Karşılaşma öncesi istatistikler maçın favorisi olmadığını gösteriyordu.

Türk Telekom Stadı'ndaki son 34 lig ve Süper Lig'deki son 16 maçında mağlup olmayan istim üzerindeki Aslan’ın kazanacağına inananlar ne kadar çoksa, 13 haftadır yenilmeyen, son 6 karşılaşmasını kazanarak 18 puanı hanesine yazdıran ve deplasmanda oynadığı son 6 lig maçında 5 galibiyet ve 1 beraberlik alarak yüksek uçan Kartal’ın kazanacağına inananlarda az değildi.

Maça gelecek olursak…

Başakşehir’in panik butonuna bastığı süreçte kazanan şampiyonluk yolunda çok büyük avantaj yakalayacaktı.

Galatasaray ilk yarıda golü daha çok arayan ve pozisyonlar bulan taraftı.

Savunmada da iyi işler yapan sarı-kırmızılılar, Beşiktaş takım halinde ve sonuca etki etmesini beklenen ayakları Burak Yılmaz ile Ljajic geçmiş haftalardaki oyunundan uzak kalınca devreye Onyekuru’nun golü ile önde girdi.

Sonrasında Fernando ile farkı açan Galatasaray psikolojik üstünlüğü de sağlayınca sonuca gitmekte zorlanmadı ve derbiden istediğini alarak ayrılan taraf olmayı başardı.

1-1 berabere biten Fenerbahçe maçı sonrası sonuçtan bağımsız 'Bana göre Galatasaray, Kadıköy’de şampiyonluğu bıraktı' derken, sarı-kırmızılıların sezon genelinde iyi, hatta şampiyonluğu getirecek futbol oynamadığı düşüncesindeydim. Konya deplasmanında ortaya koydukları kötü futbol ve alınan beraberlikte buna işaretti ancak dün Beşiktaş'ı yenerek averajla da olsa lider olmakla kalmayıp büyük favori konumuna da geçtiler.

Kalan 3 haftada hata yapmazsa şampiyon artık Galatasaray’dır.

Üste koyarak gelen ve derbiyi kazanması halinde şampiyonlukta çok iddialı olacak Beşiktaş için ise bundan sonraki haftalarda alacağı sonuçlar lig sonu yerini belirleyecek.

Dün kazanamadıysalar bugüne kadar kazandıran silahlarının tutukluk yapması en önemli sebepti.