Bakın Mesut Barzani 25 Eylül gayrimeşru referandum öncesi etrafındakilere ve Amerikalılara ne diyormuş: "Referandumun ertesi olacaklar referandumdan önceki durumdan farklı olmayacak.

Bakın Mesut Barzani 25 Eylül gayrimeşru referandum öncesi etrafındakilere ve Amerikalılara ne diyormuş: “Referandumun ertesi olacaklar referandumdan önceki durumdan farklı olmayacak. Irak, Türkiye ve İran liderleri kendi kamuoylarını tatmin etmek için biraz sızlanacaklar ama pek bir şey yapmayıp Kürtlerin yeni gerçeklerini kabul edecekler…”

İşte size Alice Harikalar Diyarında yaşayan bir Barzani… Esasında bazı Amerikalı analistler de bu kafadaydı.

Ama ABD yönetimi, tıpkı Türkiye gibi ufukta beliren karabulutları ve yaklaşmakta olan felaketi çok iyi görüyorlardı. Onun için ABD, Barzani’ye son dakikada bazı teklifler yaptı ama erken gelen “zafer sarhoşluğu” Barzani’yi kör etti.

ABD “şimdi zamanı mı, Irak’taki dengeleri allak bullak edeceksiniz, DEAŞ’a karşı verilen mücadele tavsayacak, olaylar İran’ın elini güçlendireceksiniz” derken Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ise referandumun Iraktaki Kürtler için bir felaket olacağını, bütün kazanımlarını kaybedeceklerini ve kendisinin onları tehdit etmediğini iyi bir dost olarak onları uyardığını açıkladı…

İşlerin gün geçtikçe Barzani’nin aleyhine gelişmesi, Irak, Türkiye ve İran’ın sergilediği kararlı tutum, ABD ve İsrail’in gelişmelere sessiz kalmaları Irak’ın Kürtlerini iyiden iyiye köşeye sıkıştırıyor…

ABD’de “Barzani yanlış yaptı ama yok olmasına da izin vermeyelim” sesleri yükseliyor… ABD Dışişleri Bakanlığı taraflara itidal tavsiye ederken Irak merkezi yönetimine “aman silaha başvurmayın” diyor… Ama Bağdat’ta kimse geçmişi unutmuyor. Nasıl ABD ve Kürtlerin bir olup 2004’te Şii ve Sünni Araplara ve nasıl Kürtlere orantısız kazanımlar sağlayan Irak anayasasını kabul ettirdiklerini Araplar dün gibi hatırlıyorlar ve adil olmayan bu düzeni değiştirmek isteyecekler… ABD’nin buna razı olması gerekiyor…