... Hakan Gence bu hafta sonu, Hürriyet gazetesinde, oyuncu Selin Yeninci ile röportaj yapmış.

Selin Yeninci, Bir Zamanlar Çukurova dizisinde, Saniye karakteri ile hayatımıza girdi.

Hikayesi Adana'da geçen bu dizi, benim en bayıldığım ve vazgeçilmez dizim, yeni sezonu heyecanla bekliyorum.

Bütün oyuncular şahane.

Saniye bin defa şahane.

Oyunculuğu ile benim kalbimin en sahici yerine oturdu.

Bayılıyorum kadına.

Daha önce bu kadını, güzelliğini, oyunculuğunu nasıl kaçırmışım diye ayıpladım kendimi.

Vay arkadaş, kadın hem çok güzel hem çok akıllı hem çok aklı başında ve çok iyi oyuncu.   

Selin Yeninci röportajı son zamanların en aklı başında röportajı olmuş.

Hakan bey soruyor, "canlandırdığınız karakter dişil enerjisi yüksek bir kadın nasıl yarattınız onu?"

Dişil enerji ne abi, çok seksi bir kadın demek istiyor.

Selin cevap veriyor, İbni Haldun’un bir lafı vardır, "coğrafya kaderdir".

Benim içinde kilit bir laftır. Her coğrafyanın kadını birbirinden farklıdır. O seksilik fizikten öte gücü eline almış, toprağı işlemeyi bilen, her işe koşabilen ve yetebilen kadının gücünün seksiliği. Saniye güçlü, dişli, iş bitiren kadın. Zaten böyle kadınlar seksi, ne giydiklerinin bir önemi yok. Bu içsel bir seksilik" diyor.

Seksilik.

Hayatımda bundan daha güçlü, bundan daha sahici ve bundan daha terbiyeli, bundan daha şahane bir tanım görmedim, okumadım. 

Bakın seksilik, her erkeğin istediği kadın olmak demek değilmiş.

Hakan Selin'e soruyor, "siz seksi olduğunuzu düşünüyor musunuz?"

"Seksiyim diyemem ama renkliyim” diyor. 

Selin'in bütün bu şahane tanımlarının altında ben..

Diyorum ki.

Kadınlar boşuna dudaklarınızı şişirmeyin, boşuna arkadan kalçalarınızı çekip poz vermeyin, boşuna bunalım fotoğrafları, saçlar savurduğunuz, boşuna plajda bacaklarınızı ayaklarınızı paylaşmayın.

Gerçekten hiç seksi değilsiniz.

Sadece saçma sapan kadınlarsınız.

Ben demiyorum erkekler diyor, bir de başka bir şey diyor ki, ben burada yazamam.

Gelin siz bu şahane kadın, şahane oyuncu Selin Yeninci, ne diyor tekrar tekrar üç beş defa okuyunuz.

Anlayınız. 

Kendinize yakışın yeter.

Funda'nın aklındakiler… 

... Adana’da cani adam, hamile karısı ve doğmamış bebeğini öldürüyor.

Olay 5 yıl önce yaşanıyor, kadın daha 17 yaşında ve 4 aylık hamile.

Adam kadını karnındaki bebeği ile öldürüyor, sonra tutuklanıyor.

Mahkeme adama oy çokluğu le hamile eşini öldürmek suçunda önce ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası veriyor. 

Sonra bu cezası haksız tahrik ve iyi halden 18 yıl, 4 aya dönüştürülüyor.

Adalet sistemi ve verilen kararlar çok sorunlu. 

Benim vatandaş olarak anladığım, hamile kadını karnında bebeği ile öldüren adamın ne iyi hali olabilir.

Ve kadın öldüğüne göre, olanı biteni anlatamadığına göre, haksız tahrik nasıl var, nasıl anladınız?

Bu kararı veren hakimi, kötü halinden, kalp ve vicdan hapsine mahkum ettim ben. 

... Metin Hara gibi, yaşama koçluk eden, insanlar var.

Bunların içinde, başlangıcından itibaren, tüm yırtınma, yırtma çaba hikayelerine şahitlik ettiğim insanlar var. 

Bunları neden yazıyorum.

Metin Hara önceki gün Bebek'te popüler bir mekânda, sosyetik kadın Aslı Şen'in de olduğu sosyetik bir grup kadınla sohbet ediyor ve görüntüleniyor.

Kadınlara bakıyorum, tuzu kuru kadınlar, yani ekonomik dertleri hiç yok, ama evrene bir şeyler yollayacaklar, sonra onu bekleyecekler, farkındalıklar falan kadınları.

Aile dizilimleri falan. 

Sorun sende değil falan.

En çok kendini sev falan.

Sanki bunlar kendini sevmezmiş gibi, oğlum zaten bayılıyorlar kendilerine diyeceğim kadınlar umurum değil.

Derdim kadınlarda değil, olmayan dertlerini dert edinmem, merak da etmem.

Derdim Metin Hara ve türevleri, dikkat edin, hep ünlü, hep popüler hep zengin kadınlarla buluşmalar ve paylaşımlar.

Derdi olan diğer kadınlar nerede, size inanan ve çare arayan kadınlar nerede? 

Parası varsa, verecek ve seminerinize gelecek. 

Gerçekten düşünün ve kafa yorun, neden?

Neden?