İSTANBUL'UN NAZLI KIZI YALILAR

Berk MÜHÜRDAROĞLU
Tüm Yazıları
İstanbul Boğazı deyince ilk akla gelen şeylerden biri boğazın incisi yalılar elbette.

İstanbul Boğazı demek aynı zamanda deniz kenarında tüm görkemiyle dikilen birbirinden güzel tarihî yalılar demektir. Farklı dönemleri ve mimari üslûpları kusursuz şekilde yansıtan bu yalılar İstanbul’un en önemli kültürel miraslarından. Günümüze yaklaşık 360 tanesi ulaşabilmiş bu muhteşem yapıları yakından tanımaya ne dersiniz? Gelin, tarihin tozlu sayfalarında kaybolmaya yüz tutmuş hikâyelerle beraber eşsiz bir yolculuğa çıkalım.

İstanbul Boğazı deyince ilk akla gelen şeylerden biri boğazın incisi yalılar elbette. Sırtını korulara, ayaklarını denize vermiş cennet bahçeleri adeta. Farklı dönemleri ve farklı mimari anlayışları temsil eden yaklaşık 600 yalıdan bugüne kadar aslını koruyabilen 150 tane kalmış durumda. Toplamda ise yaklaşık 360 yalı bulunuyor. İstanbul Boğazı’nın en güzel köşelerinde bulunan yalılar hem Avrupa yakasında hem de Anadolu yakasında geniş bir alana yayılıyor. Bir boğaz turu ile en güzellerini görmek mümkün. Hatta bazı yalılar özel etkinlikler için kiralanabiliyor bile. Osmanlı döneminde yalıların renkleriyle ilgili belli bir sistematik bulunuyordu. Buna göre devlet mensupları kırmızı renkli yalılarda oturuyordu. Açık renkli yalılar Müslümanlara, gri ve tonlarındaki yalılarsa gayrimüslimlere aitti. Boğazda gezerken aslını koruyabilen bir yalı görürseniz bu bilgi aklınızda olsun. İstanbul Boğazı ya da nam-ı diğer Boğaziçi, Osmanlı Hanedanı için en gözde mekânlardan biriydi. Sultan ve yakınları İstanbul Boğazı’nda çok sayıda yalı ve saray inşa etmiştir. İstanbul’un en güzel yerine kayıtsız kalmak mümkün değil tabii ki. Bu yapılar arasında Dolmabahçe Sarayı, Çırağan Sarayı, Adile Sultan Kasrı, Beylerbeyi Sarayı ve Küçüksu Kasrı en bilinenleridir. Ünlü yazar Abdulhak Şinası, yalılardaki yapıyı Osmanlı İmparatorluğu’ndaki etnik çeşitliliğin bir yansıması olarak kabul ediyordu. Abdulhak Şinasi’ye göre yalılar imparatorluğun minyatürü gibiydi. Şöyle diyordu; “Eski Büyük yalılar Osmanlı İmparatorluğu’nun küçük birer minyatürü gibiydiler: Dadı Çerkez, bacı Zenci, hizmetçi Rum, evlatlık Türk, sütnine melez, kâhya kadın Trakyalı, ayvaz Ermeni, aşçı Bolulu, kayıkçı Türk veya Rum, haremağası Habeş, bahçıvan Arnavut olurdu. Müslüman-Hristiyan bu unsurlar, bir çatı altında toplanarak imparatorluk içindeki durumu, burada devam ettirirlerdi.” Mimarisi ve görkemiyle kendine hayran bırakan İstanbul Boğazı yalıları, aynı zamanda dünyanın en pahalı konutları arasında yer alıyor. Boğazın mimari olarak en dikkat çeken yalılarından olan Zeki Paşa Yalısı, dünyanın en pahalı 10 evi arasında gösteriliyor. Yalı, 2019 yılında 550 milyon TL’ye satışa çıkarıldı. Ancak alıcı bulamadı. Boğazdan vapurla geçenlerin gördükçe imrendiği, hayallere daldığı, hikâyesini merak ettiği onlarca harika yalı var. Bu haftasonu tüm sevdiklerinizle beraber boğaz ve yalılar gezisi yapmaya ne dersiniz?

KATE QUINN İMZALI ALICE TEŞKİLATI

Ve bu haftanın en ilgi çeken kitabı.

Kaleme aldığı tarihi romanlarıyla uluslararası çoksatanlar listelerinden düşmeyen Kate Quinn’in cesaret ve kurtuluşun büyüleyici hikâyesini anlattığı Alice Teşkilatı adlı romanı Epsilon logosuyla Türkçe’de. New York Times çoksatan yazarı Quinn, 20’den fazla dile çevrilen Alice Teşkilatı’nda iki kadını; savaş sırasında istihbarat teşkilatında görev almış bir casusla, kuzenini arayan sıra dışı bir Amerikalı genç kızı buluşturuyor. Goodreads Okur Ödülü Adayı Alice Teşkilatı, internet sitelerinde satışta. Okunası bir kitap. Tarihi romanlarıyla tüm dünyada çoksatan yazar Kate Quinn’in büyüleyici ve sürükleyici romanı Alice Teşkilatı, Birinci Dünya Savaşı sırasında Fransa’da, Alman hatlarına sızmak için kurulan gizli Alice Teşkilatı’nın gerçek hikâyesinden yola çıkıyor. Alice Teşkilatı, Türkiye’de Filiz Çakır’ın çevirisi ve Epsilon logosuyla okurlarla buluşuyor. Savaşın darmadağın ettiği dünyanın bir köşesinde, üniversitede okuyan Charlie St. Clair hamiledir, evli değildir ve itibarlı ailesinin baskısı altındadır. Hayatta sahip olduğu tek şey, savaşta ortadan kaybolan sevgili kuzeni Rose’un hâlâ hayatta olabileceğine dair umududur. Annesi, Charlie’nin hamileliğini sonlandırmak üzere onu Avrupa’ya getirdiğinde Charlie kaçmaya karar verir ve Londra’ya doğru yola çıkar. Rose neredesin? Eve Gardiner Almanlara karşı savaşa katılmak için yanıp tutuşurken, casus olarak işgal altındaki Fransa’ya gönderilir. Geniş bir istihbarat teşkilatını yöneten “Casuslar Kraliçesi” Alice (Lili) tarafından eğitilir...  Savaş boyunca yaşadıkları, Eve’in zihninde otuz yıl sonra bile ilk günkü kadar canlıdır. Savaştan sonraki günlerini, kendini kaybedene kadar içerek geçirir. Ta ki genç bir Amerikalı kapısına dayanıp yıllardır duymadığı bir adı söyleyerek onu gerçeğin peşine düşmeye ikna edene kadar... Gerçek nereden göz kırparsa Eve ve Charlie oradadır artık. Geliyor musun? Kötülük Çiçekleri tomurcuklanır, açar, büyür ama asla solmaz. Onların sadece adları değişir. Tarihin pek de yazmadığı adları... Cesur, inatçı, tutkulu ve yaşadığı zamanın ötesindeki bütün kadınların adları... Bu roman, onlarındır. Kate Quinn’in çok satan romanı Alice Teşkilatı, Epsilon logosuyla satışta.

2022’NİN EN MODA PARÇALARI

Trençkotlar. 70'li yıllardan beri neredeyse her sezonun trendleri arasında olan trençkotlar yeni yılda da popülerliğini korumaya devam ediyor.. Oversize Paltolar. 80 ve 90'lı yılların Oversize modası da yeni yılda en çok karşılaşacağımız modellerden. Kesik modelli elbiseler.

GÜNÜN SÖZÜ: TÜRKİYE TÜRKLERİNDİR