​KEMAL BEY'DEN GÜNÜN FIKRASI VE AVRUPA'NIN İKİYÜZLÜLÜĞÜ

Ekin GÜN 08 Mar 2017

Ekin GÜN
Tüm Yazıları
Kemal Bey günün birinde bir radyo programına konuk olur ve şöyle der:

Kemal Bey günün birinde bir radyo programına konuk olur ve şöyle der:

“Yeni modeli kurduk. Halk seçti cumhurbaşkanını... Başbakan da başkası oldu. Cumhurbaşkanı başka bir partinin genel başkanı, başbakan başka bir partinin genel başkanı... Asıl kavga o zaman çıkacak. Niye bunu söylemiyorlar millete, neden bu anlatılmıyor millete?” 

Kemal Bey’in ülkesinde yeni modele geçene dek ortalama her 16 ayda bir hükümet değişmiş, istikrarsız koalisyonlarla darbelere zemin hazırlanarak her on senede bir ordu yönetime el koymuş ve çift başlılıkla birlikte ülke ekonomik krizlere maruz kalmıştır.

İşte böyle bir ortamda halkın teveccüh gösterdiği bir hükümet çıkar ve daha istikrarlı bir ülke için çift başlılığı ortadan kaldıran, koalisyonları tarihin çöplüğüne atan ve darbelere zemin hazırlayan vesayet sistemini bir çırpıda silip atacak olan yeni modeli hazırlar, referanduma sunar.

İşte bu yeni modelle birlikte başbakanlık ortadan kalkarak devletin tepesi cumhurbaşkanı olacaktır ve cumhurbaşkanıyla birlikte meclis ülkeyi daha istikrarlı hale getirip hızlı kararlarla ülkeye çağ atlatacaktır.

Ama Kemal Bey bu yeni modelden bihaber olacak ki yeni modelin referandumuna 1,5 ay kala katıldığı bir radyo programında yeni modelde başbakanın olduğunu sanarak böyle bir gafa imza atar.

Üstelik Kemal Bey’in partisi de ülkesinin ikinci en büyük partisidir ve birinci parti olmasa ülkeyi yönetmeye aday parti konumundadır ve bu referandumda “hayır” propagandası yapmak için sahalara inecektir, tabii ki yeni sistemde hala daha başbakanın olduğunu sanarak.

Fıkra gibi değil mi?

Ama sıkı durun, bu anlattıklarım fıkra falan değil, ne yazık ki gerçek!

Ne yazık ki demek durumundayım çünkü ülkenin en büyük ikinci partisinin genel başkanının düştüğü durumu hayretler içerisinde izliyorum.

Ama Kemal Bey’in bu gafını bir kenara koyarak diyorum ki Kemal Bey’in söylediği bu cümle yüzde yüz doğru, altına imzamı atarım ve bu noktada Kemal Bey’in karşısına kim çıkarsa çıksın onun karşısında dururum.

Ne diyor Kemal Bey… “Başbakan başka partiden, cumhurbaşkanı başka partiden olursa kavga çıkar” diyor ve doğru söylüyor.

Aslında tam da bunun için yapılıyor işte bu referandum ve aslında tam da bunun için sandıkta EVET demenin önemi büyük.

Kemal Bey’in en son sandık kararının “hayır” olduğunu biliyorduk ama sanırım Kemal Bey bu açıklamasıyla gizli kararının EVET olduğunu açıklamış oldu.

Meğer Kemal Bey’de EVET’çiymiş, hem de gizli EVET’çi!

Buradan bu çıkıyor ve aslında basında “gaf” olarak lanse edilen şey düpedüz bir gerçek!

Tabi Kemal Bey yeni sistemi bir kez olsun okumamış olacak ki 16 Nisan’da EVET çıkması durumunda yeni modelde başbakanın olacağını zannediyor.

Yahu Kemal Bey okuyup etmiyor, dünyadan bihaber de bu partinin genel başkan yardımcıları, danışmanları ne iş yapıyor, Kemal Bey’i hiç bilgilendirmiyor mu?

Yoksa Kemal Bey’i “rezil” etmek için özel olarak mı çalışıyorlar?

Valla işin doğrusu ben gerçeği pek anlamadım, anlatacak olan varsa sevinirim ama Kemal Bey’in gafla falan da olsa durduğumuz yere gelmesi son derece sevindirici.

Velhasıl Kemal Bey’in vicdanı rahat olsun, EVET çıkması durumunda başbakanlık kalktığı için bu ülkede artık cumhurbaşkanı ve başbakan kavgaları yaşanmayacak.

O nedenle rahatlıkla EVET oyuna basabilir Kemal Bey.

“Halka neden bunlar söylenmiyor” diyor da halka aslında tam da bunlar söyleniyor.

Cumhurbaşkanı ve başbakanın halk tarafından seçilmiş olduğu bir sistemde çift başlılık olur deniyor, farklı görüşlerden iki ismin seçilmesi durumunda kavga çıkar deniyor, koalisyonlarla birlikte istikrarsız bir Türkiye olur ve vesayet odakları seçilmişleri kontrolü altına alarak ülkeyi yönetir ve iradenizi gasp eder deniyor.

Kemal Bey’de biliyor olacak ki Ahmet Necdet Sezer zamanında nasıl krizlerin yaşandığı ortada.

Hatta orda aynı dünya felsefesine sahip cumhurbaşkanı ve başbakan birbirine girmişti ve anayasa kitapçıkları havaya fırlatılmıştı da bir gecede 600 bin kişi işsiz kalmıştı.

E parlamenter sistem diye ne idüğü belirsiz bir sistemi “cumhuriyeti ilan ederken” getirip dayatırsan bir de üstüne vesayet odaklarının palazlandığı bürokrasiyi seçilmişlerin üstünde tutarsan olacağı budur.

Ortalama olarak 1,5 senede hükümetler değişir, ekonomik krizler çıkar, yargı ve ordu darbelerine zemin hazırlanır.

İşte tam da bunun olmaması için EVET demenin anlamı büyük.

Biz de zaten tam da bunun için mücadele ediyoruz ve EVET diyoruz.

Bunu sonunda Kemal Bey’in de anlaması sevindirici, fıkra gibi adam falan ama arada da doğru söylemiyor değil hani!

***

Referandum için Almanya’da yaşayan vatandaşlarımızla buluşmak için Almanya’ya gidecek olan heyetimizin konuşmaları sudan sebeplerle engellendi.

Daha sonra aynı engelleme kararını Hollanda’da yapacağını açıkladı.

Almanya’da Nazi’nin hortladığını söyleyecektik ama bu Nazi zihniyeti meğer tüm Avrupa’yı sarmış.

İşlerine gelince de “düşünce özgürlüğünden” dem vururlar…

Bunların ne kadar ikiyüzlü olduklarını 15 Temmuz’da yaşadığımız o alçak darbeyi desteklemelerinde görmüştük ama bu da işin tuzu biberi oldu.

Hiç önemli değil…

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da dediği gibi, bunların bu zihniyetlerini tüm dünyaya göstermek için gerekirse dünyayı ayağa kaldırmasını da iyi biliriz!