Vakıf Katılım web

SON KARNE

Halil İbrahim İZGİ
Tüm Yazıları
Karne bize Fransızcadan gelen bir kelime. Oraya da Latince'de dörtlü anlamına gelen bir kelimeden geçmiş. Bir kağıdı ikiye katlayınca oldu sana karne.

Milyonlarca öğrenci karnelerini aldı ve bir dönemi daha geride bırakmanın huzuruna erdi. Artık öğretmenlerle notlar etrafında yapılan müzakereler, sınavlar, hayaller ve hayal kırıklıkları geride kaldı. Herkes karnesini eline aldı ve bir tatile girdi. Huzurlu ve mutlu bir tatil dönemi dilerim. Annesi babası çalışan çocuklar için bu tatil dönemi yalnızlığın diğer adı olacak ama olsun varsın.  

Karne bize Fransızcadan gelen bir kelime. Oraya da Latince’de dörtlü anlamına gelen bir kelimeden geçmiş. Bir kağıdı ikiye katlayınca oldu sana karne. 

Eğitimin endüstriyel hale gelmesini anlatan en önemli kavramlardan biri. Her insan ayrı bir alem ama günümüz dünyası pek böyle görmüyor. Kolay şekilde sınıflandırmaya ihtiyacı var. Başarılı veya başarısız olmanın ölçüsü karne. 

Karne alan sadece öğrenciler değil. Öğretmenler, anneler, babalar, eğitim yöneticileri ve tüm ülke karne alıyor bir anlamda. Elde edilen karnelerle yarın nasıl bir ülke olacağımıza bugünden karar vereceğiz. 

Önceden Türkiye’nin karnesi hepimiz tarafından merak edilirdi. Karne diye bir şeyi beklediğiniz anda otomatik olarak öğrenci olduğunuzu da kabul edersiniz. Birisi tarafından değerlendirilmeyi de. Ölçüm olmadan olmaz ama karneyi verenlerin ölçüleri bizi ne kadar yansıtır? Bunu biraz düşünmek gerekiyor. IMF’nin verdiği karnelerle kendini düzelten bir ülke görebildik mi? Avrupa ve Amerika neşriyatının karneleri hangi ülkeye hayır getirdi? Yaptıkları tek şey durdukları yere ne kadar yakın veya uzak olduğumuzu tespit etmek. 

Yıllar boyu Avrupa Birliği komiserlerinin vereceği karneler önemsendi. Bir gelişme olduğunda dünya basınının neler yazacağı haddinden fazla önemsendi. Biz de karneden iyi alabilmek umuduyla kendimiz olmaktan vazgeçtik. 

Şimdi yeni bir dönem başlıyor. Artık Türkiye yapacağı yeni anayasa ile başkalarından karne almaya son vermek istiyor. Orta öğretimi bitirdiğimiz için mi? Evet, belki. Okumaktan vazgeçtiğimiz için mi? Kesinlikle hayır. 

Karne almaktan vazgeçmemek öğrenci kalmaktan, hem de orta öğrenim öğrencisi olmaktan vazgeçmemek anlamında gelir. Karneniz ne kadar iyi olursa olsun, size karne verilmesini kabul ederek başka bir kategoriye alırsınız kendinizi. 

Türkiye yapacağı yeni anayasa ile karne almak istemediğini, kendi notunu kendisinin vereceğini ilan ediyor. Ama ortada tatil yok. Aksine, tüm bir millet olarak çok çalışmamız gereken bir dönem var. 

Orta öğrenimin üniformalarından kurtulmuş bir Türkiye şimdi özgür bir kampüsün ortasında deyim yerindeyse üniversiteye başlıyor. Vizeler olacak finaller olacak belki başaramadığımız dersler de olacak ama karne artık olmayacak. 

Türkiye büyüdü, Türk halkı büyüdü ve kendine yeni bir gelecek çizmek istediği için artık karne almak istemiyor. Ne karneye ihtiyaç duyuyor ne de kendisine karne verecek parmak sallayan öğretmenlere, sisteme... Bu kimseyle düşman olunacağı anlamına gelmiyor. Sadece büyüdüğümüzü ve rüştümüzü ispat ettiğimizi gösteriyor.  

Karne alan öğrenci okurlarımıza da ufak bir hatırlatma: Öğrenmeniz gerekenlerin hepsini bilirseniz karne Latince kökeninde olduğu gibi bir kağıt parçası olarak kalır. Türkiye başarıyor, siz de başarırsınız.