​OTOYOLLAR BU KADAR SAHİPSİZ Mİ?

Fehmi KETENCİ 20 Kas 2017

Fehmi KETENCİ
Tüm Yazıları
Dün bu köşede sözünü ettiğimiz kural ve denetim tanımaz "Otoyol magandaları" konulu yazımıza "Gün Otoyol Magandaları"nın başlığını atmış, bu konuda yaşadığımız bir iki örneği de dile getirmiş ve yazımızı; "Trafikteki bu denetim zaafı; günün belli saatlerinde yollarda "cirit atan" otoyol magandalarına meydanı bırakmak demektir ki, yaşananları ve sonuçlarını çok net görebiliyoruz." uyarımızla bitirmiştik.

      Dün bu köşede sözünü ettiğimiz kural ve denetim tanımaz “Otoyol magandaları” konulu yazımıza “Gün Otoyol Magandaları”nın başlığını atmış, bu konuda yaşadığımız bir iki örneği de dile getirmiş ve yazımızı; “Trafikteki bu denetim zaafı; günün belli saatlerinde yollarda “cirit atan” otoyol magandalarına meydanı bırakmak demektir ki, yaşananları ve sonuçlarını çok net görebiliyoruz.” uyarımızla bitirmiştik.

      Ve bugün attığımız başlığı da boşuna atmadık. İstanbul ve çevresindeki, hatta şehir içindeki ana yollarda gece saat dokuzdan sonra dolaşmaya çıktınız mı hiç? Eğer merak eder çıkarsanız veya bu yazımdan alınıp bana kızanlar olursa bir kez denesinler, baksınlar nelerle karşılaşacaklar, söylediklerimin az olduğunu göreceklerdir.

      Zaman zaman dile getirdiğim İstanbul’da yaşam biçimine dönüşen ve içinden çıkılamaz hale gelen trafik keşmekeşinin insanların üzerine karabasan gibi çöken hali; işe, okula, ziyarete gidiş dönüşlerdeki trafik karmaşasında yaşanan stres ve zaman kaybıdır.

      Trafik keşmekeşine yol açan bir başka, belki de en önemli neden ise; şehrin her yerinde kontrolsüz, hızla devam eden yapılaşma, bu yapılaşmanın neden olduğu plansız programsız kazılan ve trafiğe kapatılan caddeler sokaklar, bu cadde ve sokakları, sorumsuzca kural tanımaz tavırları ile kullanan hafriyat kamyonlarının yarattığı karmaşadır.

      Her gün gittiğiniz caddenin veya sokağın bir gün veya günlerce trafiğe kapatıldığını görürseniz hiç şaşırmayın. Bu keyfi uygulamaları artık olağan olarak görmeye alışmalısınız.

      İstanbul’a yakışmayan, İstanbulluların asla kabul edemeyecekleri ve asla alışamayacakları ise; zaman zaman rastladığımız ve son zamanlarda daha da artan, hemen hemen her cadde ve sokakta rastlayabileceğimiz şu meşhur kural tanımaz, ettikleri yanında kar kalan “Şehir Magandaları” ve bu sorumsuzların topluma verdikleri endişe ve rahatsızlıktır.

      Her gün, hemen her yerde karşılaşabileceğimiz bu sorumsuzların yaptıklarını ciddiye alıp onlara gerektiği gibi karşılık vermeye, karşı koymaya veya onlara muhatap olmaya kalkarsanız, hiç kuşku yok ki başınız her an belaya girebilir.

      Aman siz siz olun, bu tür olaylarla karşılaştığınızda “magandadır ne yapsa yeridir” diyerek mümkün olduğunca onlara bulaşmamaya ve uzak durmaya çalışın. Bu, her ne kadar, o günkü psikolojik durumunuza bağlı olsa da, hemen hemen her gün bu cins magandalarla karşılaşabileceğinizi unutmayın, psikolojinizi sağlam tutun.

      Ülkemiz, maalesef ki; Edirne’den Ardahan’a, Sinop’tan Mersin’e hemen hemen her yöresinde bu tür magandaların; sorumsuzca, rahatsızlık verebileceği bir ülke oldu. Kural tanımayan, kişisel özgürlükleri hiçe sayan, kural çiğnemeyle hava atanların arasında yaşam özgürlüğümüzü sürdürmeye çalışıyoruz.

      Trafiği denetlemek ve trafikte giderek çoğalan bu ‘Otoyol Magandaları’nı “yola getirmek” için sadece kurallar koymak yetmiyor artık. Çok daha sıkı, aman vermez denetimlere ihtiyaç var. Oto yollarda havadan denetim sistemi mutlaka devreye sokulmalı.

      Şu sözünü ettiğimiz magandaların en yoğun uğrak yerleri ise İstanbul cadde ve sokakları oldu. Gün geçmiyor ki bu magandaların karıştığı ve neden olduğu bir olay haberlere yansımasın.

      Bu magandalar o kadar cüretkar ki;  polis molis takmayıp herkesin gözleri önünde pervasızca gösteri yapabiliyorlar, yarattıkları tehlikenin dozundan beslenip keyfini çıkarabiliyorlar.

      Eskiden şehrin önemli kavşaklarında polis ekiplerine, otoyollarda motorize ekiplere sıkça rastlayabiliyorduk. Çok uzun zamandır bunları göremez olduk. Oralardaki ekipler varlıkları ile caydırıcı olmak konusunda oldukça etkiliydiler. Toplum da rahatlıyordu.

      İstanbul bir çok konuda dertli ama en büyük derdi dayanılmaz hale gelen trafik keşmekeşi. Kimse özel arabası ile sokağa çıkmak istemiyor.

      Eski İstanbul’un kavşaklarda görev yapan trafik polislerini özledik.

      Bugünkü konumuz otoyol magandalarıydı ama, İstanbul’da dert bitmiyor ki.