Vakıf Katılım web

İSTANBUL'A SON DÖNEMEÇ ÖNERİLERİ

Erol ERDOĞAN 17 May 2018

Erol ERDOĞAN
Tüm Yazıları
"İstanbul İçin Son Dönemeç!" başlıklı yazımda, Kültür ve Turizm Bakanlığının himayesinde İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürlüğünün organizasyonuyla 11-12 Mayıs 2018 tarihlerinde gerçekleştirilen "İstanbul Kültür Çalıştayı" ile ilgili ilk değerlendirmemi yapmıştım.

Çalıştayda 11 komisyon vardı. Ben, “İstanbul’un İnsanları” başlıklı, Ayşe Böhürler Hanımın başkanlığını yaptığı komisyonda bulundum. Bugünkü yazımda, komisyonda ifade ettiğim görüş ve tekliflerimden bazılarını paylaşacağım.

Şehre, üç tasavvur ruh vermelidir. İstanbul’un bundan sonrasına üç tasavvur yön vermelidir. Bu üç tasavvur: Kalb-i selim, zevk-i selim, akl-ı selimdir. Bu üç tasavvurun düşünce-felsefe, mimari, edebiyat, sanat, musiki, eğitim gibi birden çok disiplinle ilgili olduğunun farkında olunarak şehre ait sorumluklar, yetkiler ve süreçlere katılım haritası oluşturulmalıdır.

İstanbul’a taşınanlara “Şehirde Yaşam Rehberliği” hizmeti verilmelidir. İstanbul’a başka bir şehir veya başka bir ülkeden, farklı sebeplerle (iltica-sığınma, istihdam-tayin, evlilik, taşınma vb.) taşınan insanlara, İstanbul’da yaşamaya dair bilgiler verilmeli, rehberlik yapılmalı, destek sağlanmalıdır. Şehirde Yaşam Rehberliği, iş bulma, şehri tanıma, eğitim ve kültüre erişim, güvenlik, ulaşım, eğitim gibi konuları içermelidir. Konu mevzuatla düzenlenerek yerel yönetimlerde Şehirde Yaşam Rehberliği ile ilgili birimler oluşturulmalıdır. Şehre sonradan gelenler, şehri tanımazlar ve sevmezlerse, sosyal-kültürel uyumları gecikecek, güvenlik sorunları artacak ayrıca sonraki nesilleri de etkileyecek biçimde şehre yabancılaşmaya-düşmanlaşmaya sebep olacaktır.

“İnsan Dostu Şehir” anlayışının kriterleri oluşturulmalıdır. Şehirde yaşayan ve şehirle ilişkili insan türlerinin her biri için “insan dostu şehir” kriterleri belirlenmelidir. Şehirlerin, rastgele “Çocuk dostu”, “Engelli dostu”, “Kadın dostu” gibi unvanları kullanması engellenmeli, bu unvanlar-payeler, ilan edilen kriterlere uygunluk dikkate alınarak düzenlenmelidir. Bu çerçevede şu başlıklarda kriterler oluşturulabilir: Çocuk Dostu Şehirler, Kadın Dostu Şehirler, Genç Dostu Şehirler, Yaşlı Dostu Şehirler, Göçmen Dostu Şehirler, İşçi Dostu Şehirler, Çocuk Dostu Şehirler, Engelli Dostu Şehirler, Turist Dostu Şehirler, Hasta Dostu Şehirler, Öğrenci Dostu Şehirler… Tematik kriterlerin toplamına “İnsan Dostu Şehir Kriterleri” denebilir.

Çocuklar sokağa daha çok çıkmalıdır. Sokaktan çocukların çekilmesi parkları, caddeleri, sokakları, mahalleleri ıssızlaştırmakta, bu durum zamanla kısır döngü oluşturarak “Sokaklar güvenli değil, çocuklarımızı dışarı çıkaramıyoruz” anlayışının yaygınlaşmasına yol açmaktadır. Oysa çocuklarımız sokakta ne kadar çok olursa, doğal ve zorunlu olarak, güvenlik-zabıta hizmetleri, park ve kaldırım tasarımları, çevre ve meydan mimarileri, yönetim eğilimleri çocuğa göre şekillenecektir. Çocuklarımızı daha fazla sokağa çıkarmalıyız; aileler sokaklarda, meydanlarda, parklarda, cami-kütüphane çevrelerinde çoğaldıkça ve buralarda vakit geçirdikçe şehirlerde güven-güvenlik eşiği yükselecektir.

Modern yapılar mahalleliği yozlaştırmamalıdır. Modern sosyal, kültürel, dini yapılar; mensuplarını “grup içi” davranmaya değil mahalle-komşu merkezli olmaları için yönlendirmelidir. Sosyal, kültürel, dini yapılar, mensupları ile ilişkilerinde, kurum aidiyetlerini baskın hale dönüştürmekte, bu ise, bireyin aile-akraba, mahalle, komşuluk, sokak bağlarını zayıflatmaktadır.

Kanal İstanbul’a kültürel yaklaşım yön vermelidir. Kanal İstanbul’u, medeniyet, insan, doğa ve şehir tasavvurumuzu, dünyaya gösterebileceğimiz bir fırsat olarak görmeliyiz. Kanal İstanbul’a dair planlar ve projeler, medeniyet birikimimizi ve şehirleşme ideallerimizi yansıtacak şekilde düşünülmeli; bu önemli çalışmada “kültürel yaklaşım” belirleyici aktörlerden olmalıdır. 

“İstanbul Çalıştayı Kararlarını Takip Kurulu” kurulmalıdır. Bu kurulda, Kültür ve Turizm Bakanlığı, ilgili diğer bakanlıklar, İstanbul Valiliği, İstanbul Büyükşehir Belediyesi temsilcilerinin yanı sıra, çalıştayda yer alan 11 komisyon başkanı görev almalıdır. İstanbul Çalıştayı Kararlarını Takip Kurulu 6 ayda bir toplantı yaparak, süreci izlemeli, kamuoyunu bilgilendirmelidir.

İstanbul Kültür Çalıştayı’na dair sonraki yazımda komisyonlardan alıntılar yapacağım.