KRİTİK BİR DÖNEMDE KRİTİK BİR ZİYARET

Faruk AKTAŞ 30 Kas 2019

Faruk AKTAŞ
Tüm Yazıları
Suriye'de 9 yıla yakın süredir devam eden iç savaşta sona yaklaşılırken Türkiye'nin diğer sınır komşuları İran ve Irak'ta büyük yangınlar baş göstermiş durumda.

İran’da benzin zamlarını protesto ile başlayan ve rejim karşıtı gösterilere dönüşen olaylar, Kürtlerin ağırlıklı olduğu vilayetler başta olmak üzere ülkenin birçok bölgesine yayılırken Irak’ta geçtiğimiz ekim ayında başlayan gösteriler her geçen gün büyüyor. Sadece bu hafta yaklaşık 100 göstericinin hayatını kaybettiği olaylarda ölü sayısı 400’e yaklaştı. Yaralı sayısı on binlerle ifade ediliyor.

Yamalı bohça koalisyon hükümeti olayları önlemekte yetersiz ve çaresiz. Başbakan Adil Abdulmehdi dün istifa etmek zorunda kaldı. Ülke erken seçime gidecek gibi ancak Irak’ta seçim süreci öyle pek demokratik bir ortamda gerçekleşeceğe benzemiyor. Bu süreçte olayların daha da büyüyerek tamamen kontrol edilemez hale gelme ihtimali çok yüksek. Bu da ülkeyi iç savaşa, hatta bölünmeye götürebilir.

Bu, hiç yabana atılır bir ihtimal değil. Ülkenin, zaten bir arada yaşamayı pek istemeyen Şii, Sünni ve Kürtler olarak üçe bölünmesi an meselesi.

Irak’ta en büyük olaylar Şiilerin yoğunluklu olduğu kentlerde yaşanıyor. Bu bölgeler kadar olmasa da Sünnilerin ağırlıklı olduğu kentlerde de benzer gösteriler var. Buna karşın Kürtlerin ve Türkmenlerin yaşadığı bölgeler şimdilik sakin.

İşte o sakin bölgelerden, Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin (IKBY) Başbakanı Mesrur Barzani, Perşembe günü Ankara’ya kritik bir ziyaret gerçekleştirdi.  Günü birlik bu ziyaret birçok yönden oldukça önemli.

Mesrur Barzani, IKYB eski Başkanı Mesut Barzani’nin oğlu. Bu göreve gelmeden önce IKYB istihbaratının başındaydı. 2017’deki bağımsızlık referandumunun ardından Mesut Barzani’nin görevinden ayrılmasının üzerine, uzun süre boş kalan bu koltuğa Başbakan Neçirvan Barzani, onun koltuğuna da Mesrur Barzani oturdu.

Mesrur Barzani, başbakan sıfatı ile ilk resmi ziyaretini Ankara’ya gerçekleştirmiş oldu.

Aslında bu ziyaretin geçtiğimiz ay gerçekleşmesi planlanıyordu ancak iddialara göre Mesrur Barzani, Türkiye’nin Barış Pınarı Harekâtı’na tepki olarak ziyareti askıya aldı. Yapılan temasların ardından ziyaret şimdi gerçekleşmiş oldu.

Mesrur Barzani, Ankara’da önce Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile bir görüşme gerçekleştirdi, ardından da Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından Beştepe’de kabul edildi.

Ziyarette Ankara ile Erbil arasında ekonomik ve siyasi ilişkilerin geliştirilmesiyle ilgili konular da görüşülmüş olsa da esas ana gündem maddesinin PKK sorunu olacağı belliydi ki öyle de oldu. Çavuşoğlu ile Barzani’nin ortak basın toplantısına da bu konu gündeme damgasını vurdu.

Bu konuda Mesrur Barzani’nin cümlesine dikkat çekmekte yarar var. Birincisi Sincar’da ve Irak’ın diğer bölgelerinde PKK’nın varlığını istemedikleri bir diğeri ise Türkiye ile terörle mücadele konusunda ortak hareket etmeyi kabul ettikleri yönündeki ifadeleri.

PKK, IKYB tarafından terör örgütü olarak kabul edilmiş değil ancak Mesrur Barzani, Türkiye’nin terörle mücadeleden kast ettiğinin DEAŞ’ın yanı sıra PKK olduğunu elbette gayet iyi biliyor.

Dolayısıyla IKYB’nin PKK konusunda Türkiye ile samimi bir iş birliğine girmesi halinde Ankara-Erbil ilişkilerinde bir iyileşme sürecine girmesi mümkün. Ancak Erbil’in bu konuda öncelikli olarak uzun süreden bu yana PKK’nın sözcüsü gibi hareket eden kendilerine bağlı yayın organlarındaki Türkiye karşıtlığı yayınların önüne geçmeleri şart.

Öte yandan Washington’un uzun süreden bu yana PKK’nın yanı sıra IKYB’yi de Türkiye karşıtı hesaplarının içine dâhil etmeye çalıştığı sır değil.

Hatta Barzani’nin ziyaretinden birkaç gün önce ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence’in Irak ziyaretinde Bağdat’a uğramadan Erbil’e yaptığı ziyaretin de bu hesapların bir parçası olduğunu bilmek gerek.

Şüphesiz Erbil, Washington’u karşısına alabilecek bir güce sahip değil ancak ABD’nin hesaplarına alet olup Türkiye’yi karşısına almalarının kendileri açısından gerek siyasi gerek ekonomik anlamda büsbütün bir yıkım olacağını görmeleri gerekir.

Şüphesiz PKK ile mücadelede Erbil’in desteğini almanın Türkiye için önemi büyük. En çok da Türkiye’yi Kürt karşıtı lanse etme çabalarının önüne geçilmesi açısından.

Dolayısıyla bu kritik dönemde yapılan bu ziyaret, referandum döneminde bozulan sonrasında kısmen düzelen ancak son dönemde yeniden aksamaya başlayan Ankara-Erbil ilişkilerinde yeni bir sürecin başlangıcı olabilir.