Irak’ta İran’dan da güç alan ve eski Başbakan Maliki’nin de etkilediği bazı çevreler Türkiye’yi işgalci ve düşman olarak göstermeye kalktılar. Hatta başlarda Irak Başbakan Haydar İbadi’yi de kandırarak Türkiye’ye karşı sert çıkışlar yaptırdılar.

Türkiye ise dik durdu ve Başika’dan çekilmeyeceğini, orada bulunma sebebinin DEAŞ’a karşı verilen mücadele olduğunu açıkça anlattı. Türk askerinin DEAŞ’la mücadele edebilecek silahlı unsurları eğittiğini anlatan Ankara bunun bir keyfilik değil bir zorunluluk olduğunu vurguladı.

Hatta Türkiye kendisine karşı eylemlerde bulunan PKK ve DEAŞ’ın Irak’ta yuvalanmasına mani olamayan Bağdat yönetimini de sert dille eleştirdi.

Ankara son zamanlarda Türkiye’nin yalnız ve yalnız Irak’ın toprak bütünlüğünün muhafaza edilmesini istediğini, Irak’ın egemenliğine saygılı olduğunu vurgulayarak İbadi’yi rahatlattı. Ankara’nın Başika’nın Irak toprağı olduğunu ve Türkiye’nin burada herhangi bir hak iddia etmediğini söylemesi ortamı iyicene yumuşattı.

Başbakanımız Binali Yıldırım’ın Irak’a yaptığı başarılı gezi ve sonrasında varılan mutabakatlar Türkiye ve Irak arasında ilişkilerin normalleşmeye başladığını gösteriyor. Bu da hem İbadi’yi Maliki destekçilerine karşı güçlendiriyor hem de ABD’yi memnun ediyor…

Irak’ın Ankara Büyükelçisi Salih El Ubeydi, dün Ankara’da bir basın toplantısı düzenleyerek 3 ay içerisinde Musul operasyonunun biteceğini belirtti ve Başika kampında bulunan Türk askerinin operasyonun tamamlanmasından sonra çekileceğini söyledi.

El Ubeydi, "Başika çözülürse diğer işbirlikleri de görüşülür. Türkiye'nin Irak topraklarında operasyon yapmasını beklemiyoruz" dedi.

Sincar'daki PKK varlığına ilişkin ise Büyükelçi, "Terör örgütlerinin komşu ülkeleri tehdit etmesine izin vermeyeceğiz, PKK dâhil yabancı gruplara izin yok" şeklinde konuştu.

Türkiye’de zaten bunu istiyor. PKK’yı Kandil’den ve Sincar’dan söküp atın diyor ama ilave ediyor: “Siz bunu yapamazsanız o zaman ben yaparım.” İşte işin kilit noktası bu…