Vakıf Katılım web

MERHABA

Recep GARİP 25 Mar 2022

Recep GARİP
Tüm Yazıları
Hani ilk karşılaşıldığında, göz göze gelindiğinde dile gelen kelimelerimizden biridir merhaba.

Efendim merhaba, zamana, mekana, toprağa düşen tohuma, doğan güneşe, geceyi süsleyen yıldızlara, dolunaya, suya inen ceylana, çiseleyen yağmura, akarsuya, bahara, yaza, esen rüzgara merhaba. Börtü böceğe, açan çiçeğe, tarlada çalışan işçiye, karşıdan gelen komşuya, sokaktaki bakkala, postacıya, pastacıya, çantacıya, sıcak somun aldığın fırıncıya merhaba. Merhaba yolda yürüyene, okula giden çocuklara, gençlere, emmilere, dayılara, teyzelere, halalara bilcümle ev halkına, kapı komşumuza merhaba. Bakan gözlere, gülen yüzlere, hanım ellere, beyefendilere elhasıl sana, yanındakine, sağındakine, solundakine, ardındakine, önden gidene, el edene, yardım edene, şefkat gösterene, merhametli olana, bir bardak su verene, hal hatır edene merhaba. Merhaba hanım teyze, merhaba Duran Emmi, Merhaba hanım kızım, Merhaba delikanlım merhaba.

Hani ilk karşılaşıldığında, göz göze gelindiğinde dile gelen kelimelerimizden biridir merhaba. Selam kelimesinin türevi gibidir. İnsan tanısın ya da tanımasın birbirine bildik kelimelerle seslenir. İlk kelimelerimizle tanışırız. İlk sözcükle sesimiz sese ulaşır ve karşılık bulur. Nasıl seslenirseniz öyle karşılık alırsınız. İlk sözdür etki bırakan, unutulmayan. İlk bakış gibidir ilk söz. Sözü kutlu kılan anahtar kelimemiz selam kelimesidir. Selam, güven telkin eder. Sahiplenir. Güvende olunmasını, sıkıntı oluşturmamayı, barış için gelindiğine işaret eder. Sağlık, güven ve güvenlik içinde olmaktır selam. Sağ salim ve selamette olmayı anlatır. İşte böylesi kelimelerimizdendir selam, merhaba, selamün aleyküm kelimelerimiz. Barış, esenlik, kurtuluş, huzur, selamet, sükun üzerinizde olsun anlamıyla sarıp sarmalar. Böylesi güzelim kelimelerimizle birbirilerimize seslenir, birbirilerimizi besleriz. Aynı zamanda temenni yani dua niteliklidir bu türden kelimelerimiz.

Merhaba kelimesini Türk Dil Kurumu sözlüğü "selam" ya da "selamlaşma" olarak ifade ediyor. Hayatımızın tam merkezinde Arapçadan Türkçemize geçen ve bizden bir kelimeye dönüştürmüşüz. Tıpkı klasik olarak kullandığımız merhaba kelimesinde hoş geldiniz, sefalar getirdiniz, benden size zarar gelmez, rahat edebilirsiniz, güven içindesiniz anlamındadır. Toplumun bütün bireyleri tarafından hoşluk içinde kullanılmaktadır. Selam, merhaba, selamün aleyküm ülkemizde emniyet telkin eden oldukça seçkin, kutlu, kutsal kelimelerdir. İçimizden geldiği gibi kullanırız. Kişinin yetiştiği ortama, kültürel birikime, ailenin öğretilerine ve dinin vazgeçilmez unsurlarına uygun şekilde kullanılmaktadır.

Selam alınıp verilme yöntemlerini de Peygamberimiz (as) dan öğreniyor ve öyle uyguluyoruz. Bunu yaparken asli bir ödevi yerine getirmenin gerekliliği üzerine yapıyoruz. Örneğin; Yasin Suresindeki 58. ayet-i kerimede geçen "Selamün kavlen min rabbir rahim"in anlamını yaşıyoruz. Bilindiği üzere Yasin suresi Kuranı kerimin kalbi olarak kabul edilir. Türkçedeki mealinin karşılığı "Çok merhametli olan Allahtan bir söz olarak kendilerine selâm vardır" ayeti Müslüman kimselere bir nevi teselli vermektedir. Sıkıntılı günlerde, hastalıklı zamanlarda, musibet-bela anlarında sıklıkla ifade edilen bir ayet olarak her zaman dilimizdedir. Tıpkı selam gibidir. Bakınız milletimizin dilinden düşmeyen Mevlidi Şerifin yazarı Süleyman Çelebi "Merhaba Bahri"nde ne güzel ifade ediyor;

"Yâradılmış cümle oldu şâdümân/Gam gidûp âlem yenîden buldu cân

Cümle zerrat-ı cihân idûb nidâ/Çağrışûben dediler kim merhabâ

Merhabâ ey âli sultân merhabâ/Merhabâ ey kân-ı irfan merhabâ

Merhabâ ey sırr-ı fürkân merhabâ/Merhabâ ey nûru râhman merhabâ

Merhabâ ey bülbül-i bâğ-ı Cemâl/Merhabâ ey âşinâ-yi Zülcelâl

Merhabâ ey cân-ı bâki merhabâ/Merhabâ uşşâkâ sâki merhabâ

Merhabâ ey cân-ı cânan merhabâ/Merhabâ ey derde dermân merhabâ

Merhabâ ey cümlenin matlâbu sen/Merhabâ ey Hâlikın mahbâbu sen

Merhabâ ey Pâdişah-i dû cihân/Senin için oldu kevn île mekân

Merhabâ ey rahmeten lil-âlemîn/Merhabâ sensin şefîa'l-müznibîn

Ey gönüller derdinin dermânı sen/Ey yarâdılmışların sultânı sen

Sensin ol sultân-i cümle enbiyâ/Nûr-i çeşm-i evliyâ vü asfiyâ

Yâ habîballâh bize imdâd kîl/Son nefes didârın ile şâd kîl

Allâhümme salli alâ seyyidinâ Muhammedinillezî câe bilhakkıl mübîn
Ve erseltehû rahmetel lil âlemin"

İnsanoğlu kendi kelimeleriyle düşünür. Her bir kelimenin bir kökü, bir iklimi, bir membaı vardır. Kökten gövdeye doğru büyüdükçe ikliminden aldığı değerleri gittiği her diyara götürür. Bundan dolayıdır ki kelimeler, bizim köklerimize, değerlerimize, gövdemize, dallarımıza, çiçek ve meyvelerimize dönüşür. Biz buna sanat, edebiyat, şiir, felsefe tefekkür vs. deriz. Bundan dolayıdır ki kelimelerimize sahip çıkmak dilimize sahip çıkmaktır. Dilimiz varlık nedenimizdir. Adem'e (as) isimlerin, bilmediklerinin, kelimeler bilgisinin öğretildiği ifade ediliyor Kuranı Kerimde. Yaratılışta verilmiş olan-öğretilmiş isimlerin, bilgilerin silsileten insanlığa armağan olarak bırakılmıştır. Ademe verilenler insanlığa verilmiştir ve verilmiş kök isimler, bilgiler ve kelimeler için şükran-kulluk borçluyuz. Allah (cc), öğretilen isimlerin sahne düzenini anlatırken meleklerin Âdem’e (as) secde etmesini istediği bir vakitte ona bütün isimlerin öğretilmiş olmasını üstünlük sebebi olarak gösteriyor. Bu da bize verilmiş bir emaneti hatırlatıyor ve dilimize sahip çıkmanın ehemmiyetini ortaya çıkartıyor. Ya secdeye kapanmış olan meleklerin insanın ayrıcalıklı, vasıflı olma özelliğini daha doğru kavramamızı sağlayacak, ya da isyan edip secde etmeyen şeytanın yolunu benimsetecektir.

Söylemek istediğimiz dilimize sahip çıkarak kutlu kelimeler dünyamızı süslesin. Yabancılaşmanın yanlışlığına düşmeyelim ki her gelen kelime kendi kökünden sürgünlerle gelir ve geldiği toplumun ruhunu, gönlünü, kalbini istila eder. Buna fırsat vermemek vatanseverliktir.

Diyelim ki yağan kara, gözüken bahara, esen rüzgara, her birinize tekraren merhaba. Yeni bir güne, yeni bir sabaha, bakışa, tebessüme, ayrılığa, kavuşmaya merhaba. Merhabamızı, selamımızı, günaydınımızı, esenlik ve muştu temennilerimizi ihmal etmeyelim ki hem kökümüz, hem gövdemiz, hem de ruhumuz sağlam olsun. Kalın sağlıcakla. Allaha emanet olun. Rabbimiz yardımcımız olsun efendim.