Vakıf Katılım web

SEVDİĞİNİ BEKLEYEN KADININ SABRI

Funda ÖZKALYONCU
Tüm Yazıları

İnsanoğlunun, özü aslında hiç de öyle iyi ve dengeli değil.

Büyük şehir keşmekeşi, bu son yılların yalan dolan menfaat kovalar duyguları...

Madem ki başa çıkamıyorum.

Madem ki bu duygular içinde yaşamayı sevmiyorum.

Dünkü köşe yazımda, tam anlattığım gibiyim.

Kendime.

2400 yıldır yalnız kalan bir kadın var, önce onu ziyaret et diyorum.

Ve İstanbul'da yaşamama rağmen henüz görmediğim, gitmediğim için kendimi ayıpladığım kadını ziyaret etmeye karar veriyorum.

Hava soğuk, ama olsun, kış halini, üşüme halini seviyorum.

Beşiktaş'tan motora biniyorum.

İstanbul'a gülümseyen, kayalıklar üzerinde oturan, bu alımlı, zarif, erdemli kadına doğru hareket ediyorum.

Sevdiğini bekleyen, yıllara meydan okuyan bu sabırlı kadının dizinin dibinde iniyorum. 

Kız Kulesi.

Uzun süre, Damalis adını taşıyan, sonra Arkla diye anılan Kız Kulesi.

Adı, Bizans İmparatoru Konstantin'in, kızını buraya kapatması efsanesine dayanıyor.

Çok ünlü bir kahin, Konstantin'e kızını bir yılanın sokacağını ve öleceğini söyler.

Konstantin'de kızını saklamak için, deniz ortasında bu kuleyi yaptırır. 

Ama kaderin önüne geçemez, kuleye gönderilen, bir üzüm sepetinden, çıkan yılan kızı sokar ve efsane bu ya kız ölür.

2400 yaşındaki kadınla bugün tanışıyorum, ona sarılıyorum, sanki çok eski dostum gibi ve İstanbul'a el sallıyorum.

Uzun boylu kadın tam 18 metre.

Dokuz katlı.

Altıncı kata kadar zemin üzerine oturmuş, altıncı katta üçgen çıkmaların olduğu altıgen balkonları var.

Çatı pencereleri dört tane. 

En üstte bayrağı göndere çekmek için kullanılan yuvarlak bir balkon var.

İstanbul Destanı şiirinde, Bedri Rahmi Eyüboğlu, Kız Kulesini evlendirmek ister.

Ve derki..

“İstanbul deyince aklıma kuleler gelir, ne zaman İstanbul resmi yapsam öteki kıskanır. Ama şu, Kız Kulesinin aklı olsa, Galata Kulesine varır. Bir sürü çocukları olur.”

Vakur kadın Kız Kulesi.

Bugün, ruhuma ne kadar iyi geldin, bilemezsin.

Geç tanıştık..

Affet beni, olur mu?

Kadınlar erkeklerden daha duyarlıdır..

Sen de öyle.

Arkadaşım benim.

Bundan sonra, her geçişte, sana el sallayacağım.

Arada sırada gelip sarılacağım.

Funda'ya takılanlar... 

... Gülben Ergen, Huysuz Virgin'in yılbaşı programına katılıyor.

Huysuz, önce iltifat ediyor..

Gülben gereksiz coşku içinde, ve hiç birşey umurum değil hallerinde, oradan oraya zıplıyor.

Son şarkısı, iyi değil, olmamış.

Vücut dili aslında huzursuz.

Sadece kendini ilgilendiren ilişkisi konusunda, eleştirilebilir, belki ayıplanabilir ama lince uğraması hiç olmayan bir şey yaşamıştı.

Huysuz, yılbaşı gecesi, konuğu olmuş kadına, şarkın ve sen iyisin ama, galiba iyi bir eş değilsin, diyerek laf soktu.

Bence hiç olmadı.

Kahkahalar atan Gülben, bence o gece uyuyamadı.

... Çok sevdiğim gazeteci bir arkadaşım evleniyor...

Giyindim süslendim, nikaha gidiyorum.

Dünya tatlısı, güzeller güzeli, akıllı kadın, Pelin Çift ile aynı masada oturuyoruz. Bildiğiniz gibi TRT’de şahane bir tarih programı yapıyor. Aynı zamanda kadın kuşağı programı var. Sohbet ediyoruz.. O sırada orta yaşlı bir kadın geliyor.. İkimize bakıyor, sizi çok seviyorum diyor. Hayranınızım diyor.. Biz estağfurullah diyoruz.

Bana dönüyor, çatlak kadın diyor, Pelin'e dönüyor, sizi Habertürk'ten niye şutladılar, diyor..

Kalakalıyoruz. 

Kadına, içimden, patavatsız kalbin kopsun emi, diyorum.

Pelin çok kibar kız susuyor, ama ben ısırıyorum.