KOMŞUMUZ KARISINI DÖVERDİ!

Funda ÖZKALYONCU 08 Ağu 2020

Funda ÖZKALYONCU
Tüm Yazıları
Annem, bana kimseden asla HİÇBİR zaman bir fiske yeme, kimseye izin verme demişti.

Çok küçüktüm.

Teşvikiye'de oturduk, üst kat komşumuz çok güzel genç bir kadındı. 

Genç kadın evli idi, henüz çocukları yoktu…

Kadın kocasından dayak yerdi, adam karısını döverdi.

Sonra dayak yediği adamı kocam gelecek diye akşamüstü camda beklerdi.

Anneme sorardım, kadın dayak yediği kocasını “kocam kocam” diye çok seviyor.

Önce ağlıyor, sonra akşam gelecek bu adamı hazırlanıp giyinip bekliyor. 

Annecim "neden demiştim neden".

Annem, bana kimseden asla HİÇBİR zaman bir fiske yeme, kimseye izin verme demişti.

Sana bir fiske dokunanı sevme, hayatında tutma, sabırlı olma, kabul etme demişti.

Komşumuza gelince şimdi anlatsam anlamazsın, biraz daha büyü anlatacağım demişti.

Ben şimdi anlıyorum ki, kadın ile annem defalarca konuşmuş, cevabını almıştı.

Yani daha küçükken bir erkeğin bir kadını dövmesine şahit olmuştum.

Hala evliler mi bilemem.

Kadına şiddet ve kadın cinayetleri gündemimizde.

Bu konu çok önemli ve çok ciddi.

Sadece bizde değil tüm dünyada çok önemli.

Örneğin; Fransa'da, 2019 yılında 149 kadın sevgilisi ya da kocası tarafından öldürülmüş.

Almanya'da; 2018 yılında 122 kadın öldürülmüş, 114 bin 393 kadın şiddete maruz kalmış.

Belçika'da; 2017 yılında 100’den fazla kadın cinayete kurban gitmiş ve her yıl 45 bin kadın erkek şiddetine maruz kalmış 

İngiltere'de; 2019 yılında 111 kadın öldürülmüş.

Polonya'da; her yıl ortalama 65 bin kadın şiddete uğruyor… 400’den fazla kadın sevgilisi ya da eşi tarafından öldürülüyor.

Bu liste ülkeler bazında böylesine uzar gider. 

Girin internete bakın tüm ülkelerde rakamlar korkunç.

Yani özetle kadına yönelik şiddet sadece ülkemize özgü bir sorun değildir.

Tüm dünyanın en büyük sorunlarından biridir.

Mutlaka ve elbette bu sorun çözülmelidir.

Ne münasebetle erkekler kadınları dövebilir ya da bir kadını vahşice öldürebilir.

Ne hakla?

Bu konuda özellikle adalet sistemine çok iş düşmektedir.

Çok çabuk ve çok büyük cezaları hemen vermelidirler.

Biz ülke olarak,

Bunu hepimizin derdi olarak anladığımızda bu sorunu çözebiliriz. 

Ama derdimizi siyaset malzemesi yaparsanız, kadına şiddet olaylarını, Türkiye'ye özgü bir durummuş gibi anlatmaya çalışırsanız olmaz.

Böyle algı oluşturmanın peşine düşerseniz olmaz.

Kutuplaşmanın daniskası KADIN KONUSUNDA yaşanırsa hiç olmaz.

Bu konudan muhalefet malzemesi çıkarmanız hiç olmaz.

Her kadın cinayetinde, iktidar kim olursa olsun, iktidara fatura çıkarmak, olmaz.

Boşanmış aldatmış, aldatılmış, kıskanç, işsiz kalmış, cinnet geçirmiş adamların sevgili ya da eşlerini öldürmelerini hesabını bir adamdan ya da iktidardan soramazsın.

Adam evli, çocuğu var baba ama cani, psikopat, kızı boğmuş, varile koymuş, beton dökmüş, öldürmüş.

Kim suçlu?

Kimden hesabını soracaksınız?

Boşuna sağa sola çekmeyin, palavra çabaları bırakın, siyah beyaz, afilli, samimiyetsiz fotoğraflarınızla challange’ları falan bırakacaksınız.

Umurunuzda değil ve aslında derdiniz ne ben çok iyi biliyorum da. 

Çare arayacaksak.

Önce merhametli, karınca dahi öldürmeyen çocukların anne babaları olacağız.

Çocuklarımızı şefkatle, merhametle büyüteceğiz. 

Adam sonradan hastalandı, psikopat, hasta, cani, cinayet işledi diyelim.

El ele vereceğiz ve hepimizin ortak derdi olacak.

Başka bir şey oluşturmaya çalışmayın yani.

Dert büyük. 

Funda'nın aklındakiler…

... Ana yazımda kadına şiddet ve oluşturulmaya çalışılan algıdan bahsettim.

Bu konu o kadar yanlış yerlere gitmeye başladı ki kadınlar bu meseleden yalan dolan durumlar yaratıp, konuyu suistimal etmeye başladılar.

Kadının beyanı esastır, maddesinden hareket ederek.

Geçen hafta Ukraynalı genç bir kadın Daria, ağzı burnu kan içinde, beni plajın güvenlikçisi darp etti, dövdü diye iddia etti.

Ve paylaşımda bulundu.  

Yer gök bu kadının haberini paylaştılar.

Ne oldu?

Kamera kayıtları ortaya çıktı ve şahitler ortaya çıktı. 

Daria ve sevgilisi akşama kadar şişelerce içiyorlar, sarhoşlar, etrafa taşkınlık yapıyorlar.

Hatta bu ikili mekandan çıkarken yaşlı bir kadına saldırıyorlar.

Daria denen kadın kamera kayıtlarında birine vuruyor, sonra kendini yere atıyor, sevgilisi ile karşılıklı itiş kakış, tekme tokat girişiyorlar.  

Beraber yaşadıkları evin komşuları aynı şeyleri anlatıyorlar.

Ev hayatları korkunç.

Komşular polis çağırtıyormuş, kadın yalan söylüyormuş. 

Şimdi burada kim suçlu, suçu nerede arayalım?

Bilen varsa yazsın lütfen.

... Ahmet Hakan yazmış.

"Fenomen müptezelliği bir son bulmalı artık” demiş. 

Murat Övüç diye birisi.  

Fenomen olmuş.

Ağzına geleni söylüyor. 

Yazlık bir mekanda almış mikrofonu eline Yeşim Salkım'a ağıza alınmayacak küfürler ediyor.

Dinleyenler bu müptezeli alkışlıyor.

“Bu bir fenomen müptezelliğidir. 

Bu müptezellikle mücadele etmeliyiz.” demiş.

AHH Ahmet Beycim, kadına küfürü, diğer kadınlar alkışlıyor, histerik çığlıklar atıyorsa. 

Ne diyelim.

Alkışlayan müptezeller olduğu sürece, bunlar çoğalırlar.