İÇİNDEKİ LİDERİ KEŞFET

Emel HOCA 30 Nis 2016

Emel HOCA
Tüm Yazıları
Geçtiğimiz Çarşamba günü, Association for Coaching'in (ACC), Yıldız Teknik Üniversitesi'nde düzenlediği "Bİ'LİDER - İnteraktif Liderlik Eğitimi-İçindeki Lideri Keşfet" koçluk çalıştayında yer alan gönüllü koçlarından biriydim. İ

Geçtiğimiz Çarşamba günü, Association for Coaching’in (ACC), Yıldız Teknik Üniversitesi’nde düzenlediği “Bİ’LİDER - İnteraktif Liderlik Eğitimi-İçindeki Lideri Keşfet” koçluk çalıştayında yer alan gönüllü koçlarından biriydim. İtiraf ediyorum, hem katkıda bulunmak hem de öncelikle umut toplamak için koşa koşa gittim bu gönüllü organizasyona. Geleceğin liderlerinin yanında olmanın, onlara hayalleri ve vizyonları ile ilgili katkıda bulunuyor olmanın verdiği hazzın yanında, geleceğe, yaşama, insana dair ümitlerimi tazeledim. Ve işte bu satırları tazelenmiş enerjimle yazıyorum. 

İNSAN OLMANIN SORUMLULUĞU 

Bir insanın yaşamdaki sorumluluğu nedir? Birçok farklı cevap gelebilir diye tahmin ediyorum. Peki insan olmanın en büyük sorumluluğunu sorsam; muhtemelen sizin de vereceğiniz cevap kendini bilmek, tanımak ve keşfederek hayatın tadını çıkarmak ya da buna benzer bir yanıt olacaktır. Kişisel gelişim, koçluk, psikolojik tedaviler, eğitimlerle aslında sağlanmak istenen şey, kişinin günün sonunda kendi hayatının lideri olmasına katkı sunmaktır. İşte gençlerin bu yolda çok büyük bir inanç ve motivasyonla hareket ediyor olduğunu görmek, bilmek içime sular değil okyanuslar serpiyor. 

Gerçekten emin ellerdesiniz diyerek hepinizi rahatlatmak istiyorum. Gençlerin Liderlik konusunda farkındalığını arttırmak için yaptığımız bu güzel çalışmadan hepimiz daha da derin düşünmemize vesile olan farkındalıklarla ayrıldık. Girişimcilik ve Kimtek Kulüplerinin ACC ile kurduğu işbirliği ile artık yaşamın her alanın sirayet etmiş olan Liderlik kavramı irdelendi. Sadece iş yaşamında değil, evde, okulda, özel ilişkilerimizde, sosyal hayatımızda kişisel liderlik kavramının önemi giderek daha çok insanın gündemine giriyor. Her sabah işe, okula heyecan duyarak giden, yaptığı işi, okuduğu okulu, içinde bulunduğu koşulları seven insanlar düşünün. Beraber çalıştığı, projeler yaptığı insanları seven, bulunduğu arkadaş ve sosyal çevresinden mutlu olan bireylerin oluşturduğu bir dünya hayal edin. Birbirini takdir eden, katkılarını gören, had bildiren değil geliştirici geribildirim veren bir topluluklar… İşte böyle bir dünyanın olmasını ne sağlar dersiniz? 
Her bir birey, hayatının lideri olduğunu fark etmeden öte idrak ettiğinde ve buna sahip çıkıp liderliğini kendi eline aldığında, ihtiyacı olanı doğru teşhis ederek, bir çok alanda fark yaratabilir. Lider kelimesini duyunca aman canım ben mi lider olacağım demiş olabilirsiniz. Kendinizden mükemmel olmayı, çok büyük işlere imza atmayı, arkasında binlerce takipçinizin olmasını da beklemiş olabilirsiniz. O zaman sıkı durun. Bunların hiçbirinin kişisel liderlikle alakası yok.  

Lider kendi iradesine söz geçirebilen, vizyonu olan kişidir. Yaşamına liderlik yapan kişi kimse yokken, kimse bakmazken de verdiği kararı azimle istikrarla, amacına yönelik çalışarak uygulayıp hayata geçirmenin peşinden giden kişidir. Kilo vermeye karar verip o kararı tutabilen kişi hayatının o konuda lideridir. Artık yalan söylemeyeceğim, çocuğuma bu konuda rol model olacağım diyen ve bunu yerine getiren kişi hayatının o konuda lideridir. İşte bu üniversiteli gençler gerçekten bir harika; çünkü liderlik konusunda kararlılar. Zamanlarını, emeklerini bu konuya ayırıp, üzerinde düşünüyor, tartışıyor, kendilerini daha iyi tanıyor ve bilinçli adımlar atıyorlar. İnsan her yerde insan. Hayatımızı iş yaşamı ve özel yaşam diye ayırsak bile aslında her alanda kendinin, potansiyelinin, güçlü ve gelişime açık yönlerinin farkında olan, duygularının farkında ve esiri olmayan insan, hayatının lideri olan insandır. Fiziksel, zihinsel ve duygusal anlamda dengeli yaşar. Peki nasıl olur da bu dengeyi kurar ve hayatımızın lideri oluruz? 

KENDİ YAŞAMINIZIN LİDERİ OLUN!!!

Warren Bennis’in liderlikle ilgili yaptığı tanımı çok severim, der ki “Liderlik tıpkı güzellik gibidir, tanımlanması zordur, ama karşılaşıldığında hemen anlaşılır.” Bugüne kadar ne olduysa oldu, nasıl yaşadıysak yaşadık. Şimdi ne istediğine tekrar karar verip, seçimler yaparak ayağa kalkma zamanıdır. Bu köşe yazısını bu cümlelere kadar okuduysanız zaten aslında bu niyeti de koyanlardansınız! Tıpkı parmak izlerimiz gibi her birimiz eşsiz birer bireyiz. İşte tam da bu nedenle hepimizin kendine özgü sınırsız potansiyeli ile yapabilecekleri bambaşka. 

YAŞAMININ LİDERİ NASIL OLUNUR?

Kendi hayatınızın lideri olmaya karar verdiniz ve nasıl olacak sorusunu mu sormaya başladınız? İşte ACC koçları olarak bizim ve Yıldız Teknik Üniversitesi öğrencilerinin yapmış olduğu çalışmada ortaya çıkan bazı sonuçlar ve kendi liderlik eğitimlerimdeki gözlemlerimden oluşan tüm ipuçlarını aktarıyorum.

1 Başkası Olma Kendin Ol! 

"Bir insanın ilk işi nedir? Cevap açık, kendisi olmak." Tevfik Fikret
Öncelikle yaşamınızdaki en önemli şeyleri tanımlayın. Liderlik süreci, diğer insanların istedikleri ve olmasını bekledikleri kişi değil; kendin olma yolculuğudur. 

2 İnançlarına Göz At. 
Eğer lider olmak istiyorsanız, bilin ki önünüzde değil tam da içinizde duran tek engel; öncelikle liderlikle ilgili inançlarınızdır. 

3 Hedef Belirle.
“Liderlik amaçsız gezinmek değil, nereye gittiğini bilmektir.” Ken Blanchard 
Hedef belirleme, öngörülerden hareketle ihtiyaç ve istekleri karşılayacak gerçekçi, uygulanabilir, takip edilebilir bir plan oluşturmayı içerir. Gitmek istediğin yeri, başarmak istediğin işi net bir şekilde tanımlamayı kapsar. 

4 İçsel Eleştirmenini Fark Et.
Hepimizin içinde bize neyi, nasıl, niçin başaramayacağımızı söyleyen, sakın deneme bile diyen ve zaman zaman eleştiren sesler vardır. Bize risk almamızı, konfor alanı dediğimiz mevcut durumumuzda kalmamızı salık verir. Hayallerimizi neden gerçekleştiremeyeceğimizi söyler. Yapabileceklerimizi, potansiyelimizi sınırlar. Sırf yalnız kalmayalım diye bizi odağımızdan çıkarır, zarar veren ilişkilerin içinde kalmaya ikna eder. Korkutur ve bu korkularla kendimize sınırlar çizmemizi sağlar. İçsel eleştirmen, parazit ya da sabotajcı olarak adlandırabileceğimiz bu sesi duyduğumuz zaman bunun farkında olmak ve onu bir kenara bırakarak, çözüme odaklanmak ve çözüme ulaşabileceğine inanmak hayatımızın lideri olmamızda çok önemli bir yere sahiptir.
Bernard Shaw der ki, koşulları suçlayabiliriz ama sonuçta mesele, kim olduğumuzu belirleyen bu koşullarla nasıl baş ettiğimizdir. Eveeeettt önce bu duygularımızla yüzleşmekte fayda var. Bilmediğimiz, varlığını kabul etmediğimiz bir şeyle nasıl baş edebilir ya da işbirliği kurabiliriz ki? Yani baş etmeyi seçmek ve niyet etmek ya da etmemek işte bütün mesele aslında budur. O kadar kolaydı sanki, sen bu süreçte nerdesin diye sorduğunuzu duyar gibiyim. Çokta haklısınız bence bu soruyu sormakta. Cevabım her zaman aynı olacak, hala yolcuyum ve öğrenciyim derim. Yaşam boyu da öyle kalacağım. İnancım şu ki; hayatının lideri olanlar, aynı zamanda iyi öğrencilerdir. Yaşam boyu müzmin öğrenci kafa yapısı ile değişime açık olmak kişisel liderlik için en önemli anahtarlardan biridir. Yaşam boyu bizi korkutan, durduran, eleştiren sesleri duymaya devam edeceğiz. Önemli olan onları duymamak değil; bunların ortaya çıkardığı duygu ve düşünceleri iyi yönetmektir. Kendini olduğu gibi kabulle başlar liderliğe giden ilk adım. Gençlerde beni en çok etkileyen de bu oldu işte kendilerine karşı objektif ve şeffaf olabilmeleri. Çok sevdiğim bir hikaye vardır. Eğitimlerimde yeri geldikçe anlatırım. 

İYİLİK VE KÖTÜLÜĞÜN SİMGESİ

Yaşlı Kızılderili reisi, kulübesinin önünde torunuyla birlikte oturmakta ve biraz ilerde birbiriyle boğuşup duran iki kurt köpeğini izlemektedir. Köpeklerden biri beyaz, biri siyahtır. On iki yaşındaki çocuk kendini bildi bileli o köpekler dedesinin kulübesi önünde boğuşup dururlar. Bunlar dedesinin sürekli göz önünde tuttuğu, yanından ayırmadığı iki iri kurt köpeğidir. Çocuk, kulübeyi korumak için bir köpeğin yeterli olduğunu düşünmektedir.
Dedesinin ikinci köpeğe neden ihtiyacı olduğunu ve renklerinin neden özellikle siyah ve beyaz olduğunu anlamak ister. Bir gün dedesine bunun sebebini sorar; Yaşlı reis, bilgece bir gülümsemeyle torununun sırtını sıvazlar ve “Onlar benim için iki simgedir evlat.” der.

“Neyin simgesi?” diye sorar çocuk merakla. Dedesi: “İyilik ile kötülüğün simgesi. Aynen şu gördüğün köpekler gibi, iyilik ve kötülük içimizde sürekli mücadele eder durur. Onları seyrettikçe ben hep bunu düşünürüm. Onun için yanımda tutarım onları.” Çocuk, sözün burasında; ‘mücadele varsa, kazananı da olmalı’ diye düşünür ve her çocuğa has, bitmeyen sorulara bir yenisini daha ekler: “Peki, sence hangisi kazanır bu mücadeleyi? Bilge reis, derin bir gülümsemeyle torununa bakar ve “Hangisi mi evlat? Ben, hangisini daha iyi beslersem!” der.
“İnsanoğlunun kendi kendini fethetmesi zaferlerin en büyüğüdür.” Platon Siz içinizde neyi beslemeye kararlıysanız yaşamınızda da o yeşerir. Hayatta her şey zıddıyla vardır. Gece gündüzle, iniş çıkışıyla, sıcak soğukla bir aradadır.  Kendi hayatının lideri olduğunuzda, farkında olur, hareket eder, bazen durur, hata yapmaktan korkmaz,  yılmadan tekrar denersiniz. İhtiyaçlarınızın da farkında olur gerektiğinde destek isteyebilir ve ihtiyacı gördüğünüzde destek olursunuz. Fırsatların ayağınıza gelmesini beklemez; onları bizzat oluşturmaya ya da geldiklerinde onları görmeye ve değerlendirmeye açık olursunuz.  Şimdi yaşamının lideri olmak için geri kalan diğer 8 maddeyi siz içinizdeki hangi kurtu besleyeceğinizi bu hafta düşündükten sonra yayınlamak istiyorum. Hatta bu arada bir hafta içinde bana kişisel liderliği ele almak için yapılması gereken ya da sahip olunması gereken sizin için önemli özellikleri yazabilirsiniz. Çorbaya tuzu beraberce koyarız fena mı olur, ne dersiniz?