​ROBOTLAR

Ersin AKMAN 17 Ağu 2017

Ersin AKMAN
Tüm Yazıları
Son zamanlarda teknoloji dünyasında en çok dillendirilen tanımlamaların başında "nesnelerin interneti" geliyor.

Son zamanlarda teknoloji dünyasında en çok dillendirilen tanımlamaların başında “nesnelerin interneti” geliyor. Bir de günlük gazetelerle televizyon kanalları robotların gelişini müjdeliyor. Aslına bakarsanız bu iki kavram birbirinden çok farklı değil.

Birbirleriyle haberleşebilen cihazları anlatmak için kullanılan “nesnelerin interneti”, cihazların birbirlerinden aldıkları bilgilerle otomatik olarak hareket edebilmeleri anlamına geliyor dersek kimsenin itiraz edeceğini düşünmüyorum.

Otonom araçlar da dahil olmak üzere “geleceğin teknolojileri” olarak isimlendirilen birçok gelişme bu mantık üzerine kurgulanıyor. Diğer cihazlardan aldığı verileri işleyerek kendisinden yapılması beklenen hareketler silsilesindeki en mantıklı seçeneğe karar verebilen akıllı makineler, insan hayatını mutlaka kolaylaştıracak.

Tam da bu noktada işin içine robotlar giriyor. İnsanlık tarihinin en büyük hayallerinden biri olan robotların, dünya üzerindeki hemen hemen her iş kolu için insan yerine ikame edilebileceği düşünülüyor. Daha doğrusu beklentiler bu yönde olduğu için planlamalar da ona göre yapılıyor.

Robotlara geçmeden belirtmek isterim ki tüm bu yeniliklerin altında bugün için adına 4.5G dediğimiz, yakın gelecekte ise numarası yükselerek değişecek olan hızlı, mobil internet yatıyor. Mobil internet bağlantıları tüm dünyada hızlanmıyor olsa bu teknolojilerin hayatımıza girebilme şansı olmayacağını unutmamak lazım. O nedenle de “3G neyimize yetmiyor?” düşüncesinden bir an önce sıyrılmak gerekiyor.

Bugüne kadar insanlık tarihindeki her gelişme gibi robotların da öncelikli kullanım alanı savunma sanayi ve endüstriyel üretim sektörü oldu.

Alman hükümetinin Endüstri 4.0 olarak açıkladığı ve hızla yaygınlaşan en az insan emeği ile üretim yapabilen fabrikalar, gerçek anlamda robotlaşmanın başladığı ilk örnekler olarak gözümüze çarpıyor.

Savunma sanayide yaşanan robotlaşma ise henüz filmlerdeki “rokobop”ların üretilmesini gerçekleştiremediği için aslında mutlu olmalıyız. Ama savaşabilen robotların da çok uzak bir gelecekte hayata geçeceğini düşünmemek lazım.

Dünya üzerindeki farklı iş kollarına mensup insanların farklı robotları hayal ettiği ise bir yalan değil. Çiftçinin beklentisi ile polisinki aynı değilken, bankacınınki veya bir temizlik işçisininki de çok farklı. Temel nokta herkesin işini devredebileceği bir üniteyi bekliyor olması. 

Bu aşamada bazı bilim insanları boşa çıkma ihtimali olan işgücünün dünya üzerinde farklı sorunlar yaratabileceğinden endişelenirken bazıları da dünyanın mutluluk endeksinin yükselebileceğini düşünüyor.

Öyle ya çalışmayan, daha doğrusu çalışmaya ihtiyacı olmayan insan fikri başta kapitalizm olmak üzere birçok doktrinin temel taşlarını yerinden oynatabilecek kadar büyük bir “tehlike”.

Daha konforlu bir hayat mı?

Robotların insanlara daha konforlu bir hayat sunacağı konusunda kimsenin şüphesi yokken, bu konforun sınırları nerede son bulur tartışma konusu.

Öte yandan tembellikle konforun iç içe geçebilme ihtimalini dünyanın sonu olarak görenler de var. Tıpkı bugüne kadar insanlık tarihinin gündemine giren her yenilik gibi robotların da nasıl ve hangi amaçla kullanılacağı sonucu değiştirecek gibi görünüyor. 

Eğer arzuladığımız şey daha birçok işi robotlara bırakıp, sonrasında da yan gelip yatmaksa sanırım ileri teknoloji çok yakın zamanda buna izin verecek. Yok hayalimizdeki şey sanata, bilime, daha kaliteli yaşama zaman ayırmaksa robotlar buna da imkân sağlayacak.

Sonuç olarak robotlar gümbür gümbür insanların hayatına girmeye hazırlanıyorlar. Ben de belki de insanlık tarihinin en önemli buluşmalarından birinin gerçekleşeceğini düşündüğüm bu anın büyüsüne şimdiden kapılanlar arasındayım.

Tıpkı morfinin icat edildiği gün olduğu gibi insanların bu ayrıma hangi amaçla dahil olacakları önem kazanacak. 

Fakat günümüz medeniyetlerinin robotlara ne kadar hazırlıklı oldukları da bu denklemin bilinmeyeni gibi görünüyor. Robotlar için nasıl yasal düzenlemelerin yapılacağı, robot hakları, robot anayasası gibi şu anda fikir aşamasında olan regülasyonların hangi koşullarda hayata geçeceğini hep birlikte göreceğiz.

Hangi ülkelerin kendi çıkarlarına göre hangi düzenlemeleri yapacağı veya devletler arasında nasıl anlayış farklarının hayata geçeceğini hep birlikte yaşıyor ve görüyor olacağız.

Tüm bu aşamalarda kişisel bilgisayarlar gibi kişisel robotlara mı sahip olacağımız, yoksa temizlik, güvenlik gibi kamusal hizmetler için mi robotlar kullanılıyor olacak şu an için kestirmek zor.

Söylenebilecek tek şey robotlardan sonrası ile robotlardan öncesinin asla aynı olmayacağı. Fikren robotlara hazır olanlardan olup olmayacağınızı şimdiden sorgulama başlamalısınız.