(K)AYIP KUPA

Mehmet Arif DEMİR
Tüm Yazıları
Geçtiğimiz hafta sonu pazar akşamı, gün geceye dönerken, Samsun Yeni 19 Mayıs Stadı'nın (mantar kapmış) çimlerinde bu sene Lig Şampiyonu olan Beşiktaş JK ile Kupa Şampiyonu olan A. Konyaspor, Süper Kupa için mücadele ettiler.

Geçtiğimiz hafta sonu pazar akşamı, gün geceye dönerken, Samsun Yeni 19 Mayıs Stadı’nın (mantar kapmış) çimlerinde bu sene Lig Şampiyonu olan Beşiktaş JK ile Kupa Şampiyonu olan A. Konyaspor, Süper Kupa için mücadele ettiler. 

Öncesi ve sonrasında yaşanan arbedeler, kavgalar vs. derken en tehlikelisi maç oynanırken “apaçi âleminin” alâmeti fârikası bir adet kelebek çakı’nın açık biçimde sahaya atılması ile Nirvana’ya erişti seyirci şiddeti. Güzel ve Şanssız Ülkemizde ilk defa bir resmi maçta forma giyen Pepe ve Negredo’ya kendilerince “hoş geldin” dedi magandalar. (Belki bu travmanın etkisi ile; Pepe 90. dakikada penaltı yaptırdı ve Negredo kale önünde topu içeri dürtemedi!) Her şeye rağmen pırıl pırıl bir galibiyet ve diri bir futbolla kupayı kazanan Konyaspor’u kutluyoruz.

Bu arada görüldü ki; geçen seneden bu seneye hiçbir şey değişmemiş. Beşiktaş bıraktığımız gibi akıllı, yürekli ve daha organize, Hakemlerimiz; aynı geçen yıllardaki gibi eyyam eyyam üstüne, kural kitabı evde kalmış ne yapsınlar. Federasyon; oksijen çadırında olduğu için olan bitene Fransız. Yeni Spor Bakanı;  Spor’a Giriş 101 dersine kaydını yaptırmış, çalışıyor derslerine. Seyirci, 6222’yi araba plakası sanıyor, umurunda değil. Valiler ve Kamu ise yaz uykusundan henüz uyanamamış olacak ki, sahaya yakında maytap ve çakı yerine bazuka veya roket atılırsa şaşırmayacağız. 

Yahya Kemal’in dediği gibi: Velhasıl duruyor o rüya yerli yerinde.

Bir de sporsever dostlarımızın çok iyi hatırlayacakları bir Süper Kupa maçı daha vardır. 31 Temmuz 2011 Pazar günü Erzurum’da oynanması gereken. O senenin Lig Şampiyonu Fenerbahçe ile Kupa Şampiyonu Beşiktaş arasında oynanması gereken maç o gün bu gündür oynanamadı. Üzerinden geçen onca seneye rağmen bir babayiğit Federasyon Yetkilisi de çıkıp demedi “kardeşim bu maç şu şu sebeplerden oynanmayacak” diye. Muhtemelen Federasyon o senenin Süper Kupa’sını kaybetti bize söyleyemiyor. 3 Temmuz’un örgütlü bir komplo olduğu yıllar sonra tespit edilmiş, o senenin lig ve kupa şampiyonları da TFF tarafından tescil edilmiş olmasına rağmen, yetkili merciler bu konuyu kulak arkası etmeye devam ediyorlar anlaşılmaz biçimde.

3 Temmuz Sürecine giden yolda, bazı büyük camialara bir şekilde sirayet edebilen örgüt mensupları diğer bazı camialara da doku uyuşmazlığı ve genetik kod uyumsuzluğu sebepleriyle sirayet edememişlerdir. Himmet, hizmet vs. gibi yaklaşımlar bazı köklü camialarda alerjik sebeplerle kendisine taban ve taraftar bulamamıştır. (Ortaya çıkan video kayıtlarında bununla ilgili çokça örnek görülmektedir.) Adliye, Askeriye, Dâhiliye, Emniyet gibi stratejik kurum ve kuruluşları kontrol altına alan bu Paralel Devlet Yapılanması, Türk Futbol Ailesini de kontrolü altına almak için bir dizi kanunsuz ve ahlaksız girişimde bulunmuştur. Bunun sonucunda haksız yere hapis yatanlar, kazandıkları kupayı iade etmeye kalkanlar ve belli bir amaca göre kayıt, montaj ve servis edilmiş tapeler sebebiyle birbirine düşman edilmiş ve hatta birisinin il sınırında diğerine suikast edilerek düşmanlığı katmerlendirmek istenen camialar ortaya çıkmıştır.

Bütün bunları geride bırakmak ve normal bir yaşantıya dönmek istiyorsak; bir an önce bu Kayıp Kupa ayıbından kurtulmak zorundayız. Yeni Spor Bakanımıza yoğun gündemine ilaveten bir sorunun daha varlığını hatırlatıyor çözüm için Devlet Aklı’nı göreve davet ediyoruz.

İyi bir hafta dilerim.