​HAZİNE YÖNETİMİ, BÜTÇE AÇIĞI VE DIŞLAMA ETKİSİ

Prof. Dr. D. Murat DEMİRÖZ
Tüm Yazıları
"Hazine, yılın ilk beş ayında toplamda net 46.5 milyar lira borçlandı.

“Hazine, yılın ilk beş ayında toplamda net 46.5 milyar lira borçlandı. 2016’nın ilk yarısında yüzde 87 olan iç borç çevirme oranı bu yılın ilk 6 ayında yüzde 114’ü aştı. Küresel krizin etkisiyle 2009’da kanunda yapılan geçici bir değişiklikle Bakanlar Kurulu’na borçlanma limitini 5 kat artırabilme yetkisi verilmiş; Hazine 60.9 milyar lira borçlanmıştı. Bürümcekçi Danışmanlık Kurucusu Haluk Bürümcekçi, “Temmuz ayında da iç borç yenileme oranı yüksek gerçekleşeceğinden borçlanmanın limiti aşmış olması çok muhtemel” dedi. Hükümetin referamdum öncesi artan teşviklerinin etkisiyle geçen yılın ilk yarısında 1.1 milyar TL fazla veren bütçe, bu yılın ilk 6 ayında 25.2 milyar lira açık verdi. Artan bütçe açığının etkisiyle yılın ilk yarısında rekor borçlanmaya giden Hazine’nin borçlanmaya devam edebilmesinin önündeki yasal engelin kaldırılması için çalışmalar yürüttüğü belirtildi. Konuya yakın bir kaynağın Bloomberg’e verdiği bilgiye göre 4749 Sayılı Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkındaki Kanun’da yapılacak değişiklik ile Hazine’nin borçlanma limitinin artırılması değerlendiriliyor. Eski Hazine Müsteşarı Mahfi Eğilmez’in hesaplamasına göre 2017 için net borçlanma limiti 47.5 milyar lira düzeyinde. Bu miktarın hükümet kararıyla yaklaşık yüzde 10 artırılması mümkün. Bu oranı da aşan borçlanma için kanunda değişiklik gerekiyor.” Cumhuriyet Gazetesi, 26 Temmuz 2017, Çarşamba…(İmla hataları Cumhuriyet’indir.)

Yukarıdaki haberle ilgili olarak üç teknik detay vardır açıklanması gereken: Hazine Finansmanı, İç Borç Çevirme Oranı ve Dışlama Etkisi. Birincisi Hazine’nin aslî görevini tanımlamaktadır. Bir hükümetin bir yıllık harcamaları (memur maaşları, sosyal harcamalar, zorunlu kamu hizmeti artışları, kamu yatırımları ve borç ödemeleri) hükümetin her sene başında Meclis’e sunduğu ve Meclis’in de onayladığı Bütçe Yasası’nda önceden belirlenir. Bütçe Yasası’nı hazırlamak bütün bakanlık ve kamu kurumlarının talep ve ihtiyaçlarını da göze almak şartıyla Maliye Bakanlığı’nındır. Bu harcamaların ödenmesi ise birinci olarak vergiler yolu ile sağlanır. Ancak, sene başında, Bütçe Yasası’nda belirlenen vergi gelirleri tahmini gelirlerdir. Çünkü toplam vergi gelirleri bir sene boyunca vatandaşların yapacağı harcamalara bağlıdır ve bunun kaynağı da her türlü alışverişten alınan KDV ve ÖTV gibi tüketim vergileridir. Bunların yekûnuna Dolaylı Vergiler adı verilir ve vergi gelirlerinin ekonomik konjonktürden etkilenen kısmını oluşturur. Eğer işler beklenildiği gibi gitmez ve örneğin ekonomide bir durgunluk veya yavaş büyüme konjonktürü baş gösterirse, vergi gelirleri de Bütçe Yasası’nda belirtilen miktarın altında gerçekleşir. İşte, Hazine’nin görevi burada ortaya çıkar: Tahminî vergi gelirlerinde beklenmeyen bu düşüşe bağlı olan gelir açığını finanse etmek. Hazine Müsteşarlığı, bu finansmanı aşağıdaki gibi gerçekleştirir: 

Hazine finansmanı =  İç borçlanma + Dış borçlanma + Diğer finansman

İç Borçlanma, Hazine’nin çıkaracağı tahvil ve bono gibi borç senetlerini bankalara ve diğer aracı kurumlara satarak iç piyasadan nakit borçlanmasıdır. Dış borçlanma ise, yine aynı yöntemle, dış piyasadan yabancı para cinsi borçlanmasıdır. Diğer finansman kalemi içinde faiz dışı fazla, özelleştirme gelirleri, İşsizlik Sigortası Fonu’ndan yapılan aktarımlar, TMSF'den sağlanan gelirler, devirli ve garantili borç geri dönüşleri, kasa ve banka değişimi ve kur farkı kalemleri yer almaktadır.

İkinci detay Hazine’nin İç Borç Çevirme Oranı’dır. İç borç çevirme oranı Hazine Müsteşarlığı tarafından şöyle hesaplanmaktadır:

İç borç çevirme oranı = İç borçlanma / İç borç ödemeleri

Hazine’nin İç Borçlanması yasal olarak bütün açığın belli bir oranı kadarla sınırlandırılmıştır. Gerekli görülürse, Bakanlar Kurulu bu borçlanma limitini %10 kadar artırabilir. Eğer borçlanma ihtiyacı daha yüksekse, o takdirde ilgili yasanın değişmesi gerekecektir. İç borç çevirme oranı Hazine’nin ilgili dönemde gerçekleştirmek zorunda olduğu iç borçlanmanın geçmişten gelen borçların anapara ve faiz ödemelerine oranını gösterir. Eğer bu oran artıyorsa, hükümetin Bütçe Açığının arttığı anlamına gelmektedir. Bunun doğal sonucu olarak da, eğer bu oran yükseliyorsa, özel kesimin piyasadan dışlanması (dışlama etkisi), oran düşüyorsa özel kesime piyasadan yararlanma imkanının artması (tersine dışlama etkisi) söz konusu oluyor demektir. 

Üçüncü detay Dışlama Etkisidir ki, Makro İktisat Disiplininde çokça kullanılan bir kavramdır. Herkesin anlayabileceği bir şekilde ifade edersek Dışlama Etkisi, Bütçe Açığında artış nedeniyle özel yatırımlarda azalma anlamına gelir. Mekanizma şöyle işler: Hazine iç borçlanmayı ulusal finans sisteminden karşılar. Burası, aynı zamanda, özel yatırım ve tüketimin de finansman kaynağını oluşturur. Eğer iç borçlanma artarsa, o takdirde, ulusal finans sisteminden hazineye aktarılan fon miktarı artar ve doğal olarak özel yatırımlara ayrılan fon miktarı da azalır. Bu da özel yatırımlara uygulanan kredi faiz oranının yükselmesine ve de, neticede, özel sektör yatırımlarının düşmesine yol açar. İşte kamu harcamaları veya bütçe açığındaki artış nedeniyle yatırımların azalmasına yol açan bu etki Dışlama Etkisi olarak tanımlanır.

Haberde verilen değerlere göre, bütçe açığı rekor bir artış içindedir. Bu kaçınılmaz olarak özel sektörün ya yatırımlarını kısmasına ya da özel sektör yatırımlarının dış borçlanma ile finanse edilmesine neden olacaktır. Yani ya (zaten düşük olan) orta ve uzun dönem büyüme hızımız daha da düşecek ya da (zaten çok yüksek olan) dış borçlarımız daha da artacaktır. Kırk katır mı, kırk satır mı?

Yukarıda bahsettiğim durum ciddi bir sıkıntıyı işaret etmektedir: İkiz Açık. Gelişmekte olan ülkelerin hızlı büyüme zorunluluğu içinde karşılaştıkları en can yakıcı sorunlardan biri olan ikiz açık, birbirini besleyen Bütçe Açığı ve Cari Açık anlamına gelir ki, Türkiye de dahil olmak üzere son elli yılda orta gelir grubu ülkelerde yaşanan krizlerin çoğunluğu İkiz Açık kaynaklıdır. Pazartesi bu konuyu ele alacağım.