POMERANYA, POLONYA, POLİTİKA...

Mustafa Kadir ATASOY
Tüm Yazıları
Tarihi Pomeranya Voyvodalığı'nın merkezi, bugünkü Polonya'nın en büyük liman kenti Gdansk 1980'de Avrupa çapında etki yapmış bir siyasi hareketi doğurmuştu.

Ağustos 1980'de birkaç tersane işçisiyle başlayıp işten atılmış bir elektrikçi olan Lech Walesa'yı ülkenin cumhurbaşkanlığına taşıyan Solidarnosc hareketi buradan çıkmıştı.

Gdansk bugün ülkedeki liberallerin merkezi durumunda. Bu liman kenti olmasıyla ilgili de bir şey... Göçmenlere karşı ılımlı görüşleriyle bilinen, şehirde yaşayan Müslüman azınlığa değer veren Pawel Adamowicz'in geçtiğimiz ocak ayında bıçaklı saldırı sonucu ölümü ülkeyi derinden sarstı. Adamowicz yirmi yılı aşkın bir süredir bu güzel şehrin belediye başkanlığını yapıyordu. Toprağı bol olsun...

Polonya'nın güneyine doğru muhafazakar bir kültür ağırlık kazanıyor desek yanlış olmaz. İktidardaki sağ görüşlü Hukuk ve Adalet Partisi (PiS) de ülkeyi geleneksel değerlerle yeniden inşa etmeye çalışıyor. Gençlerin Polonya tarihini öğrenmelerini ve Katolik değerlerle yetiştirilmelerini istiyorlar. Bunu yaparken yabancılara karşı pek hoşgörülü değiller maalesef. Umarım bu bakış açıları bir gün değişir.

Genel olarak politikalarına baktığımızda bir kere kendilerini aile yanlısı olarak konumlandırıyor ve evli çiftleri daha fazla çocuk sahibi olmaya teşvik ediyorlar. Daha önce genç çiftlerin aile kurması için 3 milyon ucuz konut inşa etme vaadinde bulunmuştular. Yine, ebeveynlik iznini uzatan yasa çıkardılar. Ailelere sahip oldukları çocuklar için aylık bağlanmaya başladı. Yine pazar günleri perakende alışverişi büyük ölçüde yasaklayan ve çalışanların aileleriyle daha fazla zaman geçirmesini hedefleyen bir yasa çıkarıldı.

Beş yıl önceki Avrupa Parlamentosu seçimlerinde yüzde 32 oy alan Hukuk ve Adalet Partisi 2019 AP seçimlerinde yüzde 43 oy aldı. Muhafazakar Avrupa Koalisyonu yüzde 38 oy alırken, eşcinsel olduğunu açıklayan Robert Biedroń ve AB yanlısı partisi Wiosna (Bahar) yüzde 6,7'de kaldı.

Hukuk ve Adalet Partisi'nin ileri gelenlerinin yabancı karşıtlığı had safhada... 2015'te parti lideri Jarosław Kaczyński bulaşıcı hastalıkları yayacakları endişesiyle Polonya'ya hiçbir mülteciyi kabul edemeyeceklerini söylemişti. 2017'de Adalet bakanı yardımcısı Patryk Jaki, İslamlaşmayı durdurmayı gaye edindiğini dile getirdi. 2017'de İçişleri Bakanı Mariusz Błaszczak 8. Yüzyıl'da Avrupa'nın İslamlaşmasını durduran Charles Martel gibi olmak istediğini söylemişti. Şimdinin İçişleri Bakanı olan Joachim Brudziński de yine 2017'de Siedlce'deki parti mitinginde biz olmazsak buraya camiler inşa ederler benzeri bir cümle sarf etmişti.

Seçim sonuçlarının Polonya için ciddi bir değişimi gösterdiği muhakkak. 90'larda Avrupa Birliği üyeliğinin desteklenmesi Polonya'da sağ kanadın bir argümanıydı. Şimdi ise Polonya sağı Avrupa karşıtı - yabancı karşıtı bir tutum ortaya koyuyor.