçüncü sırayı alırken Pegasus Hava Yolları da 450 uçuşla listede 10’uncu sırada yer aldı.

Avrupa Hava Seyrüsefer Emniyeti Teşkilatı’nın (EUROCONTROL), 25 – 31 Ekim tarihleri arasındaki hava trafiği verilerine göre, bir haftada 160 bin 736 uçuş, bir günde ise 22 bin 962 sefer gerçekleştirildi. Böylece, bir haftalık periyotta günlük uçuşlar 2019 yılındaki

yapılan uçuşların yüzde 81’ine yaklaştı.

Öte yandan, Türk Hava Yolları A.O tarafından KAP- Kamuyu Aydınlatma Platformu’na yapılan Özel Durum Açıklaması’nda, “Ortaklığımız Yönetim Kurulu'nca, imkanlar ve pazar koşullarına bağlı olarak Amerika Birleşik Devletleri'nin Seattle ve Detroit şehirlerine tarifeli sefer başlatılmasına karar verilmiştir.” denildi.

Türk Hava Yolları, halen New York JFK ve Newark Havalimanları, Chicago, Boston, San Francisco, Los Angeles, Miami, Houston, Dallas, Washington ve Atlanta olmak üzere 11 havalimanına uçuş gerçekleştiriyor. Detroit ve Seattle ile uçulan nokta sayası 13’e yükselecek.