ÖLÜMDEN BAŞKASI YALAN!

Mehmet Arif DEMİR
Tüm Yazıları
Memleketimizin oldukça büyük bir parçasında yıkıma ve hasara yol açan depremle birlikte binlerce canımız göçük altında kaldı, üzüntümüz büyük, boynumuz bükük, hüznümüz arşı kapladı.

Memleketimizin oldukça büyük bir parçasında yıkıma ve hasara yol açan depremle birlikte binlerce canımız göçük altında kaldı, üzüntümüz büyük, boynumuz bükük, hüznümüz arşı kapladı.

Dokuz saat arayla tekrarlayan iki depremde yaklaşık 330 kilometre boyunca kırılan fayla/faylarla birlikte birçok atom bombası atılmışçasına harap olan 10 Anadolu şehrimiz ve 13.5 milyon insanımız şu anda yaşadığı şoku daha atlatabilmiş değil, psikologlara göre de bu travmayı atlatmak kolay olmayacak. Allah milletimizin yardımcısı olsun.

İşin hepimizi ilgilendiren genel durumundan başka bir de futbol âlemini ilgilendiren kısmı var ki belki de içinden en zor çıkacağımız çetrefilli konu bu olacak. Hasar gören illerimizin çeşitli liglerde futbol oynayan takımları mevcuttu. Adana Demirspor, Hatayspor, Gaziantepspor, Malatyaspor, Adanaspor gibi çok köklü, tarihe mâl olmuş camialar ve bunlarda forma giyen onlarca sporcu göçük altında kaldı, bir nevi şehit oldu. Hatay’ın Hocası Volkan Demirel ve Eşi ile Gökhan Zan’ın çığlıkları, çabaları ve basiretli tutumları sayesinde nice cana ulaşıldı, ne aksaklıklar düzeltildi. Sağ olsunlar var olsunlar.

Federasyonumuz belki de erken bir hamle ile Mart başından itibaren liglere kaldığımız yerden ama deprem bölgesi takımlarımız olmadan devam etme kararı aldı. Elbette onlar da bu kararı alırken oldukça zorlandılar. Eldeki veriler ve durumun vehâmeti aslında bu sezonu burada durdurup “Beyaz Sezon” ilânını gerektiriyordu ama onlar bunu tercih etmedi. Ne de olsa futbol hâlâ daha kitleler için “afyon” hükmünde. Amerikalıların dediği gibi “the show must go on” şov devam etmeli, oyun oynanmalı.

Neticede endüstriyel futbol birçok paydaşın nemalandığı bir sektör, yabancı oyucuların devam eden kontratları var, naklen yayın havuzuna para bağlayan bir yatırımcı/yayıncı var, satılan abonelikler/dekoderler var. Sezon sonunda Olimpiyat Stadı’nda oynanacak Şampiyonlar Ligi finali var mesela. Ülkemizi Avrupa’da temsil edecek takımlarımızın Trabzon’un Basel’le, Fenerbahçe’nin Braga ile maçları var çok yakında. İşte tüm bu şartların dayatması ile “Beyaz Sezon” çok zor.

Federasyon da bu realiteden hareketle “çekilen” takımları fikstürden çıkararak ve “kalan sağlar bize yeter” diyerek yola devam edecek. Yüreklerimizin bir tarafı buruk şekilde yaşamaya devam edeceğiz, neylersin ki hayat devam ediyor.

Sıkışık fikstür müsaade ettiği takdirde geliri depremzedelerimize bağışlanacak şekilde dostluk maçları/ turnuvaları oynanacak elbette. Galatasaray ile Roma anlaştılar bile. Belki eski TSYD Kupası, Donanma Kupası formatında İstanbul takımlarımızın maçları bu işin lokomotifi olur ve bütün Anadolu’ya yayılır bu hayır işi. Karınca kararınca ne yapılsa faydası olacaktır. Yıkım çok büyük, hasar ağır çünkü.

Bir de bazı takımlarımız geçmişe yönelik talepte bulunmasaydı daha iyi olurdu. “Dün dünde kaldı cancağızım, bugün yeni bir gün, yeni şeyler söylemek lazım” dediği gibi Mevlana Hz.’nin. O maçlar oynandı ve sen Gaziantep’i, Hatay’ı yenemedin. Yenildin veya berabere kaldın, kaybettin puanları şimdi onların telafisini isteyecek durumda değilsin kardeşim.

Depremde büyük bir gayretle enkaza dalarak hayat kurtaran tüm ekiplerimize ve elindeki avucundaki üç-beş kuruşu depremzedelerle paylaşan yüce Türk halkına, gösterdikleri cesaret ve hamiyet için hepimiz müteşekkiriz. Yardım malzemeleri organizasyonlarına katkıda bulunan herkesten de Allah razı olsun. Hepimize çok büyük geçmiş olsun. Ders almayı nasip etsin.