''SİZİ KOKPİTE ALALIM''

Musa ALİOĞLU 15 May 2016

Musa ALİOĞLU
Tüm Yazıları
Uçakla yolculuk yapmanın gerçekten çok güzel olduğunu söylemeye gerek yok elbette. Gelin görün ki, bu iş hala bir ekonomik güç meselesi olmaya devam ediyor.

Uçakla yolculuk yapmanın gerçekten çok güzel olduğunu söylemeye gerek yok elbette. Gelin görün ki, bu iş hala bir ekonomik güç meselesi olmaya devam ediyor. Yani İstanbul’dan Ankara’ya 44 dakikalık yolu 440 liraya gidip geliyorsak anlayın artık. Neyse konumuz bu değil.

Siz uçağa yolcu olarak bindiğinizde size verilen sırada ve belirtilen koltukta oturursunuz. Zaman zaman kabin görevlilerinin bazı kişilere ‘’Sizi kokpite alalım ‘’ dediğine şahit olmuşsunuzdur.  Bu kişiler ya kaptanın arkadaşıdır ya da’’ very important person’’ diye nitelenen VIP’lerdir. Bu kişiler ya çok ünlü, ya çok zengin ya da önemli makamları işgal eden abilerdir. Yasak olmasına rağmen, adına kokpit denen  7-8 metrekarelik bu kaptan köşküne davet edilmek uçak içindeki diğer yolculara hava atma vesilesidir. Hasbelkader bir kaç kez bizim de o daracık yere davet edilmişliğimiz vardır. Kaptan ve first officer denen yardımcı kaptanın arkasındaki tek koltuk flight engineer denen uçuş mühendisinin koltuğudur.  O koltuk dimdik ve rahatsız ve de daracık bir yerde olduğu için doğrusu ben ''Nasıl kaçarım buradan’’ diye düşünmüşümdür hep.

Geçenlerde profesyonel elden çıkmış bir ilanda bu cazip cümleyi görünce şaşırdım. ‘’Sizi kokpite alalım’’ başlığını görünce saflığım tuttu ve  ‘’Allah Allah bu kadar yolcuyu nasıl kokpite alacaklar ‘’ dedim kendi kendime. Meğer ki, mesele kokpite yolcu almak değilmiş. O sihirli ve herkesi cezbeden cümle gençleri pilot olmaya davet eden THY reklamının vurucu ve sarsıcı ana spotuymuş.

Bunu görüp de ‘’Beni de kokpite al’’ demeyecek civanmert var mıdır acep?

Geçenlerde, kısa adı IFTE olan Havacılık Eğitim Fuarı’na şöyle bir uğradım. İnanın vallahi başım döndü. Özel havacılık eğitim şirketleri, üniversiteler ve hatta liseler bile artık havacılık eğitimi vermeye başlamış.  Havacılık bölümü açmayan okul kendini eksik ve dışlanmış hisseder oldu dersem yeridir.

Ak Parti öyle yaptı böyle yaptı diye laga luga edenlere derim ki, boşa konuşmayın arkadaşlar. Bu iktidar ‘’İnsanlar iyi şeylere layıktır’’ diyen Schweppes reklamındaki gibi düşündü ve ‘’havayolunu halkın yolu’’ yaptı . Ama yolcu uçarken fiyatlar uçmasa iyi olur.

Hal böyle olunca, benim kara lastikli, şalvarlı ve de kasketli vatandaşım artık uçağa binmeyi çok sevdi. Başta THY olmak üzere diğer şirketler uçak sayısını artırdı. Apronlarda park edecek yer kalmadı. Eee, bu uçakları hızlı şoför abiler kullanamayacağına göre, bu uçaklarda kabin içi hizmeti otobüslerdeki  (ne demekse) ‘’Host’ adlı delikanlılar vermeyecekse, bu uçakların sevk ve idaresini ve dahi bakımlarını sanayiden gelen arkadaşlar yapmayacaksa demek ki yeni, bilgili ve en önemlisi de okullu gençlere ihtiyaç var demektır..

Bunu durumu görenler ‘’Gel arkadaş seni kokpite alalım’’ diyor ama kokpite girmek öyle kolay değil.  THY, dev şirket olmanın şanına yakışacak şekilde ''Eğitim masraflarınızı da karşılıyoruz’’ diyor. Eee, o halde hemen koşalım demeyin, çünkü bu iş o kadar kolay değil. 4 yıllık lisans eğitimi alan, 1986 sonrası doğan, boyu boyuna, kilosu kilosuna uyan, beden kitle endeksi (Bilen beri gelsin) has olan, askerlik yapan  ve dahi TOEFL’dan ve de IELTS’ den iyi not alan, ICAO Anex-1 ve JAR-FCL-3 şartlarına uygun arkadaşlar arasından şansı da yaver  gidenleri ‘’Kokpite alabilirler’’…

Alındınız diyelim, sonrasında zorlu bir eğitim, zeka testleri, Alman’nın saçma sapan DLR’ı sizi bekliyor. Sonra tipiniz olmalı, tip olmadan bu iş olmaz. Size bir de tip eğitimi verecekler. Sabah akşam TEOG sınavına girecek yeniyetmeler gibi hep ders çalışacaksınız, iki de bir eğitime gideceksiniz.

Diyelim ki, kokpite değil de ‘’Sizi kabine alalım’’ dediler. Orada da işler çok kolay değil.  Önceleri mahallenin en güzel kızı ‘’Derdimi anlatacak kadar İngilizce biliyorum’’ derdi ve kapağı uçağa atardı. Şimdi, hatırı sayılır bir para vermeden işe alınmak diye bir şey yok.  Üstelik senet sepette imzalıyorsunuz. Siz para alacakken, para ödüyorsunuz.

Teknisyen, dispeç, trafik memuru, kontuar elemanı kim olursanız olun sizi koltuğa, masaya alalım diyenlere hemen inanmayın. Çünkü, bu okullar, bu şirketler para ile iş yapıyor. Parayı verdiniz diplomayı aldınız diyelim peki iş nerede iş? Var mı o kadar elemana ihtiyaç?

Evet, havacılık büyüdü ve gelişti. Ama bu kadar çok mezunu nerede kim ve nasıl istihdam edecek. Hayalleriniz suya düşebilir. Birileri size ‘’Sizi kokpite almayalım’’ diyebilir veya siz bu işlerin zor olduğunu görüp ‘’Ben almayayım ‘’ diyebilirsiniz.

İyi uçuşlar Türkiye’m.