Vakıf Katılım web

RUHSAL OLARAK SAĞLIKLI MIYIZ?

Rüveyda Ç. YILMAZ
Tüm Yazıları
Ruhsal olarak sağlıklı olduğumuzu nereden anlarız?

Ruhsal olarak sağlıklı olduğumuzu nereden anlarız?

Duygularımız, düşüncelerimiz ve davranışlarımız ruhsal yapımızı oluşturur ve beynimiz tarafından yönetilirler. Beynimizin sağlıklı çalışması için öncellikle genetik altyapısının sağlıklı olması gerekir. Buna ek olarak özellikle bebeklikle ve ergenlikte yaşadığımız olaylar da kişinin ruh sağlığını etkiler. Araştırmalar beyin gelişimi için bebeklerin yeterli ve yerinde sevgi ve ilgiye ihtiyaç duyduğunu göstermiştir. Ne mutlu ki ruh sağlığı, aynı beden sağlığı gibi zaman içerisinde daha sağlıklı hale getirilebilir. Beyin fonksiyonlarında problem olan bazı kişilerin hayalle gerçeği ayırabilme kabiliyeti yoktur. Bebekler yaklaşık üç yaşına kadar hayalle gerçeği ayıramazlar. Örneğin, bir bebeğe “Bu yemeği yemezsen yan odadaki öcü gelip seni yiyecek.”  derseniz buna inanacaktır. Ancak bu yaşlardan sonra kişi gerçek hayatta olmayan şeyleri görüyor veya duyuyorsa beyin fonksiyonlarında bir bozukluk vardır diyebiliriz. Mesela, Türkiye’de zaman içerisinde kendi kendisinin mehdi olduğunu iddia eden bir sürü insan oldu. Bu insanlar aslında gerçek olmayan insanlar tarafından mehdi ilan edildiklerine inanıyorlardı.

Bazen kişilerin akıl sağlığı yerindedir ancak her zaman hayatta yolunda olmayan bir şeylerin varlığını hissetmektedir. Bu ve benzeri durumlarda psikoterapi desteği ile kişi kendi kendisini nasıl daha iyi hissettirebileceğinin yollarını öğrenir. Ruhsal olarak olgun ve psikoterapiye ihtiyaç duymayan kişiler: Yeni bir ortama rahatça adapte olabilirler. Yeni bir iş düzeni, evlilik ya da kısa bir seyahat bu kişileri kaygıya sokmaz, yeni ortamlarına önce gözlem yapıp sonra rahatça uyum sağlayabilirler. Örneğin, evlilik sonrası evlilik hayatına adapte olamayan birçok kişi psikoterapi ihtiyacı hisseder. Benzer şekilde, hamilelik başlangıcında veya lohusalık döneminde de çoğu kadın kendini depresyon belirtilerinin içinde bulabilir. İlişkilerini düzenli bir şekilde yürütebilirler. Gerek arkadaşlık ilişkileri gerek aşk ilişkileri konusunda nadiren sorun yaşarlar. Bu kişilerin sık görüştüğü dostları vardır, bunlarla vakit geçirmekten keyif alırlar. Arkadaşlıklar onlara yük gibi gelmez, aksine onları rahatlatır. Aşk ilişkilerinde ise memnun olmadıkları hususları bir şekilde partnerleriyle konuşarak hallederler ve ilişkileri uzun süre devam eder. İşlerini severek yaparlar. Her sabah uyandıklarında işlerine gidecekleri için mutluluk hissederler. Üretmeyi, çalışmayı severler. Karar vermede sıkıntı yaşamazlar. Belirsizlik durumlarında rasyonel kararlar alabilirler. Kararın sorumluluğunu başkalarına yüklemez, kendileri üstlenirler. Olumsuz bir sonuç olsa bile sorumluluğunun getirdiği şeylerden kaçmazlar.

Hatalarını ve olumlu taraflarını sahiplenirler. Olgun insanlar hatalarının sorumluluğunu alıp, hatalarını düzeltmeye çalışırlar. Aynı zamanda övüldüklerinde de haklı bir övgüyse çekinmez, utanmaz, rahatça teşekkür ederler. Olumlu ve olumsuz eleştirilere açık olurlar. Duygu durumları aşırı salınımlar yaşamaz. Günlük hayatlarında duyguları aşırı salınımlar yapmaz. Bir şeye aşırı üzülüp, ardından başka bir şeye aşırı sevinmezler. Aşırı coşkusal değillerdir. Ya da bir şeye kızdıklarını fazlaca öfkelenip krize girmek yerine kendilerini açıkça ve düzgün bir dille ifade etmeyi seçerler. Daha sabit ve sakin dururlar. Hayatta belirli amaçları vardır. Bu amaçlar ulaşamayacakları aşırı uç amaçlar olmaz. Amaçlarına ulaşmak adına çaba sarfederler. Samimi ve içten olurlar. Davranışları birilerine bir şeyler ispat etmek için, ya da birilerini manipüle etme amaçlı değil, doğal ve spontandır. Bu durum, diğer insanlar tarafından hemen hissedilir. Duygu, düşünce ve davranışları tutarlıdır. Örneğin, sigara içmenin zararlı olduğunu düşünen ve içtikten sonra kendini kötü hisseden birisi, o sigarayı bir daha içmez. Hem yapıp hem söylenmezler. Söylenecekleri şeyi hiç yapmazlar. Hayal kırıklıkları ile başa çıkabilirler. İnsanoğlunun başına ne geleceğinin belli olmadığı şu dünyada deneyimledikleri acı olaylardan sonra yaslarını tutup acılarını yaşadıktan sonra hayatlarına kaldıkları yerden devam edebilirler. Geçmiş, bugün ve gelecekteki kendilikleri barışıktır. Bebeklikten bugüne getirilen yaşantıların farkında olup mentalize edebilirler. Sağlıklı insanın kendilik tasarımları ne kadar çok olursa olsun bir aynılık, bir bütünlük vardır. Yani kişi çocukluktaki bir anısının kendisine ait olduğunu derin bir aidiyet duygusu ile bilir.