...daha önce yaşananlardan ders almadığım için...

Özür dilerim çocuğum sizi ben öldürdüm. Sizin bütün yükünüz omuzlarımda.

Ellerim titriyor.

Bacaklarım tutmuyor.

Boğazıma düğümlenen birşey bana nefes aldırmıyor.

Gözlerim yaşlardan neredeyse görmez halde.

Koyu bir sersemliğin içindeyim.

Çünkü, SİZİ BEN ÖLDÜRDÜM.

Denetlenmeyen bir binaya yurt kurulmasına izin verdiğim için,

yangın merdivenini kilitlediğim için,

alevlere zamanında müdahale edemediğim için,

daha önce yaşananlardan ders almadığım için.

SİZİ BEN ÖLDÜRDÜM.

Yurtseverliği, sadece taş toprak sevgisi zannettiğim için,

kendi derdime düşüp, günlük hay huyun içinde yaşlı bedenimi sizlerin önüne koyduğum için,

fakirliğinize, garibanlığınıza el atamadığım için,

hayatın kutsallığını, sizin emanet olduğunuzu bilemediğim için,

daha önce başka yerde, başka binalarda ölen abilerinizi, ablalarınızı unuttuğum için,

SİZİ BEN ÖLDÜRDÜM.

Sizin ölümünüzden sorumlu kimse bulunamayacağı için,

hakkınızı savunamayacağım için,

kendimi yeterince adamayacağım için,

ardınızdan bol bol nutuk atıp siyasi çıkar sağlamaya çalışacağım için,

SİZİ BEN ÖLDÜRDÜM.

Yangın merdiveninin önünde yığılan minicik bedenleriniz bir süre sonra görünmez silüetler haline geleceği için,

açılan soruşturma, aylar belki de yıllar süreceği için,

davanızı en fazla 2-3 celse takip edeceğim için,

cenazelerinizden sonra, tekrar hayatıma dönüp, “Dolar kuru ne oldu?” diye düşüneceğim için,

SİZİ BEN ÖLDÜRDÜM.

Sizin ölümünüzden ders çıkarmayacağım için,

kardeşlerinizin kaldığı başka yurtları bir iki hafta göstermelik denetleyeceğim için,

bana soru sorup sorumluluğumu hatırlatanları paylayacağım için,

sadece yayın yasakları koyarak önlem alabileceğimi düşündüğüm için,

gazetelerde, televizyonlarda sadece “Yüksek politika” yapacağım için,

Özür diliyorum çocuğum.

ÇÜNKÜ, SİZİ BEN ÖLDÜRDÜM.

Fidel mi? Castro mu?

Her işimiz bitti hala başkasının devlet adamı üzerinden birbirimize sallıyoruz. Fidel Castro öldü. Kimileri çok severdi. Kimilerine göre de “Korkunç” bir adamdı. O yılların şartlarını bu günden, o coğrafyada yaşananları buradan analiz edebilmek mümkün mü?

Ama olur mu? Bize laf lazım. Castro üzerinden ya kahramanlık hikayeleri yazıyoruz ya da korkutucu gece yarısı masalları. Belki Fidel Castro aynı anda ikisinin de dediği gibiydi. Belki ikisi de değildi. Belki ikisi de farklı insanlardı. Ne sol romantizme kapılalım, ne de Amerikan propagandasına alet olalım. Bırakalım halkı değerlendirsin onu.