​"SÜPER LİGİMİZ"DE NELER OLUYOR!

Fehmi KETENCİ 30 Kas 2017

Fehmi KETENCİ
Tüm Yazıları
Futbolumuz, daha doğrusu spor dünyamızın neredeyse tümünü dolduran futbolumuzda ne var ne yok şöyle bir bakalım bu hafta.

      Futbolumuz, daha doğrusu spor dünyamızın neredeyse tümünü dolduran futbolumuzda ne var ne yok şöyle bir bakalım bu hafta. Ligimiz; Avrupa Kupası’na el salladıktan ve kendi dünyamıza döndükten sonra olanca ciddiyetiyle devam ediyor. Ligdeki takımlarımızda artık iyice şekillenmeye başlayan veya işin artık ciddiyetini kavrama dönemine girdiğimiz devre sonuna yaklaşan son bir kaç haftadayız.

      Şu namıdiğer; Spor Toto Süper Ligi, İlhan Cavcav Sezonu’nun onüçüncü haftasını da tamamladık. İki hafta önce, ligin zirvesinde fiyakalı bir şekilde duran Galatasaray; önemli rakiplerinden Başakşehir önünde 5-1 gibi tarihi bir hezimete uğrayınca vaziyet tam anlamıyla bulutlanmıştı. O fırsat kollayan, özellikle de en ufak harekette teknik direktör Tudor için felaket senaryoları yazanlar, birdenbire kendilerini gösterdiler ve yine malum Fatih Terim senaryolarını revize etmeye başladılar. Onlar için gün doğmuştu. Bir mağlubiyet, hem de hezimet gibi bir mağlubiyet kazanın fokurdaması için iyi bir ortamdı. 

      Dedikodu çarkları dönmeye başladı. O dedikodular haftası sonrasında Galatasaray-Alanya deplasmanına çıktı. Pek iyi olmasa da Gomis’in golcülüğüyle Alanya’yı 2-0 yendi ve durum şimdilik normal yoluna girdi gibi. Bu arada Igor Tudor’un ortaya gönderdiği ironik eleştirisi; “Deplasmanda bir buçuk puan kazandık. Büyük takımlardan üç puan, küçük takımlardan bir buçuk puan alınıyor Türkiye’de gibi” başta basın olmak üzere  alaycı bir söz, ders mesaj gibiydi. Haklıydı; hala en yakın rakibinden iki puan önde zirvedeydi ve gerektiğinde rahatça gole gidebilen bir forveti ve takımı vardı. Bazen böyle “yol kazaları” olabileceğini hepimiz gibi o da biliyordu. 

      Haksızdı; Galatasaray gibi şampiyonluğa oynayan ve uzun süredir ligin zirvesinde olan takımının, şampiyonluk yolundaki rakiplerinden Başakşehir’e hezimetle yenilmiş olması da öyle pek önemsenemeyecek bir durum değildi. Bunu da unutmaması gerekirdi. Tabii Tudor’un bu durumdaki bu alaycı tavrı da pek yakışık değildi. 

      Bu gelişme sonrasında, Başkan Özbek’in Tudor’a sahip çıkan demeçleri de gelince şimdilik Galatasaray’a yönelik felaket senaryoları durmuş gibi görünüyor

      Bu arada; Trabzonspor’un Ersun Yenal yönetiminde kendi sahasında 6-1’lik bir skorla gazi olması sonrasında Yenal’ın aforoz edilmesiyle hoca değişikliğine gitmesi ve Rıza Çalımbay hocanın gelmesiyle toparlanan ve bu hafta ligde iyi giden Sivasspor deplasmanında galibiyetle dönmesi, bu hızla Trabzonspor’un da krizden çıkma yolunda olduğunu gösteriyordu. 

      Bir başka şampiyonluk adaylarından Fenerbahçe’nin de son deplasman galibiyetiyle lig Lideri Galatasaray’la aradaki puan farkını altıya indirmesi, kriz dönemini geride  kaldığını en belirgin göstergesiydi. Fenerbahçe bu deplasman galibiyeti sonrasında averajla Avrupa Fatihi Beşiktaş’ın da üzerine çıkarak üçüncü sıraya yerleşmesi ligdeki gidişatı biraz daha hareketlendirdi. 

      Fenerbahçe’de takım giderek oturmaya başladı. Özellikle büyük umutlarla alınan genç Jensen; mücadeleci, oyun içinde forvet hattında iyi işler yapar hale gelmesi, Solado’nun golcülüğünü hatırlaması, bu hafta; oyuna girdikten kısa süre sonra sakatlanıp oyunu terk etmesine rağmen gelecek için iyi işaretler vermesi, Fenerbahçe için işlerin yoluna girdiğinin işaretleriydi. Bundan sonra devre sonuna kadar işlerin nasıl gideceği net olarak belli olmamasına rağmen puan olarak zirve ile aradaki farkı daha da kapayabilir.

      Burada asıl şaşırtan; Şampiyonlar Ligi’nde zorlu gurubunu lider olarak tamamlamış olan Beşiktaş’ın Ligde, özellikle son zamanlar inişli, çıkışlı bir başarı performansı gösteriyor olmasıdır. Son hafta aldığı Gençlerbirliği beraberliği ile bir anda sıralamada kendini dördüncü sırada buldu. Kısacası o da Lider Galatasaray’ın altı puan gerisinde.

      Ligde son durum bu. Lig şimdi asıl kızışmaya başladı.