​SÜPER LİGİMİZDEN İNSAN MANZARALARI

Fehmi KETENCİ 23 Şub 2017

Fehmi KETENCİ
Tüm Yazıları
Spor Toto Süper Ligi'miz son dönemeçlere yaklaşırken giderek ilginçleşmeye başladı

      Spor Toto Süper Ligi’miz son dönemeçlere yaklaşırken giderek ilginçleşmeye başladı. Son dönemeçler oldukça zorludur. Bundan böyle kaybedilecek puanların asla telafisi olmayan bir dönemdir. 

      Şampiyonluk mücadelesi veren takımlar arasındaki amansız rekabet, sadece sahada kalmıyor, rekabeti körükleyen bazı olaylar saha dışına taşarak spor dünyasında oldukça etkin sonuçlar doğurabiliyor. İşin dozunu kaçırdıkları da gözden kaçmıyor.

      Ligimizin önemli sorunlarından biri, her zaman olduğu gibi hakemlerin bir türlü oturtamadıkları kararlarındaki standartlardır. Bir süredir süregelen gençleştirme hareketi hakemlerin yaş ortalamasını oldukça aşağılara çekti. Avrupa’ya çıkan hakemlerimizin de yaş ortalaması genç denebilecek seviyede. Avrupa’da yönettikleri maçlarda oldukça başarılı oldukları haberlerini alıyoruz. Avrupa’da başarılı olan bu hakemlerimizin Türkiye’de yönetimlerinde aynı başarıyı gösteremediklerini de görebiliyoruz. Bunlardan en çok tartışılanlar ise; Cüneyt Çakır ve Ali Palabıyık. Ligimizde sık sık tartışılıyorlar. 

      Bu arada bu manzaralarda öne çıkanlardan en önemlileri; kulüp başkanlarımız.. 3 Temmuz süreciyle hala gündemde olan ve şike sorununda çözüm için son mahkeme kararını bekleyen Aziz Yıldırım Süper Ligimizdeki insan manzaralarından her demde, gerek kişisel karar ve çıkışları, gerek spor kamuoyundaki gündem yaratan söylemleri ve en önemlisi Fenerbahçe Spor Kulübü’ndeki “tek adam yönetimi” diye adlandırılan tartışılan yönetim biçimiyle adından en çok söz edilen, en önemli kişilik. Hele bu dönemde; şampiyonluk yarışında zirvenin on puan gerisine düşen Fenerbahçe’nin gündem yaratan sorunları ile hep ön plandadır Aziz Yıldırım.. Fenerbahçe’nin bu başarısız grafiği, başkan seçimli bir genel kurul söylentilerini de gündeme getirdi. Takımın başarısızlığının öne çıkardığı bir başka isim ise Teknik Direktör Advocaat. Kalmalı mı, gitmeli mi tartışmaları iyice gündemde. 

      Son günlerin öne çıkan bir başka isimler ise; Galatasaray Kulübü Başkanı ve takımın son başarısızlıkları üzerine görevden alınan teknik direktör Olde Riekering. Galatasaray önceden belirlediği bir başka isime takımı teslim etti. O da; kısa sürede gündeme damgasını vuran Karabükspor’un 38 yaşındaki teknik direktörü Igor Tudor. Tudor, Karabük Teknik Direktörü olarak Galatasaray’ı kendi sahasında 2-1 yenince dikkatleri üzerine çekti. Geçen hafta da şampiyonluğun en güçlü adayı  Beşiktaş’ı Karabük’te 2-1 yenmesi sonrasında iyice öne çıktı ve çok kısa bir sürede Galatasaray’ın yeni teknik direktörü oldu. Bu hızlı gelişme Karabükspor Başkanı ile Galatasaray Başkanı arasında sorun yarattı. Sorun; bu değişimin Karabük başkanı tarafından “etik” olmayan bir hareket olarak gösterilmesiydi. Buna karşılık Galatasaray Başkanının söylemleri ortamı biraz karıştırdı. Ortalıkta kalan ise “etik” konusunun anlamı oldu. Bu dönemde gündemde bu olaylar öne çıktı.

         “Etik” konusundaki bu tartışmaların bir açıdan doğru olduğunu düşünüyorum. Bence, sözleşmesi olan bir teknik direktörün her ne şekilde olursa olsun, takımını bırakıp bir anda başka takıma gitmesi asıl önemsenmesi gereken bir konudur ve “etik” değildir. Yıllardır liglerimizde benzeri olaylar yaşanmaktadır ve bunu denetlemekle görevli olan Türkiye Futbol  Federasyonu’nun bu konuda gerekli önlemleri almak gibi bir düzenlemeye yapmaya direnmesidir. Ve “etik” konusu ortada sahipsiz kalmıştır. Karabük Başkanı ile Galatasaray Başkanı arasında yaşanan Galatasaray Başkanı’nın “etik” konusundaki tepkisinin haksız ve yersiz olduğunu düşünüyorum.

      Ligde her ne şekilde olursa olsun, sözleşmesindeki açıklardan yararlanarak bir takımın çalıştırıcısını, takım yönetiminin onayını almadan transfer etmek “etik” bir davranış değildir. Bu transfer için yıl sonu beklenebilirdi. Bu olayın merkezinde olan Igor Tudor da “etik” davranmamıştır. 

      İşte süper ligimizdeki insan manzaralarından bir kaç örnek..