​REFERANDUM SÜRECİNDE DİNDARLARIN GENÇLİK ÇELİŞKİSİ

Erol ERDOĞAN 12 Nis 2017

Erol ERDOĞAN
Tüm Yazıları
16 Nisan'da oylayacağımız Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle ilgili yazı, söyleşi ve seminerlerimde, evet ve hayır cephelerinin, bazı maddelere muhalefette ortaklaştığını pek çok defa dile getirmiştim.

16 Nisan’da oylayacağımız Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle ilgili yazı, söyleşi ve seminerlerimde, evet ve hayır cephelerinin, bazı maddelere muhalefette ortaklaştığını pek çok defa dile getirmiştim. Evet ve Hayırcıların ortaklaşa muhalefet ettikleri veya endişe duydukları iki husussun başında 18-24 yaşa seçilme hakkı ve 600 milletvekilliği geliyordu.

600 milletvekilliği ve otoriterlik konularında CHP ve HDP’li seçmenler belirgin şekilde muhalefet ortaya korken, 18-24 yaşa seçilme hakkı verilmesiyle ilgili değişikliğe ise AK Partililer başta olmak üzere dindar ve muhafazakârların tepkilerinin daha yoğun ve sert olduğunu araştırmalarımızda tespit etmiştik.

Evet vermeyi düşündüğü halde, gençlere seçilme hakkını veren bu maddeye tepki gösteren İslamcılar, sağcılar, dindarlar ve muhafazakârlar, kimi zaman şöyle bir yaklaşım da ortaya koyuyorlardı. “Biz bu madde ile hayırcıların eline koz verdik. 18 yaşındaki çocuğa devlet mi teslim edilir?” 

Oysa 18-24 yaşa seçilme hakkına tepki göstermede, evet cephesi hayır cephesinden daha önde gidiyordu. Evet cephesi, bu tavrıyla, kendi kalesine gol atıyor, bunu da fark etmiyor veya gençlik farkındasızlığı aklının önüne geçiyordu. 

Son haftalara girildiğinde, İslamcılar ve sağcıların, gençlerin seçilme hakkına duydukları tepkilerde azalma olduğunu gördüm. Tepki azalmasında, sanıyorum Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakan Binali Yıldırım ve partili hatiplerin konuyla ilgili kıyaslayıcı ve izah edici açıklamalarının etkisi oldu. 

Bu verileri, gençlik ve eğitim çalışmalarında önemli çabaları olan Bilal Erdoğan ile de, önceki gün, onun bir konferansı sebebiyle aynı ortamda bulunduğum bir anda paylaştım.

Toplumun gençlik farkındasızlığı önemli bir konu, önemli bir sorun. Hukukun reşit, dinin mükellef, ticaretin ehil, ordunun asker kabul ettiği gençlere karşı oluşan yok sayıcı, horlayıcı, küçümseyici duruşun değişmesi için zihni değişim şart. Gençlerle ilgili zihni değişimi sağlayarak sahih, doğal, gerçekçi bir anlayışa ulaşamazsak devlet, millet ve ümmet olarak medeniyet yolculuğumuzda eksik kadrolar ve eksik üretimlerle yol almayı sürdüreceğiz demektir. 

Başlıkta her ne kadar “dindarlar” demişsem de, toplumun genelinin, tüm siyasi cephelerin ve tüm ideolojik çizgilerin gençlik bakışında ciddi problemler olduğunu söylemem şart. Onun için ülkemizde hiçbir ideolojik grup, sahip olduğu siyasal büyüklüğün onda biri kadar bile gençliğe ulaşamıyor, gençlerin kalbine dokunamıyor, gençlerin meraklarına, duygularına, hayallerine hitap edemiyor. 

Önerim şu: Her birimiz gençlikle ilgili ezberimizi masaya yatıralım. Gençlikle ilgili bilgilerimizi, yargılarımızı, inançlarımızı akıl, vahiy, bilim, feraset, hikmet süzgecinden geçirelim. Bakalım masada neler kalacak, hangi bilgi ve yargılarımızı çöpe atacağız, hangi yeni bilgi ve yaklaşımlar zihnimizde yer edinecek ve bize ışık olacak? 

Zamanın bilgisi ve kadim öğretinin sahihliği ile tazelenmeyen ezberler zehirleyicidir.