Vakıf Katılım web

​İKİNCİ ARACI BEN ALIRIM

Yusuf DİNÇ 03 Kas 2017

Yusuf DİNÇ
Tüm Yazıları
Yerli otomobil yapımı işi ile ilgili babayiğitler ortaya çıktı.

Yerli otomobil yapımı işi ile ilgili babayiğitler ortaya çıktı. Cumhurbaşkanımız ilk aracı bedeli mukabil alacağını beyan etti. İkinci aracı da ben almak isterim. Hatta bugün yapılsın alırım. Ne özelliklerde olursa olsun. Bu bir duruş meselesidir. Millilik kavramının altını dolduran bir meseledir. Otomobil bizim için bir semboldür.

Emperyalist karşıtı bir tutumdur. Türkiye’nin tezlerine ve bu milletin bu dünyadaki sorumluluğuna yakışan bir tutumdur. Nuri Demirağ’ın tutumu da böyledir. Vecihi Hürkuş’un emekleri de. Bu bakımdan yerli otomobil ifadesi yerine “milli otomobil” isimlendirmesi daha yerindedir.

Gene de meselenin ekonomik boyutuna bakmakta fayda vardır. 

Temel ekonomik problemimiz cari açıktır. Yani döviz girdilerimiz döviz çıktılarımızı karşılamamaktadır. Bu sebepten ekonomimiz portföy yatırımlarını hedef alan manipülatif ataklara karşı açıktır. Üstelik portföy yatırımlarını cezbetmek üzere yüksek faiz sunulmaktadır. 

Cari açık enerji ithal eden ülkelerin kaderi gibi bir haldir. Ancak genç ve dinamik Türkiye için enerjinin yanında teknoloji ürünlerinin ithalatı da cari açığı besleyen unsurlardır. En çok döviz harcadığımız teknoloji ürünlerinden birisi de otomobillerdir. 

Milli otomobil yapmak fikri ekonomik olarak işte bu soruna bir pansumandır. Ancak bu soruna gerçekten pansuman olabilir mi? Olması için neler yapmak gerekir?

Bizde sanayinin üretim deseni, enerji dışındaki hammaddeler bakımından da ithalata dayalıdır. Yani diğer girdilerimiz de ithaldir. Örneğin tekstil sektöründe makineler ithaldir. İplik, granül, poy, pamuk ithaldir. Biz bu ithal girdilerle bir katma değer zinciri oluşturarak mamul elde ederiz. Sonra da bunu satarız. Yani üretim yaparken bile dış pazarlara açılamazsak yani ihracat yapamazsak cari açığı besleriz. Kısaca cari açıkla mücadele için hem yüksek katma değer sağlamalı hem ihracat yapmalıyız.

Eğer milli otomobil de mevcut üretim anlayışımızda farklılık olmadan geliştirilecekse cari açık sorununa çözüm üretmeyecektir. Milli değil yerli olacaktır. Yani üretim bandı ve tesis ithal, hammadde ithal, katma değer rakiplerle aynı ölçüde olacaksa ve sadece yurtiçi pazarı olacaksa istihdam, sermaye birikimi gibi konularda ekonomimize faydası olur. Ancak asıl elde edilmesi beklenen cari açık sorununun iyileştirilmesinde katkısı oldukça sınırlı kalacaktır.

Maksadın hasıl olması için ihracat odaklı bir üretim anlayışıyla işe başlamak gerekir. Buna paralel olarak rakiplerin üzerinde katma değer sunmak zorundayız. Çünkü bu aşamada girdilerin tamamı ithal olmak durumundadır. İleri zamanda girdilerin bir kısmı millileştirilebilir. Böyle bir yatırımda asıl olan tutundurma aşamasındaki stratejilerdir. Bu bakımdan tüm girdilerin ithal olduğu durumu düşünerek yerli otomobilin hibrit (karma) bir motor yapısına sahip olarak tasarlanması önemlidir. Fakat yeterli değildir. 

İhraç pazarlarda tutundurmak için diğer bakımlardan da katma değerin yükseltilmesi gerekmektedir. 

Anadol (çok severim) örneğiyle eleştirilebilecek olsa da bugün dünyanın en pahalı yolcu uçaklarından birisi karbon gövde tasarımındadır.  Kasa veya kaporta olarak bilinen aksamlarda “Dreamliner” ismindeki bu uçaktan fikir alınması mümkündür.

Böylece alıcılara maliyet avantajı sağlanabilir ve metal kaynaklı maliyetler indirgenerek cari açığa yönelik ilave bir tedbir geliştirilebilir.