MAFIA'DAN ANTIFA'YA

Doç. Dr. Can CEYLAN
Tüm Yazıları
ABD'de sayıları hiç de az olmayan ırkçı bir polis memurunun siyâhî birini dizini boğazına basarak boğup öldürmesi sonucu başlayan olaylar çığırından çıktı.

Bu kadar çabuk mu unutmaya başlayacaktık! Dışarıya çıkarken maske takmasak ve sosyal mesâfe uyarılarını görmesek neredeyse koronayı unutacağız. Küresel salgından, Amerika’daki küresel gündemi etkileyen şiddet olaylarına çok çabuk geçtik. ABD alev alev. Olayların Gezi Kalkışması’nın yıldönümüne denk gelmesi de takdirii ilâhî olsa gerek! Huzur ve güven ortamına karşı alerjisi olan FETÖ Çocukları, ABD’deki sokak olaylarında da sahneye çıkmış durumda. Eskikerin tâbiriyle Men dakka dukka denen bir olay yaşıyoruz. ABD merkezli CNN International kanalının saatlerce naklen yayın yaptığı Gezi Kalkışması’ndaki şiddet olaylarını hatırlatan olaylar şimdi ABD’de yaşanıyor.

“Siyah” öfke, “Beyaz” Saray’a dayandı

Siyâhî başkan Obama’nın bile yumuşatamadığı nefret, karşı taraftaki öfke hâlini arttırarak koruyor. Siyahların “nefes almasına bile izin vermeyen” Beyaz Amerika, tam bir kaos ortamında.

Ama sanki birileri amacından saptırmak için, ortalığı ayağa kaldırmak için fırsat kolluyor. Kaş yaparken göz çıkarılıyor. Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olunuyor.

ABD’de sayıları hiç de az olmayan ırkçı bir polis memurunun siyâhî birini dizini boğazına basarak boğup öldürmesi sonucu başlayan olaylar çığırından çıktı. Gezi'de ortaya çıkan PKK ve benzeri terör gruplari gibi, ABD de şiddete teslim olmuş durumda. Mâsum halkın evleri, dükkanları yağmalanıyor. Can güvenliği tehlike altında. Ama ABD başkanı Trump’ın sabaha karşı 40 bin kişiyle miting yapması diye bir imkânı ve cesâreti olmadığı için, ABD demokrasisi orduya teslim olma aşamasına geldi.

MAFIA ne için kurulmuştu?

ABD’de sivil şiddet olaylarında ön plâna çıkan ANTIFA adlı örgüt bana MAFIA’yı hatırlattı. Antifa’dan önce MAFIA’nın ne olduğuna bakalım.

“MAFIA” bir kısaltmadır. Napolyon’un İtalya’yı işgâl ettiği dönemde halkın sivil bir refleks ile kurduğu teşkikatın sloganının baş harfleri MAFIA idi: Morte Alla Francia Italia Anela (İtalya, Fransa’ya Ölüm Diye Bağırıyor). Bu slogan daha sonra teşkilâtın adı olacak kadar sevildi. Ancak zamânımızda kanunsuz ve yeraltı örgütlenmelerinin tüm dünyâdaki gelen adı oldu. Türkiye’de bile mafya-devlet ilişkisinin ülke gündemini uzun süre meşgul ettiği günler, uzak olmayan bir geçmişte yaşanmıştır. Kanun tanımayan, devlete cephe alan, her türlü şiddeti kullanmakta çekinmeyen, halkın güven ve huzuruna kasteden yapılar bu isimle anılmaktadır. Matah bir şeymiş gibi “mafya babası” diye anılan kişiler de vardır.

ANTIFA’nIn kuruluş amacı

Gelelim gündemdeki olayların arkasındaki terör yanlısı oluşuma. “Faşizm karşıtı” anlamına gelen “antifascist action”ın kısaltılmışı olan ANTIFA, her türlü ayrıma ve aşırı sağ söyleme karşı kurulmuş bir örgüttür. Geçmişi Almanya’daki ırkçı-faşist Nazi iktidârıyla mücâdele günlerine kadar dayanan örgütün gerçek yüzü, PKK-PYD’ye verdiği destek ile görülmüştür.

Her türlü devlet otoritesine karşı yasadışı yolları kullanan ANTIFA’yı şimdi ABD sokaklarındaki şiddet olaylarında görüyoruz. MAFIA’nın İtalyan işgâline karşı kurulup daha sonra yasadışı her türlü işin adı olması gibi, ANTIFA da, Almanya’daki faşizmle mücâdele sonrası bir terör örgütüne dönüşmüş durumdadır.

Kadrolaşma ve insan kaynağını, ABD’deki üniversite kampüsleri üzerinden sağladığı bilinen ANTIFA’nın ne olduğunu biz Türkiye olarak hem 12 Eylül öncesindeki üniversite olaylarından hem de Gezi Eylemleri’nin “kendi içinde üniversite”, “yüzde 50’si yüksek lisans ve doktora mezunu” gibi söylemlerden biliyoruz. Bu kampüs kaçkınları, Gezi Parkı’nda çadır kurup “Çavbella” söylerken, iki adım ötedeki Taksim Atatürk Anıtı’nda PKK paçavraları ve Apo posterleri dalgalanıyordu.

Oyuna gelen siyâhiler

ABD’deki sokak olayları ve işyerlerinin yağmalanması gösteriyor ki, olan yine siyâhîlerin sosyal imajları olmaktadır. Afro-Amerikanlar, ABD’deki ırkçı uygulamalara karşı haklıyken haksız duruma düşmekte ve düşürülmektedir. Siyâhîler, marketlerden yağmaladıkları üç yüz beş yüz dolarlık elektronik eşyâlar karşılığında haklılıklarını kaybettiklerinin farkında değildir. Televizyon ekranlarında saatlerce yayınlanan ve beyazların seyrettiği yağma görüntüleri, beyazların ırkçı nefretlerini kabartmaktadır.

Bu durum, tam da ANTIFA gibi terörü “hak arama mâzereti” olarak kullanmak isteyen, düzen getirmek vaadiyle mâsumları kendi kötü emellerine âlet edenlerin istediği bir durumdur. George Floyd ne ilk kurbandır ve maalesef ne de son kurban olacaktır. Michel Obama’nın şu ifâdeleri ABD’deki Siyah-Beyaz ayrımının vahâmetini anlatmaktadır: Eşim başkan seçilip Beyaz Saray’a geldiğimizde, Beyaz Saray’da uzun süredir görev yapmakta olan siyâhîler bize beyaz Amerikalılardan daha küçümseyici gözlerle bakıyordu”.