Eğlenceli olmayı, komik olmayı, gülmeyi güldürmeyi çok severim.

Sanmayın ki gülen insanlara, kahkaha atan kadınlara bozuluyorum.

Ya da tuhaf anlamlar çıkarıyorum.

Bu imkansız benim için.

Vallahi billahi hiçbiri değil.

Hayatı, ekşi ekşi geçirmeyi düşünenlerden de değilim. 

Sorun beni, çok akıllı, çok komik kadın derler.

Bu yazacağım yazıyı yanlış anlayan insanlar olabilir.

Ama demem o ki, siz ne anlarsanız, o kadarsınız..

Bende ağzımdan, satırlarımdan çıkan kadar biriyim.

Tarabya marketin önündeyim, iki kadın avaz avaza, bağıra bağıra konuşuyor ve bağıra bağıra gülüyorlar.

Hayırdır diyorum.

Penceremin önünden iki kadın geçiyor, ikisi de ayrı telefonlar da bağıra bağıra konuşuyor, bağıra bağıra gülüyorlar.

Hayırdır diyorum.

Kafe’de oturuyoruz yan masada 4 erkek 3 kadın oturuyor, kadınların gürültüleri bütün mekanı delip geçiyor, bağırmalarından, kahkahalarından, iki kişi konuşamıyoruz ve yerimizi değiştiriyoruz.

Hayırdır diyorum.

Uçağa biniyorum arkamda ki iki kadın hiç susmuyor, bağıra bağıra konuşuyor, bağıra bağıra kahkaha atıyorlar, bütün uçak teslim oluyoruz.

Bir ara kadınlara, biraz yavaş olur musunuz, niye bu kadar bağırıyorsunuz, bu ne gürültü diye söyleyeceğim, ya bana bir kahkaha patlatırım, görürsün, der diye korkuyorum.

Hayırdır diyorum.

AVM’ye gidiyoruz, koridorda dört kadın avaz avaz konuşuyor, avaz avaz gülüyor.

Hayırdır diyorum.

Erkeklerden daha çok gürültü niye yapıyorsunuz?

Niye, herkesin duyacağı şekilde bağıra bağıra konuşuyorsunuz?

Kızlar size ne oldu? 

Hani biz, erkeklerden daha duyarlı idik.

Hani gözlerimize doldurduğumuz kadınsı ayrıntılar.

Hani alıngan kalbimiz.

Eğer.

Güldüğünüz kadar mutlu iseniz mesele yok. 

Ama, bundan endişeliyim.

Gürültünüz kadar arsız iseniz, mesele var diyorum.

Kişisel kahkaha miktarımızın artması için, ne gibi bir neden olabilir diye düşünüp duruyorum.

Bende kadınım.

Bulamıyorum.

Yok.

Kişisel gelişim falan, kendini sev falan, secret falan, her şey senden başlar falan..

Olmaz, yetmez diyorum.

Anladık, bir kahkaha bir kilo pirzola falan söylemi...

Olmadı, o da yetmiyor.

Bu kadar, sevgisiz dünyada, bu kadar acılar, kederler, ölümler ve maddi bir iklim yaşanırken.

Sen neden bu kadar kocaman, bu kadar kocaman sesle, arsız arsız gülüyorsun kız, demek geliyor içimden.

Katıksız arsızlık.

Bağıra çağıra gül, gürültü yap. 

Yoksa gergin ruhunun, gergin tenini gereksiz bir yere, gereksiz saklama çabası mı bu, diyorum.

Ey kadınlar, ya da haytttt bacılar, kendimize gelelim diyecekken.

Ben soruyorum.

Beklentilerinize bağladığınız anlam mı değişti?

Hayat büyünüz vardı da, o mu bozuldu.

Yanı başınızda ki insanlar, sadece birileri mi? 

Çok mu yalnızsınız?

Aslında çok mu mutsuzsunuz?

Hani kantar, hani topuz kız.

Bir filme, bütün acıları sığdıramadığımız gibi, bütün hayatı da arsız bir kahkahaya sığdıramazsınız.

Kandıramazsın beni.

Ahahahahahahahaha.

FUNDA’YA TAKILANLAR...

... Cem Yılmaz sosyal medya, Twitter hesabını, ne yazsak olmuyor, artık "KAPALI" diye bırakıp kaçmış. Kaçmış diyorum, bıkmış...12 milyon takipçisi olan adam yazılanlarla, hakaret edenlerle başa çıkamamış. O kadar çok sümüklü ve kötü insan var ki orada.. Ne yapsın adam. Adam klavyesi başında utanmazca sallıyor.. O da Eyvallah yavrularım demiş ve arkasına bakmadan gitmiş. Ben kalana, niye kaldın, gidene niye gittin diye sormam. Soranı hadsiz bilirim. Ama! tatlım Cem, sen de ben linç edilirken, görmemezlikten gelebilirdin, ucundan kenarından topa girdin... Bir daha yapma tatım.

... Kos adasi odaklı, Bodrum'da 6.6 şiddetinde deprem oldu. Çok şükür ölüm yok, yaralı yok, yıkılan tek bina yok... Ben Allah'a çok inanan biriyim. Evet olmasaydı iyi olurdu, insanlar çok korktular, endişe içinde sabahlara kadar sokaklarda yattılar. Ama her şerde bir hayır vardır. Zengin fakir ayırımı kalmadı, herkes eşit korktu, eşit endişelendi. Yıllardır birbirine selam vermeyen site komşuları, müşterek bahçelerinde, şezlonglarında yattılar. 80 kedisi olan, bütün site ile mahkemelik olan kadın, küs komşularına kek yaptı. 1 milyon Euro’luk evinde oturan zengin kadın, müştemilatta ki hizmetlisinin evine sığındı. Yaradanını sevdiğim Allahım, bir şekilde insanları koyun koyuna soktun. Herkes birbirine sokuldu, birbirine ihtiyaç duydu. Ne kadar sürer bilmem, ama hayırlısı olsun.