CHP Genel Başkanı ve Ana Muhalefet lideri Kemal Kılıçdaroğlu casusluktan ve ülke sırlarını ifşa etmekten hüküm giyen ve bu yüzden cezasını çekmek üzere hapse giren Enis Berberoğlu'nun bu durumunu protesto etmek için 18 gün önce Ankara'dan İstanbul'a "adalet" yürüyüşü başlattı…

CHP Genel Başkanı ve Ana Muhalefet lideri Kemal Kılıçdaroğlu casusluktan ve ülke sırlarını ifşa etmekten hüküm giyen ve bu yüzden cezasını çekmek üzere hapse giren Enis Berberoğlu’nun bu durumunu protesto etmek için 18 gün önce Ankara’dan İstanbul’a “adalet” yürüyüşü başlattı…

Yani Enis Berberoğlu yazdığı yazılar yüzünden, gazetecilik faaliyeti yüzünden veya fikirleri yüzünden ceza almadı ve bundan dolayı hapishaneye girmedi…

Peki, o zaman Kemal Bey neyin adaleti peşinde? Onun aklı fikri o sırada Enis Berberoğlu’nu kurtarmak değil, bu işin arkasındaki gerçeklerin ortaya çıkmaması için milletin dikkatini başka bir olaya çekip olayı ört pas etmekti ve bu “yürüyüş” olayını ortaya attı, 18 gündür de yürüyor…

Yani Cumhuriyet gazetesinde MİT TIR’ları olarak bilinen olayın görüntülerini o zaman gazetenin genel yayın yönetmeni olan Can Dündar’a Berberoğlu vermiş… Bunu Can Dündar söylüyor ve ne Dündar ne de Berberoğlu bu olayı yalanlamadılar… Ama Berberoğlu’na bu diskleri kim verdi? İddiaya göre Zaman gazetesinin ve FETÖ medya ayağının patronu Ekrem Dumanlı görüntüleri Kılıçdaroğlu’na o da onları Berberoğlu’na verdi.

Neticede olay tam bir ihanet davası… İşte panikleyen Kılıçdaroğlu yürüyor. İstanbul’a vardığı zaman Berberoğlu’nun bulunduğu Maltepe cezaevine gidecek ve bir açıklama yapıp olayı bitirmek zorunda… Yani “adalet arıyorum” demenin pek anlamı olmayacak… “Enis haksız yere hapiste” demesi lazım ama bunu dediği zaman kendisi ne duruma düşecek. Halkın gözünde “Türkiye’yi satanların iş birlikçisi” yaftasını yiyecek…

Casusluk, ülkeye ihanet bir şey, gazetecilik yapmaktan hüküm giymek başka şey… Kemal Bey, Berberoğlu’nun neden hapiste olduğunu çok iyi biliyor. Zaten bu işe dokunulmazlıkların kaldırılmasına oy vererek kendisi yol açmadı mı?

Kemal Bey “sen bu işin sonunu düşünmedin mi?”. Bakalım Kemal Bey bu sefer nasıl kıvırtacak?