İmam Rıza Türbesini tavaf eden Airbus 321

Musa ALİOĞLU 19 Şub 2017

Musa ALİOĞLU
Tüm Yazıları
THY'de, neyin neden yapıldığı gibi konuların sorgulanmadığı, genel müdürün eşinin, uçak üreticisi firmanın temsilcisi bile olduğu yıllar geride kalmış, anonim ortaklık, büyümeye, çok titizlikle ve iyi yönetilmeye başlanmıştır.

Tarih, Aralık 2006. THY, yakıt tankında su biriktirdiği için her zaman arıza yapan RJ-100 tipi uçakların sonuncusunun da iade bakımı yapıp, sahibi olan şirkete geri göndermenin sevincini yaşıyordu.

THY'de, neyin neden yapıldığı gibi konuların sorgulanmadığı, genel müdürün eşinin, uçak üreticisi firmanın temsilcisi bile olduğu yıllar geride kalmış, anonim ortaklık, büyümeye, çok titizlikle ve iyi yönetilmeye başlanmıştır.

Tek kuruş tazminat ödemeden 11 uçağı zamanında geri veren ekibin başında bulunan Uçak Bakım Başkanı Şükrü Can, bu iş için doğrusu aferin bekliyordu. İşe başlarken "Bu işi zamanında bitirirsek, deve kurban ederim" diye konuştuğu aklına gelince, üst makamlara da danışarak havacılıkta adet olan kurban işi için harekete geçti. Satın

alınan deve, hangarın önünde kesildi. Bütün iyi niyetiyle de haberi bizzat servis eder. Ertesi gün dünya ayağa kalkar, yer yerinden oynar.

Haber, dünya basınında da yer alır. Başarılı, atak ve girişken bir teknokrat olan Şükrü Can da, ilahlar değil ama, basın kurban istediği için görevinden alınır.

Oysa, kurban kesme havacılık sektöründe de adetti. Birileri, gelen uçağı su püskürterek tak yapan itfaiye araçları arasından geçirir, bir başkaları da kurban kesip kanını uçağın dikmesine sürer ve adağını yerine getirirdi. Ne yazık ki, bu iş THY'ye prestij, puan ve de para kaybettirir. Konu zor unutulur, her fırsatta gündeme getirilir.

Bu olayı on yıl sonra neden dile getirdiğimi sorabilirsiniz. Malum Orta Doğu'da eski devletlerden olan İran İslam Cumhuriyeti'nin uluslararası ambargo karşısında zor durumda kaldığı bir gerçek. İran, uygulanan ticari ambargo nedeniyle çok ihtiyaç duyduğu uçak, uçak motoru ve yedek parça alamıyor. Şah döneminde alınan Boeing 747'ler, havacılık tabiriyle "Ground" edilip, sırayla hangara çekiliyordu. Ambargoya neden olan, nükleer silahlara denetim izni vermesi İran için kurtuluş oldu. Başta ABD ve AB ülkelerinin İran'a uçak, motor ve yedek parça satmasına izin çıkınca piyasa çok hareketlendi.

2016'da Boeing'le uçak ve motor anlaşmasından sonra, Airbus'la da 100 uçaklık alım anlaşması yapıldı. Airbus, ilk olarak A-321 tipi bir uçağı 2017'nın Ocak ayı başında İran Havayolları'nın pilotlarına teslim eder. İran bayrağı taşıyan İran Air logolu uçağın rotası Meşhed kentidir. Her yıl 20 milyon Şii'nin ziyaret ettiği, 8'inci İmam Ali Rıza'nın Türbesi buradadır. Adet olduğu üzere, İran'ın aldığı her uçağın yaptığı gibi A-321 de türbenin üstünden uçarak tavaf eder ve uçağın radar görüntüleri de İran Air'in sosyal paylaşım sitesinde yer alır. Bu konuyu hiç kimse de yadırgamaz ve yargılamaz.

Burada bir noktayı belirtmeden geçemeyeceğim. İran'a ticari nedenlerden ötürü gösterilen bu hoşgörü, nedense bize hiç bir zaman gösterilmez. Apronda deve kesmenin ve uçakla türbe tavaf etmenin benzerlikleri vardır. Ama bu iki olaya Batılıların bakış açıları birbirinden çok farklıdır.

Bu karşılaştırmadan sonra son durumu ele almakta yarar var. İran, yeni uçaklar alacak ve de bölgede önemli bir güç olacak beklentisi herkeste hakimdi.

İranlı transit yolcuların da artık kendi milli uçağıyla uçması söz konusuydu. THY'ye büyük bir rakip geliyor konusu düşünce olmaktan çıkıp artık gerçeğe dönüşür diye de bekleyenler vardı. Böyle olmayacaktı, çünkü evdeki hesap çarşıya uymamıştı. Obama'nın uzattığı

barış elini, Rehber Hamaney'in itirazlarına rağmen dostça sıkan reformist ilerici Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani'nin bu davranışı ülkede zafer havasıyla kutlandı.

Fakat, ABD'de yapılan başkanlık seçimini çok sürpriz bir şekilde Donald Trump'ın kazanması, bu güzel tabloyu berbat etti. İranlılara da ülkeye giriş yasağı koyan bu agresif yeni başkanın başka neler yapacağı İran'da halen endişeyle bekleniyor. Son gelinen noktada İran'ın Boeing'ten ve motorları ABD menşeeli olduğu için Airbus'tan uçak alabilmesi çok zora girmiş görünüyor. Bu demektir ki, İran'ın bayrak taşıyıcı şirketi İran Air başta olmak üzere, güçlü Mahan Air ve diğerleri de artık, yeni uçak alamayacak ve zehirlenip öldürülen İmam Ali Rıza'nın kutsal olan türbesini de tavaf için Meşhed'e doğru uçamayacaktır. Bu durumda, diasporadaki İranlı'lar ve Orta Doğu'daki ülke vatandaşları Körfez ülkelerinin şirketlerini değil, sıcak ve kendilerine yakın buldukları Turkish Airlines'a ait uçaklarla uçmaya devam edip, konforu ve güveni seçecektir.

İyi uçuşlar Türkiye'nin THY'si.