KADININ ADI GERÇEKTEN YOK MU?

Berk MÜHÜRDAROĞLU
Tüm Yazıları
Eşitsizliğin, şiddetin en büyük kaynağı ekonomik kriz koşullarının kadınların üzerine daha fazla yük bindirdiğini görüyoruz.

Şu an yazımı yazarken bile aziz ve kadim ülkemin her bir noktasında kim bilir kaç kadın fiziksel ve psikolojik şiddet görüyordur. Hepimizin yüreklerini dağlayan Pınar Gültekin cinayeti ve peşi sıra gelen cinayetlerin ardından kadınlara yönelik şiddetin panoramasına bir bakalım. Erkek şiddetinden kaçanlara destek sağlayan Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı’na 2019 yılında ilk defa başvuru yapan kadın sayısı 800 iken, bu sayı artış göstererek 2020 yılında 944'e ulaştı. Şiddet mağduru kadınların anlattıkları, kolluk kuvvetleri, bakanlığa bağlı kurumlar, sağlık kurumları ve savcılığın kadınlara gerektiği ölçüde yardım eli uzatılsa da kadına yönelik şiddet durmak bilmiyor. Kadın cinayetlerinin artması normal çünkü önlemleri ve cezaları kapsayan İstanbul Sözleşmesi yükümlülükleri yerine getirilmiyor. Kadınlara Yönelik Şiddet ve Ev İçi şiddetin önlenmesi ve bunlarla mücadeleye ilişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi olan İstanbul Sözleşmesi 2014 yılında yürürlüğe girdi. Kadının toplum yapısına tehdit oluşturduğu gerekçesiyle bazı kesimlerin eleştirilerinin hedefinde oldu. Sözleşme, dört ilkeye dayanıyor. Kadına şiddetin önlenmesi, şiddet mağdurlarının korunması, suçluların cezalandırılması ve kadına karşı şiddet ile mücadelenin bütüncül politikalarla desteklenmesi. Şiddetin olduğu aile kurumu zaten zayıftır. İstanbul Sözleşmesi Türkiye raporu, şiddet ile toplumsal cinsiyet eşitsizliği arasındaki ilişkiyi saptamada Türkiye’nin zorlandığını gösteriyor. İstanbul Sözleşmesi’ne verilen yerel ve uluslararası tepkilerin temelde erkek egemen ve kadın düşmanı ideolojilerden beslendiğini, "aile” kavramının tehlike altındaymış gibi sunulduğunu fakat içinde şiddetin olduğu aile kurumunun zaten zayıf olduğunu hatırlatıyor. Ekonomik bağımsızlık güçlenmenin anahtarı. Kadını erkek şiddetinin farklı biçimlerinin hedefi haline getiren en önemli neden kadınların ekonomik olarak güçlendirilmemeleri ve erkeklere olan ekonomik bağımlılıkları. Eşitsizliğin, şiddetin en büyük kaynağı ekonomik kriz koşullarının kadınların üzerine daha fazla yük bindirdiğini görüyoruz. Geçimin zorlaşmasının kadının hane içindeki emeğini de arttırdığını ve ekonomik buhranların erkek şiddetinin bahanesi haline geldiğini görmekteyiz. Kadınların istihdamdaki yeri yüzde 28.9. Dünya Ekonomik Forumu verilerine göre kadınların ekonomiye katılımında Türkiye 153 ülkeden 136. sırada. Türkiye İstatistik Kurumu’nun 2019 yılında paylaştığı "İstatistiklerle Kadın" verileri ise erkeklerin istihdam oranını yüzde 65.6, kadınların istihdam oranını ise yüzde 28.9 olarak gösteriyor.

ATİLLA ÖZDEMİROĞLU SAYGI ALBÜMÜ

60 yıllık yaşam serüvenine sığdırdığı unutulmaz şarkılarının farklı şarkıcılar tarafından yeniden yorumlandığı ‘Attila Özdemiroğlu Besteleri’ albümü çıktı. Attila Özdemiroğlu’nun 60 yıllık sanat hayatının külliyatı mahiyetinde, şarkı formundaki eserlerinin bir kısmından oluşan Atilla Özdemiroğlu besteleri "Müzik zaten anlatır her şeyi " albümünde 30 farklı isim yer aldı. Müzik üreterek dünyayı değiştirme arzusu ile hep özgün üretimlere imza atan usta müzisyenin hazırlık aşaması 4 yıl süren albümü, dijital mecralarla beraber hem cd hem de plak formatında dinleyicinin beğenisine sunuldu. Bütün bir kuşağı etkileyen ve kulağına yerleşen; ‘Bir vurgun bu sevda’, ‘Firuze’, ‘Kalbim Ege'de Kaldı’, ‘Sevda’, ‘Yara’, ‘Delisin’, ‘Rakkas’, ‘Tanrım’, ‘Petrol’, ‘Eskidendi Çok Eskiden’  gibi Türk müzik tarihine damgasını vuran şarkılar, Sezen Aksu, Nükhet Duru, Teoman, İpek Açar, Halil Sezai, Cem Adrian, Pamela, Zeynep Casalini, Kenan Doğulu, Işın karaca, Ayşegül Aldinç, Ceylan Ertem, Gripin, Mehmet Erdem, Elif Kaya, Fettah Can, Cansu Kurtçu, Lara ve Hepgül Özdemiroğlu, Niran Ünsal gibi birçok yorumcu tarafından yeniden günümüz soundlarında yeni aranjelerle yorumlandı. Albümde yer alan şarkılarda Alper Atakan, Alper Kömürcü, Ozan doğulu Halil İbrahim Işık, Saki Çimen, Gürsel Çelik gibi birçok aranjör düzenlemeleri ile yer aldı.

YENİ YAYIN DÖNEMİNİN EN İDDALI DİZİSİ

Bir süredir oyuncu kadrosuna dahil olan oyuncularla ilgili haberlerin çıktığı Menajerimi Ara dizisi nihayet ekranlara gelmeye hazırlanıyor. Menajerimi Ara dizisi oyuncuları arasında oldukça önemli isimler yer alıyor. Diziye her yeni bölümde farklı ünlü oyuncuların konuk oyuncu olması da bekleniyor. Dizinin ilk tanıtımı da izleyicilerle buluştu ve televizyon seyircilerinin merakı biraz daha arttı. Menajerimi Ara konusu Call My Agent’ın yerli versiyonu olan Menajerimi Ara dizisi konusu da orijinal diziyle benzerlik taşıyacak gibi görünüyor. Menajerimi Ara dizisinde ünlü oyuncuların ve onların menajerlerinin yaşadığı yer yer stresli yer yer de komik dünyanın ele alınacağı düşünülüyor. Orijinal dizide Paris’teki bir menajerlik ajansında menajerlerin yaşadıkları olaylar samimi bir atmosfer içerisinde anlatılıyor. Menajerimi Ara dizi oyuncuları arasında Canan Ergüder, Barış Falay, Fatih Artman, Ahsen Eroğlu, Deniz Can Aktaş ve Ayşenil Şamlıoğlu gibi başarılı isimler bulunuyor. Menajerimi Ara oyuncu kadrosu başarılı ve popüler isimlerin bir araya gelmesi ile dikkat çekiyor. Dizide Canan Ergüder’in orijinal dizideki Andrea Martel karakterini, Barış Falay’ın Mathias Barneville karakterini, Ayşenil Şamlıoğlu’nun Arlette Azemar karakterini ve Fatih Artman’ın Gabriel Sarda karakterini canlandırması bekleniyor. Ve sürpriz isim Nebahat Çehre ‘Menajerimi Ara'da yer alacak. Yılın en iddialı dizisini sabırsızlıkla bekliyoruz... 

GÜNÜN SÖZÜ: YA İSLAM'LA YÜKSELİR YA İNKARLA ÇÜRÜRSÜN

NECİP FAZIL KISAKÜREK