Gerçekten çok özür dileriz.
Gerçekten çok özür dileriz. Sizi üzdük ve yorduk. Öncelikle 15 Temmuz akşamı tanklarınızın önüne çıkarak sizi mesainizden ettiğimiz için çok üzgünüz. Kim bilir kaç tank hasar gördü? Ama takdir edersiniz hafta sonuydu ve saatler çok erkendi. Yani daha piyasa vaktiydi. Bilemedik.
Sonra, özellikle köprü üzerinde tertibat alan darbeci beyler. Sizlerden de özür dileriz. İstanbul’un trafiği malum. Yol kesilince çaresiz yürüdük. Sonra sizin kurşunlarınızın önüne atladık. Hata bizde. Aslında orada ne işimiz vardı değil mi? Sizin suçlu gibi görünmenize yol açtık.
Hele topuyla ateş açan tank mürettebatı. Siz gerçekten haklısınız. Bu kadar insan şaşkın olmalı. Yoksa top mermisinin önünde durulur mu? Gider evine yatar. Ne işi var ki sokaklarda?
Ayrıca, şimdi söyledikleri türlü bahanelerden öğreniyoruz ki, Marmaris’e giderek Sayın Cumhurbaşkanı’nı kaçırmaya ve belki de öldürmeye çalışan tim mensuplarını da üzmüşüz. Kusura bakmayın lütfen, sizleri yorduk. Oradan oraya koşuşturup durdunuz. Halbuki ne gerek vardı. Söyleseydiniz sizi beklerdik. Siz “Saygın, namuslu” insanlarsınız. Hiç öyle şey yapar mısınız?
Sonrasında saklanırken dağlarda aç kalmanıza yol açtık. Günlerce güneşte kavruldunuz. Bilsek sizlerin bu kadar mümtaz şahsiyetler olduğunuzu inanın yapmazdık.
Ankara Akıncı Üssünde bulunanlar. Hemen darılmayın. Sizden de özür dileyeceğiz. Öncelikle bir darbeyi bile anlayamayacak kadar saf olduğunuzu tahmin edemediğimiz için özellikle mahcubuz. Sonra alçaktan uçuşlarla ses patlamaları yaratma sebebinizin o akşam evlenen bir arkadaşınızın düğününe renk katmak olduğunu tahmin edemezdik.
Hele en büyük ayıplarımızdan biri, Meclis’e bomba düşerken milletvekillerinin orada bulunmasıydı. O saatte o kadar insanın orada ne işi vardı ki? O bombaları Meclis’e yeni yapılacak ek bina inşaatına yardımcı olsun diye bıraktığınızı şimdi öğrendik. Boşa mı gitseydi yani. Ne güzel temel kazısı için daha az yorulunacaktı.
En mühimi havadan bombalanan, taranan polislerin durumu. Polis dediğin köşesinde oturur. Ne yapıyorlardı ki orada? Sizin katil olmanıza yol açtılar. Bir de devlet memuru olacaklar.
Ve inanın bilemedik. Şehit olarak sizleri güç duruma düşüreceğimizi. Şimdi size “Katil, hain” diyorlar. Buna sebep olduğumuz için çok çok teessür içindeyiz. Nasıl telefi edeceğimizi inanın bilemiyoruz.
40 yıldır eziyet çekerek kendini saklayan eski Generaller. Sizlere de bir özür borçluyuz. Onca yıl hazırlandığınız darbe engellendi. Bu bir insana yapılacak bir şey mi? Halbuki ne kadar beklemiştiniz bugünü. Bizim hatamız kusurumuza bakmayın lütfen.
FETÖ elebaşı sizin için de üzgünüz. 40 yıllık emeğiniz heba oldu. Ne güzel tam vaktinde tüm devleti ve ülkeyi ele geçirecektiniz. Boşuna mı uğraştınız yani? Şimdi kendinizi kurtarmak için bu kadar yoruluyorsunuz. Gerçekten sıkıntılı bir durum. Sizi bu duruma soktuğumuz için de defaten üzgünüz.
Ve sevgili bilimum yabancı gizli servis görevlileri. Sizleri mahcup ettik. Ne güzel alışmıştınız. Türk halkı siner, pısar, itiraz etmez diye biliyordunuz. O kadar çaba gösterdiniz. Şaşırmanıza yol açtık. Sizlerin kariyerlerini de tehlikeye attık. Üstelik şimdi o kadar kaçan adama bakmak zorundasınız. Hay Allah bilseydik yapmazdık.
Sürmekte olan 15 Temmuz davalarında verilen ifadeleri gördükçe artık bu adamların ya kendilerinin aptal olduğunu ya da bizi aptal yerine koymaya çalıştıklarına inanıyorum. Neredeyse şehit olanları, darbeye karşı sokaklara dökülenleri suçlayacaklar. Allah’tan gerçekler o kadar ortada ki.