KIRMIZI "ET"

Serpin ALPARSLAN 17 May 2017

Serpin ALPARSLAN
Tüm Yazıları
3 Kırmızıyı çok severim.

3 Kırmızıyı çok severim.

Kırmızı et, Kırmızı balık ve Kırmızı Mercimek.. Aslında çok daha fazlası var ama, kırmızı gülü de söylemeden geçemeyeceğim.

Yukarıda bahsettiğim bu 3 kırmızı, besin değerinin yüksek olması dolayısıyla insan hayatında oldukça önemli bir yere sahip.

Bugün, kırmızı etten bahsedeceğim.

Et, lezzetinin yanı sıra aminoasitler yönünden zengin, hayati öneme sahip besin değerleri içerdiği için beslenme bozukluklarını kolayca önleyen vazgeçilmez bir gıda.

Sıkça duyarız, kırmızı etin az tüketilmesi demir ve vitamin eksikliğine bağlı hastalıklara neden olmaktadır. Et tüketimi, bebekler, gelişme çağındaki gençler ve özellikle hamile kadınlar için oldukça önemlidir. 

Yeteri kadar et tüketmeyen kişilerde demir, B6 ve B12 vitamini eksiklikleri gelişebiliyor. Çocukların zihinsel gelişiminde faydalı olduğu belirtilen et, ayrıca büyüme üzerinde de etkili. Kırmızı ette bulunan bol miktardaki protein, demir ve çinko kansızlığın önlenmesinde oldukça etkili. 

Aslında bilmediğimiz bir gerçek sadece “et” düşüncesiyle tükettiğimiz, aslında biraz da kas ve yağ dokusu. Etin rengide, kas dokuda bulunan liflerinin yapısından ileri geliyor. 

Gelelim balığa.. Her ne kadar beyaz et sınıfına girse de Barbun ve Kırlangıç kırmızı renginden dolayı benim nazarımda kırmızı sınıfında.. 

Ekonomi boyutuyla bakarsak, Türkiye'de et fiyatları dünya ortalamasının çok üzerinde.. Et ve Süt Kurumu (ESK), dana kıymanın kilosunu 28, bonfileyi kilosu 65 liradan satmakta. İstanbul kasaplarındaki rakamlara ise dilim varmıyor.

Resmen uçuştalar…

Kısaca kasaplar ile ESK, fiyat çatışması yaşıyor. Yem pahalı ve çiftçiler desteklenmiyor.

Dünyaya bakarsak 4-5 dolar civarında olan eti bizler ortalamanın yüzde 80 üzerinde daha pahalı yiyoruz, daha doğrusu yiyemiyoruz.

Kişi başı tüketim ABD’de yılda 120-170 kilo arası iken, Avrupa’da 70-80 kilo.. Türkiye’de ise 14-15 kilo civarında et tüketimi söz konusu.. Bana göre halkın çoğu ayda 100 gram bile et tüketemiyor. “Et” yiyebilmek için Kurban Bayramı’nı bekleyen insanlar var.

Peki neden bizler de Dünya standartlarında et tüketemiyoruz? Pek çok sebep sayılabilir.. Şu ayrıntı önemli..

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın fiyatları aşağıya çekmek için geliştirdiği 

formül et ithalatı.. Buradan yola çıkarak 

rakamlara bakarsak, 2005’te 409 bin ton et ithal edilirken 10 yıl içinde bu rakam canlı ve karkas et toplamında 1 milyon tona ulaştı. 

Büyüklerimizden dinlemişizdir sıklıkla.. 

Yıl 1980

Türkiye yol ayrımında.. Sanayi ülkesi mi, tarım ülkesi mi? Bir karar verilir ve sanayi tercih edilir. Esasen her ikisini de dengeli yürütmek mümkünken tercih bu yönde gerçekleşir..

Türkiye İstatistik Kurumu TUİK, verilerine göre; 1980 yılında tarım ürünleri ihracatımız 1.672 milyon dolar iken, 1998 yılında 2.913 milyon dolar, ithalatta ise aynı yıllarda 1980 yılında Tarım ürünlerinde ithalat 51 milyon dolar, 1998 yılında 1.062 milyon dolar.. Yani neredeyse tam tersine bir dönüş söz konusu.

Yine TUİK verilerinde 1980 yılında 

toplamda küçükbaş ve büyükbaş hayvan sayısı 87 milyon. O zamanlar nüfusumuz 43,91 milyon. Bugün büyükbaş hayvan sayısı 14 milyon, küçükbaş hayvan sayısı ise 44 milyon. Koyun 

ve keçi sayısını da eklersek 43 milyon.. Toplamda 100 milyonu buluyor.. Nüfusumuza bakarsak malum: 80 milyon.

Üretimde ne durumdayız?  

Toplam kırmızı et üretimi TUİK verilerine göre I. çeyrekte yüzde 14,1 azalma ile 232 bin 404 ton olarak tahmin edilmiş durumda.

Toplam kırmızı et üretimi içinde sadece kesimhanelerde üretilen kırmızı et miktarı ise 113 bin 276 ton olarak gerçekleşmiş.

Sığır eti üretimi yüzde 16,6 azalma ile 207 bin 779 ton, Koyun eti üretimi yüzde 20,6 artarak 18.668 bin ton olarak tahmin edildi.

Sonuç olarak; Son dönemlerde uygulanan politikalarda canlı hayvan ile kırmızı et  fiyatlarındaki istikrarsızlık ve artan mali risk, üreticilerin hedef ve beklentilerini olumsuz yönde etkilemiştir. Türkiye’de kırmızı et  fiyatlarındaki istikrarın sağlanması ve süratle alınacak rasyonel hayvancılık politikası tedbirleri ile orta ve uzun vadede umarım gerçekleşebilir. Bu arada Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın fiyatları aşağıya çekmek için geliştirdiği formülü unutmamakta fayda var:  et ithalatı.. Bir dip not düşmekte fayda var.. Rakamlarla değerlendirisek, 2005’te 409 bin ton et ithal edilirken 10 yıl içinde bu rakam canlı ve karkas et toplamında 1 milyon tona ulaştı.