24 Eylül 2017 tarihinde Almanya'da federal seçimler var.
24 Eylül 2017 tarihinde Almanya'da federal seçimler var. Yapılsa da herkes rahat etse. Çünkü en başta Türkler olmak üzere herkes bıktı artık! Almanya'nın hiç bir sorunu ya da derdi yokmuş gibi seçim kampanyasında en çok konuşulan konuların başında “Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan”, “Türkiye” ve “AK Partili Türkler” geliyor. Aslında gerçeği söylemek gerekirse onurlanıyoruz. Tüm adaylar her fırsatını bulduklarında bu konularda bir şeyler söyledikçe tüm Türkiye “Almanlara bakın biz olmasak konuşacak konuları da yok” diyerek tebessüm etmekte.
Aklı başında Alman seçmenlerinin de sabahtan akşama kadar “Türkiye” duymaktan bıktıklarından eminim.
Hadi SPD'nin şansölye adayı Martin Schulz ve Yeşiller'in Türkiye kökenli eş başkanı gibi politikacıların konuşacak ve söyleyecek çok lafları olmadığını biliyoruz ve onların “belki bir kaç oy gelir” umuduyla ha bire “Cumhurbaşkanımızdan ve ülkemizden” bahsetmek durumunda olmalarını kendilerine acıyarak anlıyoruz. SPD ve Yeşiller için çok yazık. Başka aday bulabilseydiler bu hallere düşmezlerdi. Sol Parti'nin de hali malum. PKK terör örgütüne destek verenlerin “Türkiye” hakkında tek bir “iyi laf” edemeyeceklerini biliyoruz. AfD'nin ise tüm ırkçıların partisine dönüşmesinin ardından “Türkiye dostu” olmasını kimse beklemiyor.
Ancak CDU ve CSU'yu anlamak mümkün değil. Böylesine kolay bir rakip olan Martin Schulz karşısında zaten seçimi çoktan kazanmış durumdalar. Üstelik Türkiye'nin mülteciler konusunda son yıllarda uyguladığı politika sayesinde seçim kampanyasında mülteciler nedeniyle zor durumda da kalmadılar. Şansölye Merkel'in ekonomi politikasında ya da AB liderleri arasında başarılı olduğunu tartışmaya gerek yok. Ancak Türkiye ile yapılan “mültecilerle” ilgili anlaşma ve Türkiye'nin bu konuda attığı adımlar olmasa Şansölye Merkel'inde bu seçim kampanyasında bu derece rahat olabilmesi söz konusu olmazdı.
Eğer Sayın Merkel 25 Eylül 2017 tarihinde SPD'den kurtulup FDP ile Almanya için daha istikrarlı bir koalisyon hükümetinin başına geçecekse bu konuda Türkiye'nin mülteciler politikasının da payı olduğunu kimse yadırgamamalı. Ya da FDP ile koalisyona sandalye sayısı yetmez de çok zayıf bir SPD ile koalisyona güçlü bir şekilde devam edecekse de yukarıda dile getirdiğim gerçek göz ardı edilemez.
Peki o zaman Şansölye Merkel'i Türkiye konusunda kim kandırıyor? Çünkü ona yanlış bilgiler ve sayılar veriyorlar. Türk milleti hakkında onu yanlış bilgilendiriyorlar. Böyle olmasa pazar akşamı Martin Schulz ile katıldığı TV tartışmasında Türkiye konusunda “Türkiye'nin yüzde 50'si bizden medet umuyor” deme hatasını yapmazdı. Bu palavrayı en başta Sigmar Gabriel, Martin Schulz Cem Özdemir ya da Kati Piri gibi Türkiye konusunda ön yargılı olan politikacılar yaymakta. Özellikle marjinal ya da Türkiye düşmanı grupların palavrası. Almanca buna “Lebenslüge” diyorlar!
Türk insanını birazcık tanıyanlar ne kadar onurlu olduğunu çok iyi bilirler. Türk milleti Sayın Merkel'in de diğerleri gibi “Türklerin yüzde ellisini kurtaracağız” laflarına çok sinirleniyor. 1071 Malazgirt zaferinden beri Anadolu insanı “sahte kurtarıcıların” kendisi ve ülkesi için nasıl bir “sömürü” ve “manda düzeni” beklentisi içinde olduğunu çok iyi bilmekte.
Üstelik Şansölye Merkel'in “yüzde elli” rakamı da doğru değil. Önüne konan raporlar Türkiye gerçeklerini yansıtmıyor. Hatırlatalım! Bu raporlar bugüne kadar hiç doğru çıkmadı. Her seferinde Recep Tayyip Erdoğan bu raporları yazanları “yalancı” çıkarttı ve kazandı!
Türkiye Cumhurbaşkanı Almanya'da Türkiye kökenli seçmenlere “CDU, SPD ve Yeşiller'i seçmeyin. Türkiye düşmanlığı yapan partilere oy vermeyin” dediğinde Şansölye Merkel, “iç işlerimize karışılıyor” diyerek tepki veriyor.
Peki kendisinin yaptığı ne? “
Yanlış bilgilerle Türkiye'nin “yüzde ellisini kurtaracağım” diye ortaya çıkmak “Haçlı Seferlerine çıkan şövalyeler” gibi bir konuma sokmakta kendisini. Türkiye'de Bayan Merkel'den “medet umanların” tamamını toplasak ancak “yüzde yirmi” eder. Türkiye'nin yüzde sekseni muhalif bile olsa “Haçlı şövalyelerinden” medet ummaz!
Şansölye Merkel'i bu konuda kandıranlar aslında Almanya-Türkiye ilişkilerine ve dostluğuna büyük zarar vermekteler. İnşallah Şansölye Merkel bunun farkına varır!
Çünkü 1071'den beri Türkler “Haçlı seferlerine” geçit vermiyorlar!