LOJİSTİK SEKTÖRÜNÜN KURLA İMTİHANI

Yusuf DİNÇ 05 Haz 2019

Yusuf DİNÇ
Tüm Yazıları
Bu bayram kardeşliği tazelemenin coşkusunu yeniden yaşıyoruz. Bayram o bayram ola! Piyasalar da artık bayram etsin dileğiyle. Birçok sektörde işler açılır gibiyken yeniden yavaşlamasına rağmen kıpırdanma tekrar başlamış görünüyor. Özellikle yıllardır biriken KDV iadelerinin mahsubuna ilişkin düzenleme birçok sektöre moral vermiş görünüyor.

Ancak kur atağının etkisini hala taşıyan alanlar var. Kurun aşırı yükselmesinden bu yana büyük bir ikilem lojistik sektörünün kaderi oldu.

USD/TL kurunun, rasyoneli olan bir tahminle kısa vadede 4.90 seviyelerinde dengelenmesi makulken aşırı değer kaybı yurtiçi malların fiyatını çok ucuzlattı. Buna karşılık ihracat rekorları gelmeye devam ediyor. Zaten bu kur seviyelerinden rekor gelmiyor olması soru işareti oluşturacak bir durumdur. (Çin’in ticaret stratejisini de bu ilişki nedeniyle devalüasyon üzerine kurduğunu not edelim. Aynı zamanda Çin özelinde devalüasyon devasa yatırımların kaynağı olarak da kullanılıyor.)

Türk malına olan talebin artması ihracat anlamında lojistik sektörünü destekleyen bir unsur oldu. Tek yönlü artan bir trend ortaya çıktı. Fakat artan talebe rağmen artan kur nedeniyle lojistik maliyetlerinde rekabet ve pazarlık asıl unsura dönüştü. Bu nedenle nakliye fiyatları yüzde 30’dan fazla aşağı geldi. Gene de lojistik firmaları bu fiyatları yönetebilecek kabiliyeti haizler. Gelin görün ki başka bir sorunu yönetmek daha güç.

Gene aynı kur ilişkisi Türkiye’nin ithalat kabiliyetini daraltınca; yani ithal mallar ziyadesiyle pahalılaşınca Türkiye’nin özellikle Avrupa’dan satın alışları yavaşladı. İhracatın çoğu Avrupa’ya ve kara yoluyla gerçekleştirilirken ithalat gerçekleşmemesi tırların boş dönmesi sorununu ortaya çıkardı.

Hem daha ucuza taşımak hem boş dönmek ise sektörün ikilemi oldu. Dolu dönebildikçe verim üreten lojistik şirketlerini zorlayan bu ilişkinin sürdürülmesini mümkün kılan tek olgu yurtiçi maliyetlerin Türk Lirası cinsinden gerçekleşmesidir. İçerideki enflasyonist baskının azalmasının, sektöre ileri dönük iyimserlik için önemli bir nefes aldırdığı düşünülebilir. Fakat bu alanda üretilecek iş çözümlerinin girişimcilerin gözünden kaçmaması gerekir.